DERLEMELERİM


BU BÖLÜM ÜNLÜ DÜŞÜNÜR, ŞAİR, YAZAR, PEYGAMBER VE BİLİM ADAMLARININ SÖZLERİNDEN OLUŞMAKTADIR...




GAUTAMA BUDDHA (Siddhārta Gautama)
(M.Ö. 563 - M.Ö. 483)
  • Anlaşılması gereken dört önemli gerçek vardır. Bunlardan ilki evrensel olan ve bütün ömür boyunca süregelen acı çekmektir. Doğum, yaşlılık, hastalık, ölüm; sevdiğine, dileğine kavuşamama ya da sevmediğinle birleşme hep acı çekmektir. Kısacası, kişiliğin ilk temeli, acı çekmektir.
  • Başkalarının kusurları kolayca görülür ama kendi kusurumuz görülmez; kişi komşusunun kusurlarını ayıklar bulur, kendi kusurlarını ise kumarda hile ile zar saklar gibi saklar.
  • Benlik her türlü düşmanlığın, haksızlığın, iftiranın, arsızlığın, hırsızlığın, soygunculuğun, zulmün ve kan dökmenin başlangıcıdır.
  • Bırakmayı öğren. Mutluluğun anahtarı budur.
  • Bir derdin varsa, derman bulmaya çalış; bulamıyorsan da, onu dert etme.
  • Bir kişinin kendi kendini yenerek kazandığı zafer, bir başkasının savaşta bin kişiyi bin kez yenerek kazandığı zaferden daha iyidir.
  • Bir şeye sırf kulaktan duydunuz diye körü körüne inanmayın, birkaç kuşaktan beri itibar görüyorlar diye, geleneklerin de doğru olduğuna inanmayın. Sırf hocalarınızın ya da rahiplerin otoritesine dayanıyor diye hiçbir şeye inanmayın. Ancak bizzat hissettiğiniz, denediğiniz ve doğru olarak kabul ettiğiniz, kendinizin ve başkalarının hayrına olan şeylere inanın ve tutumunuzu onlara uydurun.”
  • Bizden nefret edenlerden nefret etmeden yaşayalım. Gelin, bizden nefret edenler arasında nefretten kurtulmuş olarak yaşayalım.
  • Bizim olan her şey düşüncelerimiz sonucundadır. Düşüncelerimizde kurulur, düşüncelerimizde oluşur. Eğer bir kimse kötü düşünceyle konuşur ya da davranırsa onu tıpkı tekerleğin kağnı çeken bir öküzü izlemesi gibi, acı izler.
  • Bu dünyayı yaratan, zihninizdir.
  • Bütün biçimler gerçek dışıdır, bunu idrak edebilen kişi acılara tepki vermez; işte bu saflık yoludur.
  • Damı basit yapılmış bir eve yağmur dolması gibi, derin düşünmeyen beyine de tutku öyle dolar.
  • Derin düşünen bilge kişinin tek bir günlük yaşamı, bilgisiz ve kontrolsüz kişinin bütün bir yaşamından daha değerlidir.
  • Formlar, benlik/ruh değildir; algılama benlik değildir, kavrayışlar benlik değildir, mental oluşumlar ve hisler de "ben" değildir, hiçbiri "ben" / "ruh" değildir, bunların hepsi değişime tabiidir ve kalıcı değildir.
  • Geçmişte kim olduğunu bilmek istiyorsan, şu an kim olduğuna bak. Kim olacağını bilmek istiyorsan, ne yaptığına bak.
  • Hınca hınçla cevap verilirse, hınç ortadan kalkar mı?
  • Hiçbir kimse canlı bir varlığı öldürmesin. Hiç kimse kendisine ait olmayanı almasın. Hiç kimse yalan söylemesin. Hiç kimse içki içmesin. Hiç kimse kötülük yapmasın.
  • İçinde sevgi barınan için bütün dünya tek bir ailedir. 
  • İman benim tohumum, ıstırap yağmurum, bilgi boyunduruğum ve sabanım, aklım sabanımın dişleri, gücüm ise öküzlerimdir. Ektiğimin ürünü ölümsüzlüktür.
  • İnsan hayatı aslında acılardan ibarettir; bu acıların sebebi bencil ve doymak bilmez isteklerdir; insanın bencilliği ve istekleri sona erdirilebilir; sonuçta bütün bu doymak bilmez arzu ve iştah ortadan kaldırıldığında, ulaşılan durum nirvana olarak adlandırılır. Bencillik ve isteklerden kaçışın yöntemi, "Sekiz Katlı Asil Yol" diye adlandırılır: Doğru görüş, doğru niyet, doğru konuşma, doğru hareket, doğru geçim kaynağı, doğru çaba, doğru düşünme ve doğru meditasyon.
  • İnsan isimlere, formlara ve maddesel dünyaya bağlanır ve onların zihnin bir yanılsaması olduğunu, zihinde oluştuğunu unutur ve hata yapar böylece zihnin özgürlüğü engellenmiş olur.
  • İnsanın kalbinde olanı gözleri açıkça belli eder. Gözler kötü bir şeyi asla gizleyemezler. İnsanın içinde doğruluk varsa gözleri de aydınlıktır. Eğer doğruluk yoksa gözler de donuktur. Birisi seninle konuşurken gözlerine bak.
  • İnsanlar arasında nehri geçip karşı kıyıya ulaşan azdır. Büyük bir çoğunluk nehrin kıyısında bir aşağı bir yukarı doğru koşup durur.
  • İyi bir iş, iyi bir düşünceden daha iyidir.
  • Kendine bir ışık ol, kendi hakikatinin içine doğru tut.
  • Kimse 'nasıl olsa bana zararı dokunmaz' diyerek küçücük de olsa kötülük düşünmesin. Su damlalarının damlaya damlaya su kabını doldurması gibi, budala kimse de azar azar toplayarak kendini kötülükle doldurur.
  • Kin taşımak yanan bir kömür parçasını başkasına atmak için eline almak gibidir. Sadece kendini yakarsın.
  • Nasıl ki okçu okların düz olmasına özen gösterir, usta da dağınık düşüncelerini öyle toparlayıp yönlendirir.
  • Ne anne, ne baba ne de herhangi bir akraba insana iyi yönetilen bir akıldan daha fazla yararlı olabilir.
  • Nedensellik, etkileşim, koşullar ve ayırt edici algılama, dört büyük element bunlardandır.
  • Nedensellikler, zerreler, en küçük şeyler, madde, fiziksellikler hepsi gerçekte zihinde oluşan, zihnin oluşturduğu şeylerdir.
  • Nefret hiçbir zaman nefretle yok edilemez. Nefret sevgiyle yok edilir bu ölümsüz kanundur.
  • Öfkeyi sevgiyle, kötülüğü iyilikle yen. Açgözlülüğü cömertlikle, yalanı gerçekle yen.
  • Önce kendi gideceğin yolu öğren, sonra öğretmeye kalk.
  • Övmek veya yermek bilge kişinin dengesini bozamaz.
  • Sağlık en büyük hediyedir, doyumluluk en büyük zenginlik, güven en iyi akrabalıktır. Nirvana ise en büyük mutluluk.
  • Sizi kendinizden başka hiç kimse kurtaramaz. Kendi kendinize ışık olun.
  • Uykuda yaşayan insanı uyandırmak için belirli şartların yerine getirilmesi gerekir. Belirli şartlar sağlanamazsa farkındalık oluşmaz.
  • Yaşayan varlıkların hepsi; zayıf, güçlü, uzun, kısa, büyük, orta veya küçük görünen, görünmeyen; doğmuş olan veya doğmakta olan, hepsi mutlu olsun! Kimse kimseyi aldatmasın, kimse kimseyi küçümsemesin, kimse kimseye öfke ile darılma ile zarar vermek istemesin.


KONFÜÇYÜS (M.Ö.551 - M.Ö.479)
  • Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner.
  • Alkışı en sessiz şekilde karşılayan, alkışı hak etmiş demektir.
  • Ne aradığını bilmeyen bulduğunu anlayamaz.
  • Araştırma yapıldığı zaman ancak bilgi artırılabilir; bilgi artırıldığında ancak istek samimi olabilir; istek samimi olduğunda ancak akıl ıslah edilebilir; akıl ıslah edildiğinde ancak özel yaşam iyileştirilebilir; özel yaşam iyileştirildiğinde ancak aile yapısı düzeltilebilir. Aile yapısı düzeltildiğinde ancak devlet düzen içinde yönetilebilir.
  • Aşk, dört nala giden at gibidir, ne dizginden anlar, ne söz dinler.
  • Aç midenin cezasını yorgun ayaklar çeker.
  • Asıl bilgi insanın cehaletini tanımasında yatar.
  • Akıllı insan kimseyle yarışmaz, böylece kimse onunla yarışamaz.
  • Akıllı insanlar deneme yanılma değil yaşanmış tecrübelerden ders alma metodunu izlerler.
  • Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.
  • Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.
  • Bilgi özgüveni, özgüven ise gücü yaratır.
  • Bilgiye sahip olarak doğmuş birisi değilim. Öğretmeyi seviyorum ve öğrenmeye çalışıyorum.
  • Bilgiye sahip oldum mu? Bilmiyorum.
  • Bir insan sabahleyin doğru yolda ise, akşam saatlerinde de öyle kalacak ve bundan pişman olmayacaktır.
  • Bir şeyi bildiğin zaman, onu bildiğini göstermeye çalış. Bir şeyi bilmiyorsan, onu bilmediğini kabul et. İşte bu bilgidir.
  • Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir.
  • Bir şeyin haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir.
  • Bir ülke iyi yönetiliyorsa, yoksulluk ve düşkünlüğün varlığı, utanç verici bir şeydir. Bir ülke kötü yönetiliyorsa, zenginlik ve onur gibi şeylerin varlığından utanç duyulmalıdır.
  • Bir ülkede adaletin varlığı kişinin kendini özgürce ifade etmesinden anlaşılır. Bir ülkede adaletsizliğin varlığı ise kişilerin başına buyruk davranışından anlaşılır. İyi insanlar sorunları önlemek için çaba sarf ederler.
  • Bir insanı doyurmak istiyorsanız, ona balık verin; aç kalmamasını istiyorsanız ona balık tutmayı öğretin.
  • Çizik bir elmas, çizik olmayan bir çakıl taşından daha iyidir.
  • Devlet düzen içinde yönetildiğinde ancak dünyada barış tesis edilebilir.
  • Davranışları tutarlı olmayanlar ve zorluklarla karşılaştıklarında özdenetimlerini yitirenler ancak küçük inanlardır. Yaptığı doğru davranışlarda istikrar gösteremeyen kimseler muhakkak gözden düşerler.
  • Doğaya göre bütün insanlar birdir, fakat pratikte birbirlerinden dehşetli ayrılık gösterirler.
  • Doğru olan her şeyi gördüğü halde yapmamak cesaretsizliktir.
  • Duyduğumu unuturum, gördüğümü hatırlarım, yaptığımı anlarım.
  • Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.
  • Hiç bir şey eyleme geçen cahillik kadar korkunç olamaz.
  • Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir.
  • Dinsel erdem, insanlığı sevmekle olanaklıdır. Bu sevgi hissi, aileden toplumdan hükümete dek karşılıklı olarak uzamalıdır.
  • Dürüst, içten ve bilgili dostlar yarar, sahtekar, fırsatçı ve yaltaklanmacı dostlar ise zarar getirir.
  • Dürüst yöneticinin işleri emir vermese de yürür ancak, dürüst olmayan emir verse de kimse dinlemez.
  • Efendi adam, kendisinden çok şey, başkalarından az şey bekler.
  • Eğer kusurların varsa, onlardan kurtulmaya çalışmalısın ve bundan korkmamalısın.
  • Eğitimli insan kendi iç dünyasında doğru ve berrak olandır. Bu tür insanlar bilginin gücü ile kaygı ve korku bilmezler.
  • Eğitimli insanlar adaleti ilke edinir ve onu düzenli bir biçimde yürütür; onu alçak gönüllülükle kurar ve sadakatle gerçekleştirir.
  • Eğitimli insanlar öncelikle adalete değer verir. Eğitimli insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olunca asi olurlar. Küçük insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olunca haydut olurlar.
  • Elmas nasıl yontulmadan kusursuz olmaz ise; insan da acı çekmeden olgunlaşmaz.
  • Etraflıca çalış, doğru bir şekilde araştır, dikkatlice düşün, düşündüklerini gözden geçir, ciddi ve samimi bir şekilde uygula.
  • Evinizin eşiğini temizlemeden komşunuzun damındaki karlardan şikayet etmeyiniz.
  • Faydalı insan odur ki boş durmayı sevmez, kişiliğini faydalı işlerle geliştirir.
  • Gerçeği bilenler ile onu sevenler hiçbir zaman eşit değildirler.
  • Güçlü olan, zayıf yanını herkesten iyi bilendir; daha güçlü olan ise zayıf yanına hükmedebilendir.
  • Güleryüzlü olmayan bir kişi, dükkan açmamalıdır.
  • Güzelliği sevdiği kadar, erdemi de seven bir insanı daha görmedim.
  • Her şey bir güzelliğe sahiptir fakat bunu herkes görmez.
  • Herkes evinin önünü süpürürse sokaklar temiz olur.
  • Herkesin kendi görevini layıkıyla yapması başkalarının sırtından geçinmemesi ruhi yönden olgunluk ister.
  • Hiç kimse başarı merdivenini elleri cebinde tırmanmamıştır.
  • Hümanizm ; kişinin kendine egemen olması ve nezaketli olmasıdır. Küçük menfaatler peşinde olanlar büyük işler gerçekleştiremez.
  • İhtiyatlı insan nadiren hata işler.
  • İnsan davranışlarında her konuda ölçülü olmak müsrif ve kibirli olmaktan yeğdir.
  • İnsan, söyledikleri ile yaptıkları arasında ne derece tutarlı olduğunu, kendi kapasitesine olan güvenini sorgulamalı ve daima kendini geliştirmek için gayret sarfetmelidir.
  • İnsanın diğer insanlara, kendinden büyüklere yardım etmesi, destek sağlaması eğer bu faaliyetinde saygı faktörü varsa bir erdem sayılır.
  • İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser.
  • İnsanlara yardım edebilmek, cömert olmak insancıllıktan öte bir bilgeliktir. Hümanizm insanları sevmek ve insanları bilmek demektir.
  • İnsanları niçin öldürüyorsunuz, biraz bekleyin zaten ölecekler.
  • İnsanların üzüntü ve acılarına saygı göstermek gerekir.
  • İnsanın diğer insanlara, kendinden büyüklere yardım etmesi, destek sağlaması eğer bu faaliyetinde saygı faktörü varsa bir erdem sayılır.
  • İnsanların tercihleri onları utanca ya da kıvanca götürür.
  • İsteyenler bilgilerini genişletmelidirler. Bilgilerini genişletmek isteyenler önce araştırmalıdırlar.
  • İdare etmek dürüstlük demektir. Sen doğru yönetirsen yanlış olmaya kimse cesaret edemez.
  • İyi bir insan için herkesin onu sevmesi bir şey ifade etmez. Önemli olan iyi insanların sevgisi ve katılımıdır. Bu sebeple davranışlarımız politik değil istikrarlı olmalıdır.
  • İyi erdemli insan öğrenmek için sürekli çaba içinde olur.
  • İyi insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen adamdır.
  • İyi insan kendisi bundan zarar görse bile doğruluktan vazgeçmez.
  • İyi insan odur ki, kendi hatalarını kabul edip düzeltir, yanlış yapılan şeylere karşı da inatla mücadele eder.
  • İyi insanlar hatalarını düzeltmek için daima çaba içinde bulunurlar. Şu bir gerçektir ki insancıl olanlar tasa duymaz, bilgili insanların aklı karışmaz ve cesur insanlar korkmaz.
  • İyi insanlar karşılık beklemeden ve maddi teşviklere kapılmadan mevki ve güçlerini kullanırlar.
  • İyi insanlar kendilerini kardeşliğe, insanlığa ve görevlerini ifaya adamışlardır.
  • İyi insanlar merhametli olur. İyilik daima iyilikle karşılık bulur.
  • İyi insanlar olduğu gibi görünür, göründüğü gibi olur.
  • İyi liderler araştırmalarında bilimi ve düşünceyi ön plana çıkarır.
  • İyi yönetici, doğru ile yanlışı ayırt edip hakkaniyetli davranır.
  • İyi yönetici mahiyetinin moral faktörlerinin de yüksek olmasına dikkat eder.
  • Karanlığa söveceğine, bir mum yak.
  • Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsın.
  • Kelimelerin kuvvetini bilmeyen insanlarla esaslı bir konuyu konuşmak mümkün değildir.
  • Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi, başkasına yapmamalıyız.
  • Kendine hakim olan başkalarına da hakim olur.
  • Kendini affetmeyen bir insanın bütün kusurları affedilebilir.
  • Kendisini eleştirebilen insanlar doğruyu ve güzeli bulma konusunda daha şanslıdırlar.
  • Konuşmaya değer insanlarla konuşmazsan insanları, konuşmaya değmez insanlarla konuşursan kelimeleri yitirirsin. Sen öyle biri ol ki ne insanları, ne de kelimeleri yitir.
  • Küçük avantajların peşinden koşarken büyük başarılardan olabilirsiniz.
  • Küçükler ot gibidir, büyükler ise rüzgâr: Rüzgâr ne yöne eserse, otlar o yöne eğilir.
  • Kültürlü insan kendinden başkalarına değer veren ve yardımcı olan insandır.
  • Kültürlü olmak, görgülü olmak, bütün insani faaliyetlerimize değer ve estetik katan en önemli özelliklerdir.
  • Mahiyete çalışma şevki vermenin sırrı şudur: şefkatli olmak, sadakatli, saygın davranmak, ciddiyeti, iyiyi teşvik edip bilmeyeni eğitmek hevesi doğurur.
  • Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin. Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk insanin boyu hizasındadır.
  • Planlama yapmak, ileriyi düşünmek muhtemel sorunlardan kurtulmanın en güzel yoludur.
  • Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen kişidir.
  • Okudum, unuttum, gördüm, hatırladım, yaptım, öğrendim.
  • Öğrenme ilkesi insanın temiz karakterini ortaya çıkarmak, insanlara yeni yaşam vermek ve nihai iyiye ve doğruya ulaşmak demektir.
  • Öğrenmeyi sevmeksizin cömertliği sevmek vardır ki aptalca bir saflığa götürür.
  • Öğrenmeyi sevmeksizin bilmeyi sevmek vardır ki zihnin gereksizce dağılmasına götürür.
  • Öğrenmeyi sevmeksizin içten olmayı sevmek vardır ki onur kırıcı bir aldırmazlığa götürür.
  • Öğrenmeyi sevmeksizin dobra olmayı sevmek vardır ki kabalığa götürür.
  • Öğrenmeyi sevmeksizin açık görüşlü olmayı sevmek vardır ki umarsız bir asiliğe götürür.
  • Öğrenmeyi sevmeksizin prensip sahibi olmayı sevmek vardır ki mantıksız bir zorlamaya götürür.
  • Örnek davranışlar sadakati doğurur.
  • Örnek insanlar adaleti anlar. Adaleti anlamayan adaletsiz olur.
  • Örnek insanlar yumuşak huyludur ve öfkeden kaçınır.
  • Sana bir şeyi nasıl bilebileceğini öğreteyim mi? Bildiğin zaman bildiğini anla, bilmediğin zaman ise bilmediğini anla.
  • Seveceğin bir iş seçersen, yaşamında bir gün bile çalışmış olmazsın.
  • Susmak, insanı ele vermeyen sadık bir arkadaştır.
  • Öğretmek iki kere öğrenmek demektir.
  • Tevazu ile konuşmayan bir kişi, zamanla bununla ilgili bütün kelimeleri de tamamıyla unutabilir.
  • Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır.
  • Ya bir yol bul, ya bir yol aç, yada yoldan çekil.
  • Yaldızlı sözlerle erdem bağdaşmaz.
  • Yapılmış şeyler üzerinde konuşmak lüzumsuzdur, geçmiş şeyleri ayıplamak da manasızdır.
  • Yaşam şartları ne kadar acımasız olursa olsun daima güleryüzlü ve coşkulu olun, hayatın tadını çıkarın.
  • Zayıf insanlar şahsi çıkarlarına yenik düşer, örnek insanlarsa önce kendilerini düşünmez ve adaletli olurlar.



PLATON (Eflatun) (M.Ö.427-M.Ö.347)
  • Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.
  • Akılsız ruh, çirkin ve ölçüsüzdür.
  • Aşk, çok zor bir şuur bozukluğudur.
  • Beden ruhun mezarıdır.
  • Beden terbiyesi ruhu eğitmek içindir. Bedenlerin doğrulup düzelmesi ruhun doğrulup düzelmesini sağlar.
  • Bilginin elde edilmesi... bizi iyiye ulaştıracaktır.
  • Bilginin sevk ve idaresi olmadıkça halk nizamsız bir kütledir.
  • Bilirken susmak bilmezken söylemek kadar çirkindir.
  • Bir insanın akıllı olmasına bir şey dediğimiz yok. Yeter ki; aklını başkalarına kabul ettirmeye çalışmasın. 
  • Bir insan tanrıların varlığına hiç inanmasa da, eğer aynı zamanda dürüst bir mizacı varsa, böyle kişiler insanlardaki kötülükten nefret eder; yanlışlıklara karşı olan nefretleri, onları yanlış işler yapmaktan uzaklaştırır; haksızlıktan kaçınırlar ve namuslu yaşarlar.
  • Bilge insanlar konuşurlar çünkü söyleyecek bir şeyleri vardır. Aptal insanlar konuşurlar çünkü bir şey söylemek zorundadırlar.
  • Bir toplumda suç varsa, orada adalet yoktur.
  • Boş bir kafa, şeytanın çalışma odasıdır.
  • Cesaret, tehlike karşısında akıl ve zekanın kullanılmasıdır.
  • Demokrasi despotizme dönüşür.
  • Doğru düşünce bilgidir.
  • Dost hem iyi görünen hem de iyi olan insandır.
  • Düşünce dilden dil düşünceden doğar.
  • Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır.
  • Edebini kaybeden kimse kötülükten zevk alır.
  • Edep, devlet başkanları ve benzeri kişilerin tabiatına yerleşince bunu neticesi olarak iyilikler çoğalır, bunlar iyi olarak görülüp beğenilir. Böylece halk da bunların gerçek olduğuna inanır ve iyiliklerin kabulünde birleşir. İşte istenen istikamet budur.
  • Edep sahibi yalnızca iyiliklerden zevk alır.
  • En büyük zafer insanın kendine hakim olmasıdır.
  • En yüksek yeri tutanda, en büyük zeka da bulunması lazımdır.
  • Felsefe, doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışmadır.
  • Görünen değişiyor, görünmeyen değişmiyor.
  • Gözlemle,dinle,sus,az yargıla,çok sor!
  • Hak ve doğrulukla galip olan şahıs faziletli şahıs, hak ve doğrulukla galip olan şehirde faziletli şehirdir.
  • Hekimlerin yaptığı en büyük hata ruhu düşünmeden yalnız bedeni tedaviye teşebbüs etmeleridir. 
  • Her şeyin en mühim noktası, başlangıçtır.
  • İdareciler edepli olmadıkları zaman hem kendi işleri hem de idareleri altında bulunanların işleri bozulur.
  • İktidar, iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir.
  • İhtiyat, bütün icatların anasıdır.
  • İnsana akıl kazandıracak olan şey yalnız ve yalnız edeptir.
  • İnsanlar akılsızlıkları yüzünden “alınlarında yazılı olandan” daha çok acı çekerler.”
  • İnsanlara kötülük etmek iyilik etmekten kolaydır.
  • İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek.
  • İşlerin doğru düzgün yürümesi için şehrin halkına edepli bir başkan lazımdır.
  • İyi görüp beğenen yani düzgün insan kanuna sarılır.
  • Kanun sahibinin en önemli vazifesi ; gayret gösterip edebi gerçekleştirmek ve yerleştirmektir.
  • Kendini bilmek ruhunu bilmektir.
  • Kendini idare etmesini bilmeyenler, kendi yurttaşlarını yönetmek iddiasında bulunamazlar. 
  • Kendini yenmek, zaferlerin en büyüğüdür.
  • Kendini idare etmesini bilmeyenler, kendi yurttaşlarını yönetmek iddiasında bulunamazlar.
  • Kendini yönetirsen dünyayı yönetecek gücü bulabilirsin.
  • Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın, yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
  • Korku, köleliktir.
  • Kötülüğün yolu yakındır kolay ulaşılır ona. İyiliğin önüne ise alın teri ve vicdanı koymuştur.
  • Kötülüklerin ilki ve en büyüğü haksızlıkların cezasız kalmasıdır.
  • Küçük şeylere fazla önem verenler ellerinden büyük şeyler gelmeyenlerdir.
  • Mutluluk bilgi ile kazanılır.
  • Nefsin hastalığı kendisinde ilahi siyaset adabının bulunmamasıdır.
  • Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol.
  • Oğullarım büyüdüğünde, dostlarım onları cezalandırmanızı istiyorum sizden; eğer servetini veya herhangi bir şeyi erdemden daha çok önemserlerse veya aslında hiçbir şey değilken bir şeymiş gibi davranırlarsa, hayatta göreceğiniz iş ne olursa olsun, erdem olmayınca elde edeceğiniz her şeyin, yapacağınız her işin sonunda utanç ve kötülük vardır.
  • Öl ve ol! işte bunu bilmiyorsan zavallı bir misafirsin karanlık yeryüzünde.
  • Sadece ölüler savaşların sonunu görmüştür.
  • Sağlıktan daha tatlı bir şey yoktur derler, ama hasta olmadan önce hiç de öyle düşünmezler.
  • Saygı olan yerde korku olur ama, korku olan yerde her zaman saygı olmaz.
  • Sorgulanmayan bir hayat, yaşanmaya değmez.
  • Terbiyenin gâyesi, insanlarda bulunan kabiliyetleri geliştirmektir.
  • Varlıktaki anlaşmazlık sürekli bir ahenktir.
  • Yeryüzünde iki kuvvet vardır; kılıç ve zeka... Çoğu zaman kılıç zekaya yenilmiştir.



ARİSTOTELES (M.Ö. 384 – 7 Mart M.Ö. 322)
  • Adalet ilkin devletten gelmelidir. Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.
  • Ahlaksal olarak en iyi ve doğası gereği en güçlü insanlar yönetime geçmelidir. Ve kendisi gibi bilgece bir kavrayışı dile getiren yasaları en iyi yasalar olacaktır.
  • Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söyleyeceği her şeyi düşünerek söyler.
  • Aklı izlemiş değerli bir adam rastlantının kurbanı olmaz.
  • Alçak olan kimse düşmekten korkmaz.
  • Algıdan ve akıldan yoksun bir insan bitki halini alır, yalnız akıldan yoksun kalırsa hayvana dönüşür. İrrasyonel olandan kurtarıldığında ve sadece akıla dayandığında insan tanrıya yaklaşır.
  • Arkadaş nedir? İki bedeni mesken tutan tek bir ruh.
  • Arzu öyle bir şeydir ki, hiç doymak bilmez; birçok insanların hayatı, arzuları doyurma yollarını aramakla geçer.
  • Başlangıcın başı yoktur, sonun da sonu yoktur, ama ortanın başı da vardır, sonu da.
  • Bilge kişi zevk aramaz, kaygı ve acılardan uzak durur.
  • Bilgi doğuştan akılda yoktur, ama akıl bilgiyi üretecek kapasitededir.
  • Bilgi; hizmet gören ve emreden bilgi olarak ikiye ayrılır. Bunu yaşamsal şeyleri yaratan bilgi ve bunları kullanan bilgi olarak da ikiye ayırabileceğimizi söyler.
  • Bilim, iyi zamanlarda servet, kötü zamanlarda bir sığınak ve iyi bir yol göstericidir.
  • Birçok kişinin yaşamı, isteklerini doyurma yollarını aramakla geçer.
  • Bütün; başı, ortası ve bir sonu olandır.
  • Bütün dünyevi yaşam bir hastalıktır, bir tür duygu oluşumudur. En iyisi hiç doğmamış olmaktır. Eğer insan, bir felaket olup da doğmuşsa, en hızlı şekilde ölmeyi denemelidir.
  • Bütün insanlar doğaları gereği bilmek isterler.
  • Cesaret kuvvetle birleşince büsbütün artar.
  • Çok süslenenlere bakın; hepside gizlenmek istiyordur.
  • Devlet birçok kişi tarafından yönetilirse bu ona, tıpkı giderleri toplulukça kaynaklanan şölenin tek kişinin hazırlayacağı bir şölenden daha üstün olması gibi bir üstünlük sağlar. Onun içindir ki çoğunluk, birçok durumda, her kim olursa olsun tek bir kişiden daha iyi bir yargıçtır. Ayrıca çokluk daha güç bozulur ya da kıstırılır. Kötü bir anında olan ya da konuya ilişkin çok güçlü duyguları bulunan bir kişinin yargısı ister istemez çarpık olacaktır. Öte yandan, bir kitlenin yargıda bulunması durumunda, kitleyi oluşturan her kişinin aynı anda duygulara kapılmasını ve yargısını çarpıtmadan ayarlamak güçtür.
  • Doğa tarafından yapılmış olan her şey ‘bir şey için’dir (bir amaç için).
  • Dost kişinin ikinci benliğidir.
  • Dostlarım dünyada dost diye bir şey yoktur.
  • Dostunun kusurlarını yalnızken söyle, başkalarının yanında onu öv.
  • Dünya bir hücredir yalnızlığa seni iten fakat seni düşündürüp olgunlaştıran ortamda olabilir.
  • Eğitimin kökleri acı fakat meyveleri tatlıdır.
  • En büyük suçlar, gerekli olanı değil de, fazla olanı elde etmek için işlenir.
  • Erdem bilincine sahip olmak yeterli değildir. Erdeme erişmek için ya da iyi insan olmak için çaba göstermeliyiz.
  • Erdem ve kabiliyet yönünden üstün olan kimselerin arkasından gitmek ve onlara uymak doğrudur.
  • Ereksel neden de, bir şeyin varlığı da, o şey için o varlığın ne olduğu da, bilgi için bir sınırdır; eğer bilginin sınırıysa nesnenin de sınırıdır.
  • Fakirlik, ihtilalin ve suçların anasıdır.
  • Fazileti olmayan insan, hayvanların en kirlisi, en vahşisi, en muhteris ve en doymak bilmez olanıdır.
  • Felsefe bir fayda sağladığı için değil, kendisi için seçilmelidir. Felsefe yapanlar bu nedenle diğer insanlardan para almazlar.
  • Felsefe kişilerin yaşamı merak etmesinden doğar. Yaşamı en çok merak eden çocuklardır.
  • Gençlerin yetişmesine önem veriniz. Çünkü en küçük ihmal ülkenin yapısını ve istikbalini mahveder.
  • Gerçek bir arkadaş, iki gövdede yaşayan bir ruhtur.
  • Gerçek mutluluk mal ve mülke sahip olmak ile değil, akıl ve erdeme sahip olmak ile mümkündür.
  • Güzellik Allah’ın ihsanıdır.
  • Hayatı bir şölen sofrası gibi bırakmalı, ne susuz ne de sarhoş olarak.
  • Her devinim, ne denli hızlıysa o denli devinimdir
  • Her kişi öfkelenir, bu çok kolaydır; ancak tam istenilen kişiye, tam ölçüsünde, tam zamanında, tam yerinde, tam yöntemince öfkelenmek, ne herkesin yetkinliğindedir, ne de kolaydır.
  • Herkes en fazla kendi çıkarını, en az başkalarının çıkarını düşünür.
  • Hiç kimse rastlantıyla ya da onun aracılığıyla doğru ve akıllı olmaz.
  • Hiçbir dahi, biraz çılgınlık karışımından yoksun olamaz.
  • Hukuk her şeyin üzerinde olmalıdır.
  • Hükümetlerin alınyazılarını belirleyenler, her zaman silah taşıyanlardır.
  • İlkeler ya da ilk nedenler bilimidir felsefe.
  • İnsan düşünen bir hayvandır ve insanları tanıdıkça, hayvanlara saygı duyuyorum.
  • İnsanın içinde olanlar dışında anlam buluyor.
  • İnsanlar arzularına son olmadığı için, bu arzuları tatmin edecek vasıtalara da son olmamasını isterler.
  • İnsanları iyi yapan yasalardır.
  • İnsanoğullarının yönetimi sanatı üzerinde düşünen herkes, devletlerin geleceğinin gençlerinin eğitimine bağlı olduğu konusunda ikna olmuşlardır.
  • İradene hâkim ol, fakat vicdanına esir ol.
  • İşler, iş olarak şerefli veya şerefsiz diye ayrılmazlar. Yapılışlarındaki maksada göre şerefli veya şerefsiz olurlar.
  • İyi, basit; kötü ise çok yönlüdür.
  • İyi iki anlama gelir: Birisi mutlak iyidir. Diğeri ise birisi için iyi olandır.
  • İyiliğe gücün yetmezse, kötülük etme.
  • Kanun düzendir, iyi kanun iyi düzendir.
  • Kendisi uğruna aranılan bilgi ve kavramayı, en fazla bilinebilir olan şeyin bilgisinde en çok buluruz.
  • Kimilerinin gerçekten özgür olabilmesi için ötekilerin köle olması gerekir.
  • Kimse tesadüfle veya onun vasıtasıyla doğru ve akıllı olmaz.
  • Kişiler başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.
  • Konuşma sanatını bilen adam, düşündüklerinin hepsini söylemez, fakat söylediklerini düşünür de söyler.
  • Madem tanıdık ve açık olanı sevmekteyiz o zaman zorunlu olarak bilgilenmeyi ve düşünmeyi de severiz.
  • Mevkilerini para ile satan kimseler, masraflarını geri almak yoluna düşerler.
  • Mutluluğun özü, bizdeki tam bilgi ve ruh doğruluğudur.
  • Mülkiyete bakma sorumluluğu birçok bireylere dağıtılırsa, bu karşılıklı suçlamalara yol açmaz, tersine herkes kendisininkiyle uğraşacağı için üretim her yönüyle artacaktır. Mülkiyetin özel ellerde kalması daha iyidir.
  • Müşterek tehlike, birbirinin can düşmanı olanları bile birleştirir.
  • Normal bir insanın ölümden korkması, onun bilme arayışından gelir. Çünkü insanlar bilinmeyenden korkarlar.
  • Okuyup yazanla okumayıp yazmayan arasındaki ayrılık, ölülerle diriler arasındaki ayrılık kadardır.
  • Ortak tehlikeler, birbirlerinin can düşmanı olanları bile birleştirir.
  • Ruh ve ruhsal olanı düşünme bedenden sonra oluşmuştur. Öyleyse düşünme doğa gereği amacımızdır, bunun uygulanması da onun için var olduğumuz son şeydir.
  • Ruhun güzelliği bedenin güzelliği kadar çabuk görünmez.
  • Sabır acıdır, fakat meyvesi tatlıdır.
  • Sen vazifeni yap, ötesini Allah'a bırak.
  • Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. Sevmek zevktir ama yalnız sevilmenin hiçbir zevki yoktur.
  • Sıradan insanlar gibi konuş, bilge adamlar gibi düşün; böylelikle herkes seni anlasın.
  • Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, dinleyenin de yararlandığı sözdür. 
  • Şiir, daha felsefidir ve ciddiye alınmayı tarihten daha çok hak eder.
  • Tam inanarak kendini hep bu yaşam şekline verirsen güvende olabilirsin.
  • Tek istikrarlı devlet, tüm insanların yasa önünde eşit olduğu devlettir.
  • Umut insanı uyandıran bir rüyadır.
  • Umut, uyanık adamın rüyasıdır.
  • Utanç gençlerin süsü, yaşlıların yüz karasıdır.
  • Yalnız erdemi bilmek yetmez, ona sahip olmak, onu yapmak da gerekir.
  • Yanlış yoldan gitmenin birden çok yolu vardır. Ama doğruyu yapmanın tek bir yolu bulunur. Yanlış yapmak bu yüzden kolay, doğruyu bulmak ise bu yüzden zordur.
  • Yaratılış bakımından bütün kişiler öğrenmek isteği içindedirler.
  • Yaşam algılamadan dolayı yeğlenebilir. Algılama da bir tür bilgidir ve ruh algı ile bilgiye ulaşabilir.
  • Yetinmesini bilenler mutludur.
  • Yüreklilik güçle birleşince büsbütün artar.
  • Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister, halbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir.



MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ (1207-1273)
  • A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın, tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme.
  • Acele şeytan hilesidir, sabır ve tedbir Allah lütfu.
  • Acı suda tatlı suda berraktır. Sakın görünüşe aldanma...Görünüşte herkes insandır ama gerçek insan hal ehli olandır!
  • Açlık, ilaçların padişahıdır. Hekimler niye perhiz verir düşünsene.
  • Adam savaşmakla çetin er sayılmaz, öfkelendiği zaman kendini tutabilendir çetin.
  • Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.
  • Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.
  • Allah mermere emir vermez.
  • Allah merhalesinde akıl beygirine yol yoktur.
  • Allah üstünlük bakımından göz yaşını şehitlerin kanı ile eş tuttu.
  • Allah’a şükür, rızkı artırır.
  • Allah'ım sen kimi dertle hasta etmek dilersen ona ağlayış kapısını kapatırsın. Kimi de beladan kurtarmak dilersen gönlüne sızlanma ve ağlayış verirsin.
  • Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar.
  • Aklın başına gelince pişman olacağın bir işi sakın yapma.
  • Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.
  • Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
  • Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman yıl gibi gelir.
  • Aşk, her şeydedir ama hiç bir şeyde görünmez.
  • Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!
  • Aşk, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır.
  • Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.
  • Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak.
  • Aklın yoksa yandın, ya kalbin yoksa o zaman sen zaten yoksun ki.
  • Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söylediği her şeyi düşünür.
  • Arslanın boynunda zincir bile olsa, bütün zincir yapanlara beydir arslan.
  • Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.
  • Akıllılar önceden ağlarlar; bilgisizlerse işin sonunda başlarını vururlar. İşin başında sonunu gör de ceza gününde pişman olma.
  • Başta dönüp koşan nice bilgiler, nice hünerler vardır ki, insan onunla baş olmak isterse, baş elden gider. Başının gitmesini istemiyorsan ayak ol.
  • Başkalarına imrenme, çok kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar.
  • Beri gel, beri! Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk?Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik?
  • Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyen ise denizlere dalan bir dalgıçtır.
  • Bir adamın camilere alıştığını görürseniz, imanlı olduğuna şahitlik ediniz.
  • Bir katre olma, kendini deniz haline getir
  • Madem ki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsin.
  • Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.
  • Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez.
  • Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
  • Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak aramamak demektir.
  • Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini.
  • Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil.
  • Bütün kainat birbirine sevgi ile bağlanmış.
  • Sevgini vermesini öğren. Çünkü gönlün anlasın ki hepsine yer varmış. Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış.
  • Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
  • Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?
  • Büyük Allah’tan bizler niye terbiye isteriz? Çünkü terbiyesizler, Allah’ın lütfundan mahrumdurlar. Terbiyesiz, yalnız kendine kötülük etmez, bütün utanç ve erdem ufuklarını ateşler.
  • Bil ki.. Domuzların önüne elmaslar serilmez, mücevherden ancak sarraflar anlar başkası bilmez,ne fark eder ki kör insan için elmas da bir cam da, sana bakan kör ise kendini camdan sanma.
  • Beni bir ben bilirim, bir de Yaradan. Bana bir ben lazımım, bir de Anlayan.
  • Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
  • Canım tenimde oldukça Kur’ân’ın kölesiyim. Ben Hakk’ın seçkin peygamberi Muhammed’in yolunun toprağıyım. Her kim bundan başka benden bir söz naklederse, ona çok üzülür ve o sözden de çok üzüntü duyarım.
  • Cenab-ı Hakk kâfir için necis dedi. Fakat dikkat et ki; kâfirlerin dışı pis değildir. O pislik onların din ve ahlakındadır.
  • Cahil olanların merhameti ve lütfu azdır.
  • Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.
  • Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyanın eline kılıç vermektir.
  • Can konağını aramadaysan, cansın; bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin,bir damla su arıyorsan susun,zulmün peşindeysen zalimsin,aşkı arıyorsan aşıksın,Gönlün neye kapılmışsa O’sun sen. Şu nükteyi biliyorsan, işi biliyorsun demektir.
  • Hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki; ha bir altın çalmışsın ha bir iğne.
  • Hiç bir ölü öldüğüne hayıflanmaz, sadece azığının azlığına hayıflanır. Ölen kuyudan ovaya çıkmış demektir.
  • Çalış çabala da nura ulaş. Pekmez içinde ne kaynatılırsa pekmez lezzeti alır. Havuç, elma, ayva, ceviz pekmezde kaynasa pekmez tadı alır. Bilgi nura karışırsa inatçı ve kötü kişiler bile bilgiden nur bulurlar.
  • Din düşmanlarının başına kılınç ol, kurt gibilere ateş saç; çünkü onlar, Yusuf düşmanıdırlar.
  • Denizin dibinde incilerle taşlar karışık olarak bulunurlar, övülecek şeyler de kusur ve yanlışların arasında bulunurlar.
  • Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.
  • Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.
  • Dünle beraber gitti düne ait ne varsa, bugün yeni şeyler söylemek gerek.
  • Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının.
  • Denizde inciler derinde olur. Çer çöp sahilde olur.
  • Doğruların yemin etmeye ihtiyacı yoktur.
  • Dostun yanına hediyesiz gitmek,buğdaysız değirmene gitmek gibidir.
  • Dıştaki ateş suyla söner. Şehvet ateşi, parladıkça parlar; adamın yüzünün suyunu yerlere döker.
  • Dışarıdan ışık kaynağı olmazsa, gözler renkleri fark etmez.
  • Eğer müslümanca yaşamak istersen Kur’ân’a sarıl; çünkü, onsuz islami hayat mümkün değildir.
  • Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki, sen cansın. Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin. Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki, aradığın ancak sensin sen.
  • Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.
  • Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. Zaten o eşek, inciyle denizin varlığından da şüphe eder.
  • Eşekten şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.
  • Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır.
  • Ey Zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun.
  • Ey arkadaş, sufi, bulunduğu vaktin oğludur. Bu iş yarın olsun yarına kalsın demek, tarikat anlayışına uymaz.
  • Filozofların felsefesi, insanoğlunun zan ve şüphesini artırır. İslam’ın hikmeti ise, insanı yücelere ulaştırır.
  • Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.
  • Gelin bağa yeşiller kuşanan doğayı görün. Her köşede bir çiçek dükkanı açan doğayı görün. Güller gülerek sesleniyor bülbüllere: Susun, susarak doğayı görün.
  • Genişlik, sabırdan doğar.
  • Gerçek aşkta ne vefa vardır ne cefa.
  • Gönül nuru olmayan gönül, gönül değildir. Bedende ruh yoksa topraktır.
  • Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
  • Gözünün cevherini nerede eskittin, beş duyunu nerelerde kullandın.
  • Gözünüzü açıp Kur’ân’a bakınız. Allah kelâmı olan kur’an’ın tüm ayetleri edep öğretmektedir.
  • Gül düşünür, gülistan olursun. Diken düşünür, dikenlik olursun!
  • Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı
  • Güneş olmak ve altın ışıklar halinde Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim Gece esen ve suçsuzların ahına karışan Yüz rüzgarı olmak isterdim.
  • Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığını kır gitsin. Çünkü bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer.
  • Güzel yüz aynaya âşıktır
  • Hamdım, piştim, yandım.
  • Hak'tan bahar fermanı gelmedikçe, toprak sırrını açmaz.
  • Hayatının gidişi, Hz. Muhammed’in sünnetinden sapmasın. Onu bırakma! Aklına ve hünerine az güven!
  • Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir.
  • Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır.
  • Hem gam çağında, hem esenlik çağında Allah’a dayanmadan, tümden ona teslim olmadan başka her şey düzendir, tuzaktır.
  • Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.
  • Her insan bir alemdir. İnsan düşünceden ibarettir, geri kalan et ve sinirdir.
  • Her rüzgarla otlar gibi sallanırsan, dağlar kadar olsan da bir ota değmezsin.
  • Her şey kader ile takdir edilmiştir. Kısmetine razı ol ki rahat edesin.
  • Her zaman doğruyu söyle, ama her zaman her doğruyu değil.
  • Herkes aynı fikirdeyse, hiç kimse yeterince düşünmüyor demektir.
  • Herkesin bakmadığı yönden bak dünyaya.
  • Her şeyi, aramadıkça bulamazsın; fakat bu dost başka; bunu bulmadan arayamazsın.
  • Hırs insanı kör ve ahmak eder. Bilgisiz hale sokar da ölümü kolaylaştırır.
  • Hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki; ha bir altın çalmışsın ha bir iğne.
  • Hiçbir ölü öldüğüne hayıflanmaz, sadece azığının azlığına hayıflanır. Ölen kuyudan ovaya çıkmış demektir.
  • İçinde azıcık nur olmayana, dışarıdan verilen öğüt fayda vermez.
  • İçteki kiri su değil, ancak gözyaşı temizler.
  • İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir.
  • İnsan dostunun huyunu alır.
  • İnsan içki içmekte serbest, ama sarhoş olmakta serbest değildir.
  • İnsanlar, güller arasında dikenler bulunduğundan şikayet edeceklerine, dikenler arasında güller yaratıldığına şükretmelidir.
  • İnsanları iyi tanıyın, her insani fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.
  • İnsan gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak gerçek dostu görendir.
  • İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
  • İnanan kişi, işlerini Allah emretti diye yapar. İnanmayan ise, mücadele ve gösteriş olsun diye yapar. Böyle inatçı kişilerin başlarına toprak saç.
  • Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır.
  • Kadınlarda hayvani sıfat fazladır. Çünkü kadın koku ve renge fazlaca meyleder.
  • Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı.
  • Kanat vardır Doğanı padişaha götürür;Kanat vardır Kuzgunu leşe götürür.
  • Kargalar gülistanı işgal ettiklerinde bülbüller siner ve susar.
  • Kardeşim sen düşünceden ibaretsin geriye kalan et ve kemiksin, gül düşünür gülistan olursun, diken düşünür dikenlik olursun.
  • Kendi körlüğünü tedavi etmeye çalış, yoksa alem hep O'dur, fakat O'nu görecek göz olmalıdır.
  • Kendini noksan gören kişi, olgunlaşmaya on atla koşar. Kendini olgun sanan ise Allah'a bu zannı sebebiyle ulaşamaz.
  • Kır oğul zinciri; hür gez, hür konuş,Yok mu altından gümüşten bir kurtuluş?
  • Kim benliğinden kurtulursa bütün benlikler onun olur. Kendisine dost olmayan herkese dost kesilir. Nakışsız ayna olur, tüm nakışlar onda seyredilir.
  • Kim daha güzelse kıskançlığı daha fazla olur. Kıskançlık ateşten meydana gelir.
  • Kim demiş gül yaşar dikenin himayesinde? Dikenin itibarı gül himayesinde!
  • Kim sabrederse rızkı gelir ona. Aşırı hırsla çalışma ve çabalama sabırsızlıktır.
  • Kim zahmet çekerse defineyi elde eder.
  • Kimde bir güzellik varsa bilsin ki ödünçtür.
  • Korku erkektir, umut ise dişi; onlardan ölümsüz ve temiz şeyler doğar.
  • Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.
  • Kötü zanda bulunan kişi çirkindir. Aslında o kendi içini vurur karşıya.
  • Kötülerin övülmesi arşı titretir.
  • Kötülük insana tamahtan gelir. Kanaatten kimse ölmedi, hırsla da kimse padişah olmadı.
  • Kızgınlıkla gönüllere ateş saldın mı, cehennem ateşinin aslı oldun gitti.
  • Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?
  • Kötü huy kılavuzun oldukça mutlu olacağım sanma! Sen sabaha kadar gaflet uykusundasın, ömür ise kısadır. Korkarım ki,sen bu uykudan uyanınca gündüz olur.
  • Kurdun kuzuyu yemeye niyetlenmesinde şaşılacak bir şey yoktur. Şaşılacak olan odur ki bu kuzu, kurda gönül bağlamış, aşık olmuştur.
  • Kardeşim sen düşünceden ibaretsin,Geriye kalan et ve kemiksin,Gül düşünür gülüstan olursun,Diken düşünür dikenlik olursun. 
  • Kör cehalet çirkefleştirir insanları.suskunluğum asaletimdendir. her lafa verecek bir cevabım vardır elbet.lakin; bir lafa bakarım laf mı diye. birde söyleyene bakarım adam mı diye.
  • Leş, bize göre rezildir ama, domuza, köpeğe şekerdir, helvadır.
  • Muhabbet ve merhamet, insanlığın; hiddet ve şehvet de hayvanların sıfatlarıdır.
  • Madem ki rızkı taksim eden O’dur, o halde şikâyet küfürdür. Sabır gerekir. Sabır, genişliğe ulaşmanın anahtarıdır. Allah’tan başka herkes düşmandır. Sen asıl dostu düşmanlara şikâyet eder, halinden sızlanırsın öyle mi? Padişah köleye şikayet edilir mi? Akıllı ol.
  • Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler.
  • Mideyi bırak da gönül tarafına salın. Salın da Allah’tan perdesiz selam alasın.
  • Mücevherler vakitle alınabilir ama vakitler mücevherle alınamaz.
  • Münafığın özrü kabul edilmez. Çünkü o özür dilindedir kalbinde değil.
  • Müzik Allah'ın dilidir.
  • Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner?
  • Ne insanlar gördüm üzerlerinde elbise yok, ne elbiseler gördüm içlerinde insan yok.
  • Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakilerin anlayabileceği kadardır.
  • Ne tükenmez hazinesin ey dil! Ne devasız bir dert!
  • Nefsinin istediğini yapıp da bir de “inşallah” demek Allah’la alay etmektir. Kimi kandırıyorsun?
  • Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu oldukça, ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?
  • Nerede akarsu varsa, orada yeşillik vardır. Nerede akan gözyaşı varsa, oraya rahmet gelir.
  • Ne olursan ol, yine gel.
  • O beden testisi ab-ı hayatla dopdolu, bu beden testisi ise ölüm zehiri ile. İçindekine bakarsan padişahsın, kabına bakarsan yolu yitirdin.
  • O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.
  • Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah'ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, bir derde uğratmasından daha iyidir.
  • Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir.
  • Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır.
  • Sabır, demir kalkandır.
  • Sabır sevinç anahtarıdır.
  • Sebatsız sedef, inci tutmaz.
  • Secde ve rükû, varlık tokmağını, Allah kapısına vurmaktır. Çok vur, mutlaka açılır kapı.
  • Sen anılması güzel olan söz ol. Çünkü insan, kendisi hakkında söylenilen güzel sözlerden ibarettir.
  • Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?
  • Senin için başkasını terk eden, başkası için de seni terk eder.
  • Sen zayıfları yardımcısız, kimsesiz sanma; Kur’ân’dan “İzâ câe nasrullâh”ı oku.
  • Sende en iyi ne varsa, dostuna onu ver.
  • Sen öyle büyük bir varlığın aşkını seç ki, bütün peygamberler, onun aşkıyla kudret ve kuvvet buldular, şeref ve saadete erdiler.
  • Sual de bilgiden doğar, cevap da.
  • Şeytan tabiatı bakımından insana düşmandır. İnsanın helak oluşuna sevinir o.
  • Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır.
  • Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz.
  • Şu tertemiz tarlaya sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz.
  • Şunu iyi bil ki;eğer, gönlün, sırlarına mezar olursa muradın çabucak hasıl olur.
  • Sarhoş, cinayeti yapar da sonra "özrüm vardı, kendimde değildim"der. Kendinde olmayış,kendiliğinden gelmedi sana,onu sen çağırdın.
  • Ten midesi insanı samanlığa çeker, gönül midesi reyhana çeker. Ot ve arpa yiyen kurban olur, Allah nuru ile nurlanan Kuran olur. Senin yarın pislik, yarın da misktir. Kuran’la miskini artır.
  • Testide ne varsa dışına o sızar.
  • Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayiverir.
  • Tutalım ki Ali’den Zülfikâr sana miras kaldı. Sende Ali kolu ve kalbi yoksa Zülfikar neye yarar ki?Tuzağa saçtığın taneler , cömertlik sayılmaz ki...
  • Uyku ve uyanma bir nevi küçük mahşerdir.
  • Üstünün dostu ol ki üstün olasın... Kendine gel be hey azgın, mağluplarla dost olma! Münkirin delili ancak ve ancak şudur: Ben şu görünen yurttan başka bir şey görmüyorum! Hiç düşünmez ki nerede görünen bir şey varsa o, gizli hikmetleri haber vermededir. Her görünen şeyin faydası, faydanın ilaçlarla gizli oluşu gibi o şeyin içinde gizlidir.
  • Üç sözden fazla değil , Tüm ömrüm şu üç söz , Hamdım, piştim, yandım.
  • Yılan insanın sadece canını alır. Kötü arkadaş cehenneme sürer de ebedi hayatını mahveder.
  • Yerde bir zayıf aman dilerse, gökyüzü askerleri birbirlerine karışırlar.
  • Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur.
  • Yarasından taze kan sızan gönül ehline,dostların yüzünü görmek merhem gibidir.
  • Zulüm demiriyle taşını birbirine vurma! Çünkü bu ikisi, erkek ve kadın gibi çocuk meydana getirirler.


HACI BEKTAŞ VELİ (1209–1271)
  • Adalet her işte, Hak’kı bilmektir.
  • Adem suretinde olan herkes, Adem değildir.
  • Adem’in Ademliği; akıl, haya ve ilim iledir.
  • Alem Adem, Adem de Alem içindedir.
  • Alimin uykusu cahilin ibadetinden üstündür.
  • Alimlere ve kendini bilenlere, alçak gönüllülük yaraşır.
  • Allah ile gönül arasında perde yoktur. Ara bul
  • Araştırma açık bir sınavdır.
  • Arifler hem arıdır, hem arıtıcı. 
  • Asalet, duruluk ve doğruluktur.
  • Asıl körlük nankörlüktür.
  • Aşk meydanı, erenlerin ve bilenlerindir. 
  • Bilim, gerçeğe giden yolları aydınlatan ışıktır.
  • Bilimle gidilmeyen yolun sonu yoktur.
  • Bizi sevenlerin gönüllerinde biz oturur, dillerinde de biz konuşuruz.
  • Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok.
  • Çalışmadan geçinenler bizden değildir.
  • Daima iyiyi, güzeli, doğruyu öğrenebilmek için okuyunuz, okutunuz.
  • Dil mızraktan, daha derin yaralar.
  • Dili, dini, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir.
  • Dinine dizlerinle değil, kalbinle bağlan.
  • Doğruluk dost kapısıdır.
  • Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız.
  • Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.
  • Edeb elbisesini, sırtınızdan ölünceye kadar çıkartmayınız.
  • Elden gelen her iyiliği, herkese yapınız.
  • Eline, beline, diline sahip ol!
  • En büyük keramet çalışmaktır.
  • En yüce servet ilimdir.
  • Gönül yarasına merhem olunuz.
  • Göze nur gönülden gelir.
  • Hak’ın yarattığı, her şey yerli yerinde.
  • Hak güneşten daha zahirdir.
  • Hakikatin ilk makamı, toprak olacağımızın bilinmesidir.
  • Hakiki adem su kadar temiz ola.
  • Her ne ararsan kendinde ara.
  • Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız. 
  • Hükümdar (idareci), ancak adaleti ile başarılı olur.
  • İki nesne en büyüktür: Bilgi ve yumuşaklık. Bilgi ile doğruya yol görünür, yumuşaklık ile insanlara katlanılır.
  • İbadetin yeri başkadır, işin yeri başkadır.
  • İçi murdar kimseyi ne kadar dıştan yıkarsan arınmaz.
  • İlim beşikte başlar, mezarda biter.
  • İlim, hakikate giden yolları aydınlatan ışıktır.
  • İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
  • İlmi ve bilgiyi yüce tutan kimse hiçbir zaman küçülmez, alçalmaz.
  • İmanın kemali, ahlak güzelliğidir.
  • İncinsen de incitme. İnsan dilinin arkasında gizlidir.
  • İnsanın cemali sözünün güzelliğidir.
  • İnsanın olgunluğu, davranışlarının doğruluğundadır.
  • İnsanoğlu için en kutsal ibadet çalışmak, doğruluk ve insan sevgisidir.
  • İslam’ın temeli ahlak, ahlakın özü bilgi, bilginin özü akıldır.
  • Kadınları okumayan milletler yükselemez.
  • Kadınları okutunuz.
  • Kanaatkâr olanlar, en büyük zenginliğe sahiptir.
  • Karşısındaki insanın iyi olmasını isteyen, önce kendisi iyi olmalıdır. 
  • Kendine ağır geleni başkasına yapma!
  • Kimsenin ayıbını arama, kendi ayıbını görür ol.
  • Madde karanlığı, akıl nuru ile cehalet karanlığı, ilim nuru ile nefis karanlığı marifet nuru ile gönül karanlığı da aşk nuru ile aydınlanır.
  • Marifet ehlinin ilk makamı edeptir.
  • Marifet, nefsi silmek değil, bilmektir.
  • Murada ermek sabır iledir.
  • Mükemmel insanların aksayan tarafları daha çok göze batar.
  • Mülk alimin şeytanıdır.
  • Mürşitlik, alıcılık değil vericiliktir.
  • Nebiler veliler insanlığa Tanrının hediyesidir.
  • Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme.
  • Okunacak en büyük kitap insandır.
  • Oturduğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et.
  • Özünü bilirsen özürden kurtulursun.
  • Sakin ol, kimsenin gönlünü yıkma
  • Tanrı'nın yeri insanın ve kendini bilenin gönlüdür. Bu nedenle gönül mihrapların en ulusudur ki kuru duvara değil; fikren, aklen olgunlaşmış insana saygıda bulun, hürmet et, kendisi ile niyazlaş.
  • Türk milleti cihana hâkim olmak için yaratılmıştır.
  • Ülfet hem zehirdir, hem panzehirdir.
  • Yolumuz, ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur.”



MİCHEL DE MONTAİGNE (1533-1592)
  • Alçak gönüllü yüreklerde yaşayan düşünceler, yüksek düşüncelerdir.
  • Başkalarının bilgisi ile bilgin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz. 
  • Bazı yenilgiler zaferden üstündür.
  • Ben kitaplarımı değil, kitaplarım beni ortaya çıkarmıştır.
  • Benim işim ve sanatım, benim yaşamımdır.
  • Bir aileyi idare etmek, bir devleti idare etmekten hiç de daha kolay değildir.
  • Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir.
  • Bir problemin güç olduğunu söyleme; eğer o güç olmasaydı, zaten problem olmazdı.
  • Bir şeyi ezbere bilmek, bilmek değildir.
  • Bize yaşamayı hayat geçtikten sonra öğretiyorlar.
  • Bütün günler ölüme gider; son gün varır.
  • Büyük ve yüksek şeyleri görebilmemiz için onlara göre bir ruhumuz olması gerekir; yoksa kendi çamurumuzu görürüz onlarda.
  • Derler ki, uzun süren hayat, hayatların en iyisi değildir, uzun sürmeyen ölümse ölümlerin en iyisidir.
  • Doğanın sonsuz gücü karşısında daha saygılı olmamız, bilgisizliğimizi, yetersizliğimizi bilmemiz gerekir.
  • Dostluğun kolları birbirimizi dünyanın bir ucundan bir ucuna kucaklayabilecek kadar uzundur.
  • Dünyadaki en bilge insan, kendisine ne bildiği sorulduğunda, tek bildiği şeyin hiçbir şey bilmediği olduğunu söyleyendir.
  • Dünyaya geldiğiniz gün bir yandan yaşamaya, bir yandan ölmeye başlarsınız.
  • Gerçeği istediğim kadar değil, göze alabildiğim kadar söylüyorum. Yaşlandıkça biraz daha fazlasını göze alabiliyorum.
  • Gurur insanın düşüncesidir; söze dökülen onun pek küçük bir parçasıdır.
  • Halkı bir tek insan, bir tek insanı bütün halk gibi gör.
  • Hayat bir rüyadır. Uyanınca uyuruz, uyuyunca uyanırız.
  • Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır.
  • Hayatta başarılı olmak için akılsız görünmeli, ama akıllı olmalıyız.
  • Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.
  • Her insanda, insanlığın bütün halleri vardır.
  • Her konudan çok kendimi incelerim. Benim metafiziğim de budur, fiziğim de.
  • Her gün birbirini görmenin tadı başka, ayrılıp kavuşmanın tadı başka.
  • İnsan sevincini büyüterek anlatmalı, üzüntüsünü kısaltarak.
  • İnsan yalnız sözle insandır ve yalnız sözle bağlanırız birbirimize.
  • İnsanın doğuşunu görmekten herkes kaçar, ama ölümünü görmeye hep koşa koşa gideriz. İnsanı öldürmek için gün ışığında, geniş meydanlar ararız, ama onu yaratmak için karanlık köşelere gizleniriz. İnsanı yaparken gizlenip utanmak bir ödev, onu öldürmesini bilmekse birçok erdemleri içine alan bir şereftir. Biri günah, öteki sevaptır.
  • İnsanlar amaçlarından büyük olmalıdır.
  • İnsanlar başaklara benzer, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.
  • İnsanlar en az bildikleri şeyler hakkında en fazla fikir yürütürler.
  • İnsanlığın büyük ve muhteşem eseri, bir amaçla yaşamayı bilmektir.
  • İyiliğin bilgisine sahip olmayana bütün diğer bilgiler zarar verir.
  • İyilik etmesini bilmeyen insana, bildiği başka şeylerden hayır gelmez.
  • Kendini olduğundan az göstermek, alçak gönüllülük değil, budalalıktır; kendine değerinden az paha biçmek korkaklıktır, pısırıklıktır. Kendini olduğundan fazla göstermek de, çoğu kez gururdan değil budalalıktandır.
  • Kimi insanla kimi insan arasındaki uzaklık, kimi insanla kimi hayvan arasındaki uzaklıktan çok daha büyüktür.
  • Korku bazen kafasızlıktan gelir, yüreksizlikten de geldiği gibi.
  • Nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa, ölümümüz de her şeyin ölümü olacaktır.
  • Öfke saklamaya gelmez, büsbütün içimize işler.
  • Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim.
  • Siz kendinize inanın, başkaları da size inanacaktır.
  • Şiirin orta hallisi veya kötüsü için kurallar, ustalıklar bir ölçü olabilir; ama iyisi, yükseği, harikuladesi aklın kurallarını aşar. Onun güzelliğini tam olarak görenler, bir şimşeğin ihtişamına benzer bir pırıltı görmekle kalırlar. Büyük şiir muhakememizi tatmin etmez, allak bullak eder.
  • Tabiatın insanlara en adilce dağıttığı nimet akıldır derler: çünkü hiç kimse akıl payından şikayetçi değildir.
  • Talih insana bütün nimetlerini verse, onlardan tat alabilecek bir ruh gerekir. Bizi mutlu eden, bir şeyin sahibi olmak değil, tadına varmaktır.
  • Tatlı dil, her kapıyı açan sihirli bir anahtardır.
  • Varlıkların en güzeli insandır.
  • Yazmak mutsuzluğun nedeni değil, sonucudur.



WİLLİAM SHAKESPEARE (1564 –1616)
  • Acaba bu yarayı hep ağır ağır iyileştiren de nedir?
  • Acı, bir saati on saat yapar.
  • Acı, güzelliği kemirir.
  • Ah! Bu kadar okudum, bu kadar öykü ya da destan duydum, aşkın yolu asla düz gitmiyor.
  • Ah! Nice üstün görünümler altında yalan dolan vardır.
  • Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir.
  • Alın yazımı değiştiremem ama istemediğim kadere de boyun eğmem.
  • Amaç, sevgi uğruna ölmek değil, uğrunda ölünecek sevgi bulmaktır.
  • Arzular ve hınçlar aklın sesini duymazlar.
  • Aslında bizler rüyaların yapıldığı kumaştanız!
  • Aslında hiç bir şey iyi veya kötü değildir. Her şey bizim onlar hakkında düşündüğümüze bağlıdır.
  • Aşk bir deliliktir.
  • Aşk, gözle değil ruhla görülür.
  • Ayrılmanın gökteki yıldızlar kadar çeşidi vardır.
  • Az iş gören el daha hassas olur.
  • Bana mutluluğumun nedenini sordular. Bende ellerimdeki ve yüzümdeki çizgileri göstererek, çok acı çekmeme rağmen hiç kimsenin önünde eğilmedim, hiçbir siyasi gruba katılmadım, durmaksızın çalıştım ve neticede başarılı oldum.
  • Başkalarına değer biçmek, kendine değer biçmek demektir.
  • Bazı yıkılışlar, daha parlak kalkınışların teşvikçisidir.
  • Bedenimiz bahçemizdir bizim, isteklerimizde bahçıvanımız.
  • Bir ceviz kabuğuna hapis olabilirdim ve kendimi sonsuz uzayın bir kralı sayabilirdim.
  • Bir damla göz yaşında, ne büyük cehennemler vardır.
  • Bir iftira başka iftiralar doğurur ve yerleştiği yerde ebediyen kalır.
  • Budalanın sersemliği her zaman zeki kimselere bileğitaşı hizmeti görür.
  • Buz kadar lekesiz, kar kadar temiz olsan bile iftiradan kurtulamazsın.
  • Cehalet Tanrının laneti olduğuna göre, bilgi göklere uçabileceğimiz kanatlardır.
  • Cehennem boş. Tüm şeytanlar buradadır.
  • Çabucak koca bir ateş yakmak isteyenler, cılız samanları tutuşturmakla işe başlarlar.
  • Daha iyi, iyinin düşmanıdır.
  • Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir.
  • Dost yarası yaraların en derinidir.
  • Dünya bir sahnedir.
  • Düşmanınızın neden korktuğunu anlamak için, sizi ne ile korkuttuğuna bakın.
  • En olgun meyve ilk önce düşer.
  • En tatlı balın bile fazlasının tadı bile bıkkınlık verir.
  • Er geç bir gün gelir, zevk kendini ödetir.
  • Fazilet uğrunda ölen bir insan mahvolmaz. Kim fazilet içinde ölürse o şan içinde yaşar. Eğer faziletiniz yoksa yaratınız. Fazilet güzelliktir.
  • Felaket, dost sayısını sıfıra indirir.
  • Geçmiş bir dost için yakınmak yeni dertler edinmektir.
  • Geçmiş bir felakete üzülmek, bir yenisini davet etmenin en emin yoludur.
  • Gerçek, kulübesinde hapsedilen sadık bir köpektir.(Kral Lear)
  • Gözyaşı ile yıkanan yüzden daha temiz bir yüz olamaz.
  • Gürültü için akordu bozmak yeter.
  • Hayat, gelip geçen bir gölgedir.
  • Her dost dosdoğru dost olmuyor.
  • Herkese kulağını, ama çok azına sesini ver.
  • Hiçbir miras, doğruluk kadar zengin değildir.
  • Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz.
  • Hiçbir miras, doğruluk kadar zengin değildir.
  • Hiçbir şeye sahip değilseniz hiçbir şey kaybedemezsiniz.
  • İhanete uğramanın acısını yalnız hainler bilir.
  • İhtiyatla desteklenmeyen cesaret beş para etmez.
  • İnsanın iyisi, talihin kötüsünde belli olur.
  • İnsanlar göründükleri gibi olmalıdır. Eğer değillerse hiç görünmesinler daha iyi. (Othello)
  • İnsanlar yalnızca kendilerini hissetmediği acıları çekenleri teselli edebilirler
  • İnsanların aşktan öldüğü yalandır.
  • İnsanların dedikodularından uzak kalabilirsek, kendimiz de rahatlamış oluruz.
  • İnsanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür.
  • İyi, daha iyinin düşmanıdır.
  • İyimser kişi, yaranın üstünde artık kabuk, kötümser kişi ise kabuğun altında yine yara görür.
  • İyimser, yaranın üstünde artık kabuk, kötümser ise kabuğun altında yine yara görür.
  • Kaçınılmaz felaketler karşısında sızlanmak, gülmek kadar aptalcadır.
  • Kendi başına iyi veya kötü bir şey yoktur, bunu düşüncelerimiz yapar.
  • Kitaplarım bana yetecek kadar büyük bir krallıktır.
  • Konuşmadan önce düşün ki konuştuktan sonra düşünmeyesin.
  • Küçük işler basit insanları mağrur yapar.
  • Müzik aşkı besteler.
  • Namus görünmez bir cevherdir; çok kere ona sahip olmayanlar sahipmiş gibi görünürler.
  • Nankör bir evlada sahip olmak, yılan dişinden daha acı verir.
  • Nasıl bir at, üzerindeki zengin koşumların farkına varmazsa insan da içinde yaşadığı nimetlerin öyle farkına varmaz.
  • Ne kadar da fakirdir sabrı olmayanlar.
  • Ne kimseden borç al, ne kimseye borç ver. Çünkü ödünç para veren, çok kere, hem parasından olur, hem dostundan.
  • Ölçülebilen bir sevgi zavallı bir sevgidir.
  • Özgürlük dışarıdaysa sürgün sizin yanınızdır.
  • Sevinç ne tuhaftır, daha doğmadan ölüverir.
  • Soyulduğu halde gülen adam hırsızdan bir şey çalmış demektir, boş yere üzülen ise kendi kendini soyar.
  • Şeytan bir günah işleteceği zaman, işe, bu günahı kutsallık zırhına sarmakla başlar.
  • Şiddetli zevklerin şiddetli sonuçları olur.
  • Tabiat, çok defa pislikleri bir güzellik duvarı ile çevirir.
  • Tanrı size bir yüz vermiş, siz kendinize bir tane daha yapıyorsunuz.
  • Tazılar kondisyonları için koşar ama efendileri için avlarlar.
  • Uykumda bir kraldım, ama bir hiçim uyandığımda.
  • Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.
  • Yiğitlik intikam kazanmakta değil, tahammül göstermektedir.
  • Zamanın, kime dost, kime düşman olacağı bilinmez.



BARUCH SPİNOZA (1632 –1677)
  • Akıl tarafından kurulan ve yönetilen devlet en güçlü ve en bağımsız devlettir.
  • Anlamak, beğenmenin başlangıcıdır.
  • Barış, savaşın yokluğu anlamına gelmez. O bir erdem, bir ruh hali, bir iyilik, itimat ve adalet duygusudur.
  • Ben yararını ve zorunluluğunu göz önüne alarak Kutsal kitaba veya vahye çok değer veriyorum. Çünkü bizi doğal ışık yoluyla mutluluğa götüren yolun, basit itaat olduğunu kavrayamayız. Bunun Tanrı’nın özel lütfünden dolayı gerçekleştiğini bize öğreten sadece vahiydir. (...) Bundan, Kutsal kitabın ölümlü varlıklara büyük teselli sağladığı ortaya çıkar. Bütün insanlar, itaat edebilirler. Buna karşılık tüm insanlık ile karşılaştırılırsa, yalnız başına aklın kılavuzluğu ile erdemli bir hayata erişme imkânına sahip olanların sayısı çok azdır. O halde, eğer Kutsal kitabın tanıklığına sahip olmasaydık, bütün insanların kurtuluşundan şüpheye düşmemiz gerekirdi.
  • Bilgisizlik bahane edilemez.
  • Bir şeyi bilebilmek için, onun nedenini bilmek gerekir; başka bir deyişle, bir şeyi açıklamak demek, onun neden ya da nedenlerinden söz etmek demektir.Bir şey eğer var değil diye tasarlanabiliyorsa, bu şeyin özünün varlığı kuşatmadığından emin olunabilir.
  • Devletin gerçek amacı özgürlüktür.
  • Doğa, boşluklardan hoşlanmaz.
  • Doğada "kötü" olarak nitelenebilecek hiç bir olay olmaz.
  • Doğaya karşı gelinemez; o, değişmez ve sabit bir düzeni korur.
  • En iyi nedenlere sahip olan, en iyi inanca sahip değildir; en iyi inanca sahip olan, adalet ve sevgi yönünden en iyi davranışlarda bulunandır.
  • Felsefe, genelleştirilmiş bir matematiktir.
  • Gerçek dünyanın düzeni ile ideal dünyanın düzeni birdirler. Maddi dünyadaki her görünüşün ruhi dünyada bir paraleli, bir karşılığı vardır. Bu iki görünüş aynı Tanrıyı paylaştıkları için birbirini etkiler. Yani maddi dünyadaki bir değişim ruhi dünyada da olur. Örneğin ruhunda pozitif bir gelişme olan insanda aynı pozitif etki vücudunda da meydana gelir.
  • Gönül elibol olmadı mı, zengin pis bir dilencidir.
  • Gurur, bir insanın kendisini çok yüksek görmesinden meydana gelen kötü bir duygudur.
  • Hayatta aklın hakimiyeti hakiki fazilettir.
  • Her belirleme bir yadsımadır.
  • Her eğitimli insan bilir ki Tanrı, ne sağ ne de sol ele sahiptir; O, ne hareket eder, ne dinlenir, ne de belirli bir yerdedir. Fakat O, Mutlak olarak Sonsuzdur ve tüm mükemmellikleri kendisinde bulundurur.
  • Her şey kendi varlığı içinde sürekliliğini korumaya çalışır. 
  • Herkes kendi inancını seçmede özgür olmalı ve inançlar eğer yargılanacaksa ancak sonuçları açısından yargılanmalıdır.
  • Herkesin hakkı gücü kadardır.
  • Hür bir insan hiçbir şeyi ölümden daha az düşünmez ve onun bilgeliği sadece ölüm hakkında değil, aynı zamanda hayat hakkında da derin bir düşünce (meditation) dir.
  • Hür insanlar birbirlerine karşı çok minnet duyarlar. Zira yalnız hür insanlar birbirlerine karşı tamamen faydalı ve birbirlerine büsbütün sıkı bir dostluk ile bağlıdırlar. Yine, hür insan hiçbir zaman aldatıcı olarak değil, her zaman temiz kalple iyi niyetli hareket eder.
  • İman, Tanrı hakkında, bilinmemesi Tanrı’ya itaati ortadan kaldıran ve bu itaatin varlığı için var olması zorunlu olan şeyi bilmektir.
  • İnanç hürriyeti, hiç kimsenin müdahale edemeyeceği, bir insan hakkıdır.
  • İnsan için en kıymetli olan şey, gene insandır.
  • İnsan tutkuları yenerek tanrıya yaklaşır.
  • İnsan varlığını sürdürmek isteğindedir. İyi ve kötü bu istemden kaynaklanır.
  • İrade ile akıl ve zeka aynı şeylerdir.
  • Kalpler silahla değil, sevgi ve yüksek gönüllülükle yenilirler.
  • Kendi Kendisinin Nedeni olmaktan, özü (essence) varlığı (existence) kuşatan ve tabiatı (natura), varlığı olmaksızın idrak edilemeyen şeyi anlıyorum.
  • Korku umutsuz, umut da korkusuz olmaz.
  • Mutlak olarak şunu iddia ediyorum ki, teolojinin temeli (insanların eşyanın bilgisi olmaksızın yalnızca itaat etmek suretiyle mutlu olabilecekleri dogması), aklın tabii ışığıyla temellendirilemez veya hiç olmazsa henüz onu ispat edebilmiş olan hiç kimse ortaya çıkmamıştır. Bundan dolayı da vahiy, son derece zorunlu olmuştur.
  • Özgür (demokratik) bir devletin amacı, hürriyeti temin etmek ve herkese düşünme ve düşündüğünü söyleme hürriyetini vermektir.
  • Özgür insanın ölümden daha az düşündüğü bir şey yoktur.
  • Özgür olma, zorunlulukları bilmektir, zorunlulukların bilincinde olmaktır. İnsanlar bilmediklerinin tutsağıdırlar, bil¬giye ulaşınca özgürleşirler.
  • Özgürlük, kendini belirleme, self-determinasyondur.
  • Peygamberlik veya vahiy, bir şey hakkında insanlara Tanrı tarafından vahyedilmiş olan emin bilgidir. Peygamber ise, Tanrı tarafından vahyedilen şey hakkında emin bir bilgisi olmayan, bundan dolayı da onu ancak iman yolu ile alma imkanına sahip olan kişilere, bu vahyedilen şeyi ulaştırmakta aracılık eden kimsedir.
  • Sevginin ölçüsü, ölçüsüz sevmektir.
  • Tanrı, kendi kendisinde var olan, kendisiyle kavranan, kavramı başka bir şeyin kavramına bağlı olmayan.
  • Tabiat kanunları Tabii Aklın Işığıyla vahyedilen (revealed) Tanrı’nın emirleridir (the decrees of God).
  • Tanrı, Doğa demektir. Özetle, Doğa hem her şeyin nedeni hem de sonuçlarının tümüdür.
  • Tanrı, her şeyin Yaratıcısıdır.
  • Tanrı, “mutlak surette ilk nedendir.
  • Töz, bir kavramın meydana gelmesi için başka bir kavrama ihtiyaç yoktur.
  • Var olan her şey Tanrı içinde vardır ve Tanrı olmaksızın hiç bir şey ne varolabilir ne de kavranabilir.



FRANÇOİS MARİE AROUET VOLTAİRE (1694-1778)
  • Ayrılık, tatmin edilmeyen aşkı arttırır.
  • Başkalarının istediğine göre değil, yalnız kendimiz için düşünürüz.
  • Batıl inanç ve cehaletten oluşan fanatizm, bütün asırlar boyunca bir hastalık olmuştur.
  • Ben büyük adamları ancak insanlığa yaptıkları hizmetlerle tanırım.
  • Benim mesleğim, tüm düşündüklerimi yazmaktır.
  • Biz, var olduğumuzu, yaşadığımızı, düşündüğümüzü biliyoruz; daha ileriye gitmeyi istemek, karanlık bir uçuruma düşmektir". Onu tanımlayamayız, O, etkileri bilinen bir bilinemez ilkedir ki, onu kendimizde hissetmekteyiz.
  • Büyük cinayetler ancak büyük cahiller tarafından işlenmiştir.
  • Cennet (var) olduğum yerdir.
  • Cezalandırınız, fakat körü körüne cezalandırmayınız; cezalandırınız, fakat yararlı bir surette. Eğer gözleri bağlı olarak adalete sahip olmak zorlaşırsa, akıl, adalete kılavuzluk etmelidir.
  • Çalışmak bizi şu üç büyük beladan kurtarır: Can sıkıntısı, kötü alışkanlıklar ve yoksulluk.
  • Dünyada başarı kazanmanın iki yolu vardır, kendi aklından faydalanmak ve başkalarının akılsızlığından faydalanmak.
  • Eğer Tanrı var olmasaydı, onu icat etmek gerekirdi.
  • En iyi, iyinin düşmanıdır.
  • Erken meşhur olmuş bir isim kadar ağır yük olamaz.
  • Fikirlerini ve söylediklerini asla kabul edemem ama onları söyleme hakkını ölünceye kadar savunurum.
  • Gerçek ihtiyaçlar olmadan, gerçek hazlar olmaz.
  • Hayat, arkadaşlıktan daha büyük bir hediye vermez.
  • Hayatın tarlasına ne ekersen onu biçersin.
  • Hayvanların bilgiden yoksun, duygudan yoksun birer makine olduklarını, her zaman aynı biçimde hareket ettiklerini hiçbir şey öğrenmediklerini hiçbir şeyi ilerletmediklerini vb. şeyleri söyleyenler ne acınacak ne zavallı sözler etmişler.
  • Her şeyden önce insan olunmalı; ondan sonra doktor.
  • Her zaman zevk, zevk olmaktan çıkar. Bir şeye düşkünlük hayvanlarda bile yoktur.
  • Hırs bir teknenin, yelkenini şişiren rüzgâra benzer. Fazlası tekneyi batırır. Azı da tekneyi olduğu yerde saydırır. 
  • Hiçbir ordu, zamanı gelmiş bir düşünceye karşı duramaz.
  • Hoşgörü nedir? Hoşgörü insanlığın bir parçasıdır. Hepimizin hataları ve eksikleri var; gelin karşılıklı olarak birbirimizin hata ve eksiklerini bağışlayalım, çünkü hoşgörü doğanın ilk yasasıdır.
  • İhtiraslar, geminin yelkenlerini şişiren rüzgârdır: Bazen gemiyi batırdığı olur, ama onsuz gemi, yerinden kımıldayamaz.
  • İnsan beklemeyi, umumiyetle, artık bekleyecek bir şeyi kalmadığı zaman öğrenir.
  • İnsan bilmediği şeyi isteyemez.
  • İnsan zekâ karşısında eğilir ama şefkat karşısında diz çöker.
  • İnsanlığın en güzel görevi adalet dağıtmasıdır.
  • İnsanın çok mutlu olması için, tutkusuz olması yeter.
  • İnsanlar ancak hayalleriyle yaşar ve biraz yaşamaya başlayınca tüm hayallerini kaybederler.
  • İnsanın alması gereken isim deist olmalıdır. İnsanın okuması gereken kutsal kitap Tanrı’nın yazdığı ve mührünü bastığı ‘Doğa’ kitabıdır. İnsanın sahip olması gereken tek din Tanrı’ya iman etmek ve iyi bir insan olmaktır.
  • İnsanoğlu hiç de kötü olarak yaratılmamıştır; ama hastalandığı gibi kötüleşir de.
  • İyi bir taklit, kusursuz bir yaratıştır.
  • Kanun, iki tarafı da keskin bir pala olur ki, bu hem suçluyu hem de suçsuzu eşit olarak boğazlar.
  • Kendi nefsine hakim olan, dünyaya hükmedebilir.
  • Kendini akıllı sanan, büyük bir aptaldır.
  • Kendisini başkalarının kurtarmasını bekleyen kişiler yalnızca kölelerdir.
  • Korku suçu, suç cezayı doğurur.
  • Korkaklar, kendinden daha güçsüz olanlara güç gösterisinde bulunanlardır.
  • Kötü insanlar, yeryüzüne serpilmiş bir avuç iyi insanı sınamaya yarar.
  • Kulak yüreğe giden bir caddedir.
  • Mutluluk, doğanın bize satabileceği en pahalı maldır.
  • Okulda okuduklarıyla yetinenler, yalnız mürebbiyeleriyle konuşabilen çocuklara benzer.
  • Okuma ruhu yüceltir.
  • Pek az insan başkalarının deneylerinden yararlanmayı bilecek kadar akıllıdır.
  • Seçilmiş birkaç kitaptan güzel ne olabilir.
  • Tanrı ancak bütün öteki şeyleri verdiği gibi düşünme yetisini de vermiş; tanrısal inayet eriştiği zamanlarda, maddesiz, ölümsüz bir ruhun olduğunu gelip sana öğretmeseydi buna dair hiçbir kanıtın olmayacaktı.
  • Tanrı her yerdedir ve evrenin tüm kısımlarında ve benim kendi kısımlarımda da vardır.
  • Tanrım, beni dostlarıma karşı koru, kendimi düşmanlarıma karşı korurum.
  • Tanrıya ettiğim dua pek kısadır; Tanrım düşmanlarımı gülünç duruma düşür.
  • Uzun bir tartışma her iki tarafında haksiz olduğunun delilidir.
  • Uzun zaman devam eden bir uzlaşmazlık, her iki tarafında haksız olduğunu gösterir.
  • Ülkeler bilim adamlarının kıymetini bilmeyip, onları ödüllendirmezlerse, gelişmeyi de beklemesinler.
  • Vahşiler hariç, bütün insanlar, kitapların hükmü altındadır.
  • Vatana sadakatle hizmet edenin atalara ihtiyacı yoktur.
  • Vatanımız, bütün asil ruhlar için en mukaddes bir yerdir.
  • Yarabbi ben düşmanlarımı yenmeğe kadirim. Sen beni dostlarımdan koru”



JEAN JACQUES ROUSSEAU (1712 - 1778)
  • Acıkmış bir aşk, öğütlerle beslenemez.
  • Ağır söz veren hızlı iş yapar.
  • Aşk gibi, kin de insanı aptallaştırır.
  • Beraber ağlamaktaki tatlılık kadar hiçbir şey kalpleri birbirine bağlamaz.
  • Bireysel aşkım için dünyayı veririm, özgürlüğüm içinde aşkımı veririm.
  • Bütün dinleri anlayışla karşılar ve reddetmeksizin saygı duyarım.
  • Bütün zevkleri hissedebilmek için, ufak tefek ıstırapları hissetmek lazımdır.
  • Büyük adamları ortaya çıkaran biraz da büyük fırsatlardır.
  • Çocuk terbiyesinde, çalışmalarınıza onları tanımakla başlayınız.
  • Çocukluk, mantığın uykusudur.
  • Daimi barışın tesis edilmesi tamamen ülkelerin anlaşmasına bağlıdır. Daimi barışın tesisi tüm ülkeler için yarar sağlar. Barış için uluslararası bir federasyon oluşturulduğunda bu kurum uzun süre yürürlükte kalabilir ve barışı gerçekleştirebilir.
  • Doğa insanı asla aldatmaz... İnsanı aldatan daima kendisidir.
  • Doğru yolda giden kaplumbağa eğri yolda giden yarış atını geçer.
  • Eğitilecek kimsenin en önce öğrenmesi gereken ve en çok ihtiyacı olacağı şey tahammül etmesini bilmesidir.
  • Eldeki para hürriyetin aletidir. Fakat peşi kovalanan para, tam tersine kölelik aletidir.
  • Eşitlik, herkesin gücünü şiddet kullanmadan yasalara uygun olarak kullanmasıdır ve yine eşitlik hiç kimsenin başka bir insanı satın alabilecek kadar zengin olmaması ve yine hiç kimsenin kendini satmak isteyecek kadar da yoksul olmamasıdır.
  • Ey yüce gönüllü yalan! Gerçek hiç sana tercih edilebilecek kadar güzel olmuş mudur?
  • Gerçek demokrasi hiçbir zaman var olmamıştır ve olmayacaktır da. Gerçek demokrasi var olabilmesi için, o kadar insanın toplayacak bir yerin olması gerekirdi. Milyonlarca insanı da bir yerde toplayamıyorsanız, temsili demokrasi ile yetinin.
  • Hayatınızı ancak hakikate kurban ediniz.
  • Her insan başkalarının kalbini okuyabilseydi, bulunduğu yerden inmeyi isteyen insanların sayısı yukarı çıkmayı isteyenlerden daha çok olurdu. 
  • Her şeyden önce iyi olalım, ondan sonra mutlu oluruz.
  • Hiç bir şey çıkar gruplarının etkisinden daha tehlikeli değildir.
  • İki düşman arasında o şekilde konuş ki, onlar birbirleriyle dost oldukları zaman sen mahcup olmayasın.
  • İnsanlar “doğal yaşama” döneminde eşittiler; bu eşitliği onlara sunan doğaydı. Doğanın nimetleri bütün insanlara yetiyor bir durumda olduğundan dolayı doğal insan, “bir ağaç altında, bu ağacın meyveleriyle karnını doyuran, yakınındaki bir pınardan suyunu içen ve aynı ağacın altında yatıp uyuyan bir insan” görünümündeydi. Bu insan bütün gereksinmelerini kendi başına karşılayabilme gücüne sahip olduğundan, başka insanlara gereksinme duymuyordu, dolayısıyla insanlar arasında bir çatışma söz konusu değildi. Doğa herkese yetiyor, bu böyle sürüp gidiyordu. Ne var ki bu, her zaman böyle sürüp gitmedi. “Bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip “bu bana aittir” diyebilen, buna inanacak kadar saf insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun ilk kurucusu oldu. Bu sınır kazıklarını söküp atacak ya da hendeği dolduracak, sonra da hemcinslerine “bu sahtekâra kulak vermekten sakınınız, meyvelerin herkese ait olduğunu, toprağın ise hiç kimseye ait olmadığını unutursanız mahvolursunuz” diye haykıracak olan adam, insan türünü nice suçlardan, nice cinayetlerden, nice korkunç olaylardan esirgemiş olurdu!
  • İnsanlar, nefret ettikleri insanların söylediklerini anlamazlar.
  • İnsanlar ömür kısadır derler ama yine de onu kısaltmak için ellerinden geleni yaparlar.
  • İnsanlar özgür olarak doğar, ama her yerde zincire vurulmuş olarak yaşarlar.
  • Kabiliyet yükselmek içindir, alçalmak için değil.
  • Körler memleketinde şaşılar kral olur.
  • Kötülükler, bilim ve sanat değerlerinin yükselmesi, ahlak değerlerinin alçalması sonucu insanlar arasına giren eşitsizlikten doğmuştur.
  • Mutsuzluk, şüphesiz çok büyük bir öğretmendir, fakat bu öğretmen; derslerini pahalıya ödetir ve faydası da parasına değmez.
  • Özgür doğan insan, yaşamla zincire vurulmuştur.
  • Özgürlüğünden vazgeçmek insan olma niteliğinden vazgeçmek demektir; insanlık haklarından, hatta ödevlerinden vazgeçmek demektir. Her şeyden vazgeçen insanın hiç bir zararını karşılama olanağı yoktur. Böyle bir vazgeçme insanın yaratılışıyla uzlaşmaz. İnsanın isteminden her türlü özgürlüğü almak, davranışlarından her türlü ahlak düşüncesini kaldırmak demektir.
  • Politika ve ahlakı farklı ele alanlar, her ikisini de asla anlayamazlar.
  • Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır.
  • Şerefini kaybettikten sonra yaşamaktan daha feci ölüm olur mu?
  • Tarih, okuyana kendi gözünün görme derecesine göre yol gösteren bir kılavuzdur.
  • Yalnız şunu soracağım: Felsefe nedir? En tanınmış filozofların kitaplarında bulduğumuz nedir? Onları dinlerken insan kendini, bir pazaryerinde avaz avaz çağıran bir sürü madrabaz arasında sanır; her biri bana gelin, bana gelen aldanmaz diye bağırır durur. Kimi, cisimlerin mevcut olmadığını, her şeyin tasavvurda yaşadığını iddia eder; kimi maddeden gayrı olmadığını ileri sürer ve Allah dünyanın kendisidir der. Birisi ispata kalkar ki dünyada iyilik - kötülük yoktur, hayır ve şer birer kuruntudan ibarettir. Öteki der ki, insanlar birer, canavardır; birbirlerini parçalayıp yemeleri cürüm sayılmaz. Ey büyük filozoflar, bu faydalı dersleri siz yalnız kendi çocuklarınıza, kendi dostlarınıza verin ne olur! Hem siz fikirlerinizin meyvesini daha çabuk elde edersiniz, hem de bizim çocuklarımız sizin mezhebinize girmek tehlikesinden kurtulmuş olur.
  • Yanlış, sonsuz şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir.
  • Zaman, birçok örtüleri kaldırabilir.


JOHAN WOLFGANG VON GOETHE (1749 – 1832)
  • Açlık, en akıllı balıkları bile oltaya getirir.
  • Adettir; babanın topladığını oğlu saçar.
  • Akılsızlar hırsızların en zararlılarıdır: Zamanınızı ve neşenizi çalarlar.
  • Ana-baba iyi terbiye almışlarsa, çocuklar da terbiyeli olur.
  • Aşk imkansız birçok şeyi mümkün kılar.
  • Aşk ve sevinç büyük çabaların kanatlarıdır.
  • Ayrılık, aşk bağının yenilenmesi demektir.
  • Az şey bilirsek bir şeyin doğruluğuna emin olabiliriz, bilgi artınca kuşku da artar. 
  • Baskı ve şiddet yalnızlıktan doğar, karakter dünyanın fırtınaları ve dalgaları arasında şekil alır.
  • Başkalarına kendimizden söz etmek gayet doğaldır; başkalarının kendileri hakkında söylediği şeyleri, onların kast ettiği biçimde anlamaksa bir kültür meselesidir.
  • Bilgi arttıkça, huzursuzluk da artar.
  • Bir insanı tanımak için neyi gülünç bulduğundan daha iyi bir gösterge olamaz.
  • Bir şey her şey için, her şey bir şey için vardır.
  • Biraz daha ışık (Son sözleri).
  • Biz, içimizdeki bir çelişkiden kaçamayız; onu dengelemek zorundayız. Başkaları bize karşı gelirse bu bizim değil, onların sorunudur.
  • Bize teşekkür borcu olan biriyle karşılaştığımızda hemen bunu düşünürüz. Teşekkür borçlu olduğumuz ve bunu hiç aklımıza getirmediğimiz kişilerle ise ne kadar sık karşılaşırız?
  • Büyük sevinçlere büyük zahmetlere katlanarak ulaşılır.
  • Büyük yükleri kaldırabilmek için onların ortasını bulmak gerekir.
  • Cahilliğin eyleme geçişinden daha korkunç bir şey yoktur. 
  • Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar.
  • Deli üfürür, bilgi konuşur.
  • Doğru olanı yalnızca akıllı insan yakalar.
  • Duvarlaşmış delilikler vardır, akıcı delilikler görünmez delilikler! İlki en çok göze çarpar.
  • Dünya bir hapishanedir.
  • Dünya güzeldir, ama bir şairin gözüyle daha da güzel olur.
  • Dünyada başkalarının deliliklerinden çıkar sağlamaktan daha kurnazca bir şey olamaz.
  • Düşünmek kolay, yapmak zordur. Dünyada en zor olan şeyde düşünüleni yapmaktır.
  • Eğer su kaynağı ruhundan fışkırmazsa susuzluğunu gideremezsin.
  • Elleriyle çalışan adam işçi; elleri ve kafasıyla birlikte çalışan adam usta; elleri, kafası ve kalbiyle birlikte çalışan adam sanatkardır.
  • En büyük zorluklar, onları aramadığımız yerlerden çıkar.
  • En mükemmel kadın, çocuklarına babalarının yokluğunda baba olabilecek kadındır.
  • En huzurlu toplumlar, üyeleri arasında karşılıklı güler yüz ve saygının eksik olmadığı toplumlardır.
  • Erkekler yaşlanır, kadınlarsa değişir.
  • Erkeklerin aklı, ev kadını arar, ama kalbi ve hayal gücü başka özellikler peşindedir.
  • Geleceğe bakmayı severiz çünkü önümüzde şekilsizce uçuşmakta olan olaylara dilediğimiz gibi şekil vermek isteriz.
  • Gerçeğin gücü ile yaşadığım sürece kainatı bile fethedebilirim.
  • Gönlümüz bize aklımızdan daha yakındır.
  • Görev, içinde bulunduğumuz zamanın bizden istediği şeydir.
  • Gülün dikeni var diye üzüleceğine, dikenin gülü var diye sevin...
  • Hatalarımızın yüzümüze vurulmasından, bunlardan ötürü cezalandırılmaktan rahatsız olmayız, sabırla bunların acısını çekeriz; ama kendimizi bu hatalardan arındırmamız gerektiğinde sabrımız ortadan kalkar.
  • Hayatımda yeterince öğrendim ki deliler akıllı insanlardan ancak daha deli olmak için ne gerekiyorsa o kadarını öğrenip kabul ediyorlar.
  • Hayatın nimetlerinin değerini bize öğreten, ancak hayatın zahmetleridir.
  • Her dedikodu, orada olmayan biri hakkında yapılıyorsa, inanılmayacak kadar tatlı değil midir?
  • Her su olan yerde kurbağa yoktur, ama kurbağa sesi olan yerde su vardır.
  • Her şiir dünya üzerine kondurulmuş bir öpücüktür.
  • Her türlü gösterişte ölçülü davranmalı, buna karşılık iç dünyayı, düşünce ve ruhu elden geldiğince yükseltmeli.
  • Her zaman güvensizlik göstermek, her zaman güvenmek kadar büyük bir yanlışlıktır.
  • Hiç kimse, affettiği zaman olduğu kadar yükselemez.
  • Hür olmadıkları halde, kendilerini hür sananlar kadar hiç kimse esir olamaz.
  • İnanç yaşamın gücüdür.
  • İnsan ancak anladığı şeyi duyar.
  • İnsan, ancak sevdiğinden bir şey öğrenir.
  • İnsan, babasına borçlu olduğu saygıyı, ancak baba olduğu zaman duyar.
  • İnsan her gün ya güzel bir ses işitmeli, ya gönül açıcı bir kitap okumalı yahut güzel bir şey dinlemelidir.
  • İnsan hiç bir şeyi sevmeden anlayamaz. Sevmek anlamak demektir ve insanları insanlara rağmen sevmelisiniz.
  • İnsan ilişkilerin hakiki temeli aslında kişilikte yer alır.
  • İnsan kendini hiçbir yerde, karıncalar gibi kaynaşan kalabalığı yarıp geçtiği zamanki kadar yalnız hissedemez.
  • İnsan kendini yalnızca insanda tanır.
  • İnsanın bilgisi arttıkça huzursuzluğu da artar.
  • İnsanın bir şeyi öğrenebilmesi için her şeyden önce o şeyi sevmesi gerekir.
  • İnsanın en iyi yardımı kendi kendisine yaptığı yardımdır.
  • İnsanlar önce para kazanmak için sağlıklarını, sonra da sağlıklarını korumak için paralarını harcarlar.
  • İstekleriniz, içinizdeki yeteneklerin birer elçisidir.
  • İster kral, ister köylü olsun, dünyada en mutlu insan evinde huzur olandır.
  • İyi bir karın mı olmasını istiyorsun? Öyleyse tam bir koca ol!
  • İyilik, insanları birbirine bağlayan altın zincirdir.
  • Kalp ne ile doluysa dudaklardan dökülür gider.
  • Kaybedecek bir şeyi olmayan insandan korkulur.
  • Kendi kendimize egemen olmayı öğreten yönetim, en iyi yönetimdir.
  • Kendi kendimize yardım edersek, Tanrı da bize yardım edecektir.
  • Kendine hükmetmeyen uşak kalır.
  • Keyfimin yerinde olduğu yer vatanımdır, derler. Bu teselli edici özdeyiş eğer “yararlı olduğum yer vatanımdır”, şeklinde olsaydı daha iyi söylenmiş olurdu.
  • Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak bir sanattır.
  • Mal kaybeden bir şey kaybetmemiştir. Onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmiştir.
  • Mantıklı insan sık sık gülünecek bir şey olmadığı halde güler. Onu kışkırtan her ne olursa olsun, verdiği tepki kendi iç huzurunu ifade eder.
  • Mükemmel insanların aksayan tarafları daha çok göze batar.
  • Orta yol herhalde en çok sevdiklerimize karşı güven ver sır saklama konusunda istemeye değerdir.
  • Öğrencilerin bilmeleri gerektiğinden daha çok şey bilmeyen bir öğretmenden daha korkunç hiçbir şey olamaz.
  • Öğüdü de işi de herkes kendinde aramalı.
  • Ölçülülük katkısız mutluluk kaynağıdır.
  • Pusulanın sana doğru yol göstermesini mi istiyorsun, öyleyse onu yanındaki mıknatıslardan koru.
  • Ruh, hayatı hep yanında taşır, yani ölemez.
  • Samimi olmayı vaat edebilirim; tarafsız olmayı asla.
  • Sanatçılar ve zanaatkarlar, bir insanın, tamamen kendine mahsus olan şeyleri bile kendine mal edemediğinin en açık kanıtını sunarlar. Sanatçının çıkardığı işler, doğduğu yuvayı terk eden kuşlar gibi elinden kaçıp giderler.
  • Sevgi her şeyi birleştirir.
  • Sevgiye ve tutkuya açık bir kalp kadar dünyada değerli bir şey yoktur.
  • Sevincin bir acı yanı, acının da bir sevinçli yanı olmalıdır.
  • Sevmek, inanmak demektir.
  • Siz kendinize inanın, başkaları da size inanacaktır.
  • Söylenen her söz karşıtını kışkırtır.
  • Sözler şairin silahlarıdır.
  • Şiirin konuları hiç eksik olmayacaktır; çünkü dünya o kadar büyük, o kadar zengin, yaşam o kadar değişik manzaralı ki... Hiçbir gerçek konu yoktur ki şair onu gereği gibi işlemesini bildiği andan itibaren şiirden yoksun olsun.
  • Tutkular itiraf edildiklerinde hem şiddetleri artar, hem de yatışırlar. Sevdiklerimize söylediklerimiz ve söylemediklerimiz arasında bulunacak bir orta yol, belki de başka hiçbir alanda bu kadar arzu edilir bir şey değildir.
  • Tutkularımız gerçek Anka kuşlarıdır. Eskisinin küllerinden bir yenisi doğar.
  • Tutkularımız; ya birer kusur ya da birer erdemin daha şiddetli halleridir.
  • Tüm erdemlerin temel özelliği, yükselme yolunda sürekli bir çaba, bizzat kendinle cenkleşme, daha büyük ve derin bir saflığa, bilgeliğe, iyilik ve sevgiye yönelik doymak bilmez bir istek.
  • Umut yaşamın biricik ilacıdır.
  • Umutsuzluklarımız hiç beklemediğimiz yerde karşımıza çıkar.
  • Uşağım bile olsa, yanlışlarımı düzelten efendim olur.
  • Vatanını tanımayan insanın yabancı ülkeler için bir ölçüsü yoktur.
  • Vicdanınız temizse özgürsünüz demektir.
  • Yanlışlıklar denizine gömüldüğü halde, umutla bekleyebilen insan ne talihlidir.
  • Yapabilirsiniz. Çünkü yapmalısınız!
  • Yarasız bir yaşam erken bir ölümdür.
  • Yaşadığımız her an kendi hakkını ister.
  • Yetenek sessizlik içinde gelişir, karakter ise dünyanın fırtınaları arasında.
  • Yüz çeşit şeyi yarım bilmektense bir şeyi tam bilip uygulamak insanı daha iyi yetiştirir.
  • Zeki adam kendini frenledi mi mutlu oldu demektir.


ARTHUR SCHOPENHAUER (1788-1860)
  • Acı çekenler ile acı çektirenler aynıdır.
  • Akıllı olan, sohbet sırasında ne hakkında konuştuğundan ziyade kiminle konuştuğunu düşünerek hareket edecektir. Bunu yaptığı takdirde sonradan pişman olacağı hiçbir şey söylemeyeceğinden emindir.
  • Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihai olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve özenle devam ederiz, tıpkı sonunda patlayacağından emin olsak da, olabildiğince uzun ve büyük bir sabun köpüğü üflememiz gibi.
  • Aşk, insan türünü sürdürmek için bireye kurulmuş bir tuzaktan başka bir şey değildir.
  • Bana yapılan haksızlık bana hiç bir şekilde ona haksızlık yapma hakkını vermez.
  • Ben kalabalıklar için yazmadım... Çalışmalarımı, zamanın seyrinde nadir rastlanan istisnalar olarak ortaya çıkacak düşünen bireylere miras bırakıyorum. Onlar da benim gibi ya da gemisi batıp ıssız bir adaya çıkan ve kendisinden önce aynı sıkıntıları yaşayan birinin izlerinin, ağaçlardaki bütün papağanlardan ve maymunlardan daha fazla teselli sunduğu bir denizci gibi hissedeceklerdir.
  • Benim gibi bir adam dünyaya geldiğinde geriye istenecek tek şey kalır - bütün hayatı boyunca olabildiğince kendisi gibi olması ve entelektüel güçler için yaşaması.
  • Benim gibi insanlar tarafından geride bırakılan fikirler, anıtlar hayattaki en büyük zevkimdir. Kitaplar olmasa uzun zaman önce umutsuzluğa gömülürdüm.
  • Beraberinde getirdikleri umutlar ve korkularla akın akın gelen arzulara teslim olduğumuz sürece... Kalıcı mutluluğa ya da huzura hiçbir zaman kavuşamayız.
  • Beyin olanca gücüyle ilerlerken, cinsel sistemlerin korkunç etkinliği daha uykuda olduğu için çocukluk, hayatımız boyunca özlemle geri dönüp baktığımız masumiyet ve mutluluk dönemi, hayatın cennetidir, kayıp cennet.
  • Bilincimiz ruhun sadece yüzeyi ki yerkürenin sadece yüzeyini bildiğimiz gibi onun da içini değil, sadece kabuğunu biliyoruz.
  • Bir dahi kendi çağında gezegenlerin yolunu aydınlatan bir kuyruklu yıldız gibi parlar... Kültürünün normal seyriyle el ele gitmez: tam tersine çalışmalarını önündeki yolun çok ilerisine savurur.
  • Bir insanın kendine ait olan, onu yalnızlığa giderken eşlik eden ve kimsenin ona verip ve kimsenin ondan alamayacağı ŞEY: Bu, sahip olduğu her şeyden veya onun başkasının gözünde ne olduğundan çok daha esaslıdır.
  • Birbirlerini en çok teshir edenler, birbirlerini en çok itmam edenlerdir.(Tamamlayanlardır.)
  • Birisi hayatı boyunca büyük bir çocuk gibi kalmayıp ciddi, makul ve mantıklı bir adam olursa, dünyanın çok işe yarar ve adamakıllı bir vatandaşı olabilir ama dahi olamaz artık.
  • Büyük acılar daha önemsizlerinin hissedilmesini engeller ve tersine, büyük acıların yokluğunda en küçük dertler ve sıkıntılar bile bize büyük acı verir.
  • Büyük hayat düşünün öznesinin bir olduğunu ve görüngülerin tüm çeşitliliğinin zamana ve mekana bağlı olduğunu kendimize hatırlatırsak, o devasa düşünceye olan korkumuz azalacaktır. Hepsi kocaman bir rüya ve onu her bir yaratık görür: Ama hayatındaki bütün karakterler de onunla birlikte o rüyayı görür.
  • Çok insan kafaları olmadığı için kafayı bozmuyor.
  • Dikensiz gül yoktur, ama gülsüz pek çok diken vardır.
  • Dili bir kelime daha fakir kılmak, bir ulusun düşüncesini bir kavramdan yoksun kılmak demektir.
  • Dinler ateş böcekleri gibidir: Parlayabilmek için karanlığa gereksinim duyarlar. Tüm dinlerin koşulu yaygın olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yaşayabilirler ancak.
  • Dinler halk için gerekli ve onlar için paha biçilmez bir iyilik.
  • Dünyanın en yoksul insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır.
  • Dünyaya bakış açımızın sağlam temelleri ve derinlik veya sığlığı çocukluk yıllarında oluşur. Bu görüş daha sonra özenle düzeltilir ve mükemmel hale getirilir, ama özde değişmeden kalır.
  • Düşmanının bilmesini istemediğin şeyi, dostuna söyleme.
  • Eğer dalaverecilerin oyuncağı ve soytarıların maskarası olmak istemiyorsak, ilk kural içine kapanık ve ulaşılmaz olmaktır.
  • Eğer hayata küçük ayrıntılarıyla bakacak olursak ne kadar gülünç görünür. Mikroskopta görülen bir damla su gibidir, tek hücrelilerle kaynayan tek bir damla. Telaşla koşuşturup birbirleriyle mücadele etmelerine nasıl güleriz. İster bu su damlasında isterse insan hayatının küçük süresi içinde olsun bu korkunç etkinlikler komik bir etki yaratıyor.
  • Elimizde olan şeyleri çok seyrek düşünürüz. Eksik olanları ise daima.
  • En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız olduğunu da söyleyebiliriz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez.
  • En tesadüfü bile uzak bir yoldan gelen gerekli olandır.
  • Evlenmek insanın haklarının yarıya düşmesi ve görevlerinin iki katına çıkmasıdır.
  • Felsefe yüksek bir dağ yoludur. Issız bir yoldur ve yukarı çıktıkça daha da ıssızlaşır. Bu yolu her kim izlerse hiç korkmamalı, her şeyi geride bırakmalı ve kış karında güvenle ilerlemelidir. Kısa süre içinde altındaki dünyayı görür; kumsalları ve bataklıkları gözünün önünden kaybolur, düzgün olmayan noktaları düzelir, yırtıcı sesleri artık kulağına ulaşmaz. Ve yuvarlaklığını da görür. Kendisi her zaman saf ve serin dağ havasındadır ve güneşi görür, oysa aşağıdaki herkes gecenin karanlığıyla kuşatılmıştır.
  • Gençliğimizdeki neşelilik ve karamsarlığa kapılmama hali, kısmen hayat tepesine tırmanıyor ve tepenin öteki tarafındaki ölümü görmüyor olduğumuz gerçeğine dayanır.
  • Gençliğin bakış açısından bakıldığında hayat sonsuz derecede uzun bir yolculuktur: yaşlılıktan bakınca çok kısa bir geçmişe benzer. Gemiyle uzaklaştığınızda kıyıdaki nesneler daha küçük, tanınması ve ayırt edilmesi daha zor hale gelirler, aynı şekilde olaylar ve etkinliklerle dolu geçmiş yıllarınızı da tanıyamazsınız.
  • Gelişimimiz için bir aynaya ihtiyacımız vardır.
  • Hayat bir parça nakış işlemesine benzetilebilir. Hayatının ilk yarısındaki herkes işlemenin ön tarafını görür, ikinci yarısında ise tersini. İkincisi o kadar güzel değildir, ama daha öğreticidir, çünkü iplerin birbirine nasıl bağlandığını görmemizi sağlar.
  • Hayatın ilk elli yılı metin, geri kalanı yorumdur.
  • Hayatının son dönemindeki hiçbir insan, samimiyse ve bütün melekleri yerindeyse, her şeyi yeniden yaşamak istemez. Bunu yapmaktansa tamamen yok olmayı tercih eder.
  • Hayvanlara karşı acımasız olan, iyi bir insan olamaz.
  • Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.
  • Her çocuk bir bakıma bir dahi ve her dahi bir bakıma bir çocuktur.
  • Her insan, kendi görme sahasının sınırlarını dünyanın sınırları olarak kabul eder.
  • Her insan kendisinde olmayanı sever.
  • Her mesele kabul edilene kadar üç aşamadan geçer: İlkinde gülünç duruma düşürülür. İkincisinde ona karşı mücadele edilir. Üçüncüsünde tabii sayılır.
  • Her şey dinin yanında: vahiy, kehanetler, devletin koruması, en yüksek değer ve tanınmışlık... Ve hepsinden öte, doktrinlerini çocukluğun körpe çağında zihne kazıma, dolayısıyla neredeyse doğuştan gelen fikirler gibi görülmelerini sağlama şeklindeki paha biçilmez ayrıcalık.
  • Hiç kimse kendisi sahip olmadıkça kişiliği eğitemez. Bu amaca dönük bütün bir hayatın meyvesi olarak kişiliği gerçekleştirebilecek olan çocuk değil yetişkindir. Kişiliğin gerçekleştirilmesi demek, daha azı değil, bütün bireysel insan varlığının en iyi, en uygun gelişimi demektir. Gerçekleştirilmesi gereken koşulların sonsuz çeşitliliğini önceden görmek imkânsızdır. Biyolojik, toplumsal ve ruhsal veçheleriyle bunun için ihtiyaç duyulan bütün bir ömürdür. Kişilik bir canlı varlığın fıtri [doğuştan getirdiği] kendine özgülüğünün, kendi mizaç yahut tabiatının yüksek gerçekleşmesidir. Hayat karşısında gösterilmiş bir yüksek cesaret eseridir; kişiyi teşkil eden bütün her şeyin mutlak teyididir; kendi kendini belirleme özgürlüğünün mümkün en yüksek biçimiyle birlikte düşünülen evrensel varoluş şartlarına en başarılı intibaktır. Bir insanı buna eğitmenin hafif bir şey olmadığını düşünüyorum. Hiç kuşku yok ki modern aklın kendi üzerine aldığı en çetin, en zor ödevdir bu.
  • Hiçbir insan asla yalnız değildir. Çünkü arkasında fark etmeden bıraktığı izleri muhakkak biri fark etmiştir.
  • İki ayaklı hayvanların sıradan sohbetleri kadar kısır ve sıkıcı bir sohbeti sürdürmektense hiç konuşmamak daha iyi.
  • İnsan, büyük bir hayretle, binlerce yıllık var olmayıştan sonra birdenbire var olduğunu görür; bir süre yaşar ve sonra yeniden yok olması gereken aynı oranda uzun zaman gelir.
  • İnsan ne kadar yüceyse, acısı da o ölçüde fazladır. İnsanın hayatı, yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çabadır.
  • İnsanın hayatı, yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çabadır.
  • İnsanın içindeki bozucu, parçalayıcı eğilimleri dizginleyerek önce içinde bir dengeye, sonra etrafıyla bir uyuma varması, yani mükemmelleşme yahut olgunlaşma çabası hem varoluşunun bir gereği, hem de bu dünyada türünün devamı için bir zarurettir.
  • İnsani mutluluğun iki düşmanı acı ve can sıkıntısıdır.
  • İnsanları keyifli bir ruh haline sokmanın başınıza gelen kötü bir şeyi anlatmaktan veya kişisel bir zayıflığınızı açıklamaktan daha başka yolları da vardır.
  • İnsanları tanıdığımdan beri hayvanları severim.
  • İnsanların çoğu hayatlarının sonunda geriye dönüp baktıklarında molalarda yaşadıklarını görürler. Takdir etmeden ve zevk almadan geçip giden şeyin aslında hayatları olduğunu gördüklerinde şaşırırlar. Ve böylece umutlarla kandırılan insan ölümün kollarına koşar.
  • İnsanların kader dedikleri çoğu zaman sadece kendi kendilerine yaptıkları aptal oyunlar.
  • İnsanlarla kurulan neredeyse bütün bağlar bir kirlenme, bir pislenmedir. Ait olmadığımız acınası yaratıklarla dolu bir dünyaya indik. Daha iyi olan az sayıda insana saygı duymalı ve değer vermeliyiz; gerisine talimat vermek için dünyaya geldik, onlarla arkadaş olmak için değil.
  • İnsanlarla uğraşmada üstünlüğe ulaşmanın tek yolu onlardan bağımsız olduğunuzu göstermenizdir.
  • İsteklerimizi sınırlamalıyız, arzularımızı dizginlemeli, öfkemizi bastırmalı, bireyin sahip olmaya değecek şeylerden yalnızca sınırlı bir paya erişebileceği gerçeğini akıldan çıkarmamalıyız.
  • İstemek, temeli bakımından acı çekmektir ve yaşamak, istemekten başka bir şey olmadığına göre, hayatın tümü, özü bakımından acıdan başka bir şey değildir.
  • İyimserlik dinlerde olduğu gibi felsefede de gerçeklerin yerini almış temel bir yanılgıdır.
  • Kalbin gerçek, derin barışı ve tüm ruhun huzuru sadece yalnızlıkta bulunur.
  • Karşımızdakinin yalnızca kendi budalalığımız, kusurumuz ve kötülüğümüz olduğunu akıldan çıkarmayarak her insan budalalığına, kusuruna ve kötülüğüne hoşgörülü bir şekilde yaklaşmalıyız.
  • Kendi tecrübenin avantajı büsbütün kesinliğe sahip olmandır.
  • Kısa süre sonra kurtların bedenimi yiyeceği düşüncesine dayanabiliyorum, ama felsefe profesörlerinin benim felsefemi kemirdikleri düşüncesi ürpermeme neden oluyor.
  • Kibar ve dostça davranarak insanları esnek ve itaatkar yapabilirsiniz: bu yüzden sıcaklık balmumu için neyse kibarlık da insan doğası için odur.
  • Kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. İnsan hayatı, bir tür hata olmalı.
  • Kin, kalpten gelir; küçümseme kafadan ve her iki duygu da tamamıyla bizim kontrolümüz altında değildir.
  • Kütüphaneler insanlığın tek güvenilir ve kalıcı olan belleğidir.
  • Mantıkla beslenmeyen şey, mantıkla yönetilemez.
  • Merhamet ahlakın temelidir.
  • Mutlu bir hayat olanaksızdır; insanın başarabileceği en iyi şey kahramanca bir hayattır.
  • Nasıl gemide giderken ilerlememiz kıyıdaki nesnelerin geri çekilmesiyle, dolayısıyla da küçülmesiyle kendini belli ediyorsa, ihtiyarlamamız da büyük yaşlardaki insanların bize genç görünmeleriyle kendini belli eder.
  • Ne sevgiye ne de nefrete yol açmamak dünya bilgeliğinin yarısıdır: hiçbir şey söylememek ve hiçbir şeye inanmamak da öteki yarısı.
  • Olabildiğince az şey dilemek ve çok şey öğrenmek istiyorum.
  • Ölümden sonra doğduğundan önce neysen o olacaksın.
  • Önemsememek önemsenmeyi getirir.
  • Para deniz suyuna benzer, ne kadar çok içersen o kadar çok ona susarsın.
  • Sağlık her şey değildir, ama sağlık olmadan her şey bir hiçtir.
  • Sırrım konusunda sessizliğimi korursam benim esirim olur; eğer ağzımdan kaçırırsam ben onun esiri olurum. Sessizlik ağacında huzur meyveleri yetişir.
  • Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. Isınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir, ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır.
  • Sonsuz uzayda etrafında bir düzine daha küçük kürenin döndüğü yuvarlak, ortası sıcak, üzerindeki küflü tabakanın canlı ve bilinçli varlıklar ürettiği soğuk sert bir kabukla kaplı sayısız aydınlık küre - bu ... gerçek dünya.
  • Şöhret edinilmeli, fakat onurun sadece kaybolmamasına dikkat etmek yetecektir.
  • Tarih hep aynıdır, yalnız hep farklı.
  • Tüm istekler ihtiyaçtan, dolayısıyla yoksunluktan, dolayısıyla ıstıraptan doğar.
  • Tüm sınırlamalar kişiyi mutlu kılar. Görme, etki ve temas alanımız ne denli dar ise o denli mutlu oluruz; ne denli geniş ise o denli sıklıkta kendimizi azap içinde ya da ürkütülmüş duyumsarız. Çünkü bu alanla birlikte kaygılar, istekler, ürkünç şeyler de çoğalır ve büyür.
  • Türdeşi yaratıklarla temelli olarak ilişki kurmaktan kaçınan çok mutlu bir adam o.
  • Üç türlü aristokrasi vardır; birincisi yaş ve kıdem; ikincisi servet; üçüncüsü akıl ve bilgidir. En şereflisi sonuncusudur.
  • Üstün, nadir bulunan zekaya sahip insanlar yalnızca yararlı olan bir işe girmeye zorlandıklarında en güzel resimlerle süslenip sonra da mutfak kabı olarak kullanılan değerli bir vazoya benzer.
  • Yanlış bir görüşü geri almak onu savunmaktan daha çok kişilik gerektirir.
  • Yazgı kartları karıştırır, biz de oynarız.
  • Yetenek başkalarının vuramadığı hedefi vuran nişancı gibidir; dahi ise başkalarının göremediği bir hedefi vuran bir nişancı.
  • Yıkmak düzeltmekten, yalan söylemek ispatlamaktan daha kolaydır.
  • Zekam bana değil, dünyaya aittir.
  • Zeki bir insan yalnızlıkta, düşünceleri ve hayal gücüyle mükemmel bir eğlenceye sahiptir.”



HONORE DE BALZAC (1799 – 1850)
  • Ancak sır saklamayı bilenler olgun insanlardır.
  • Aşk, duyuların şiiridir.
  • Aşk, insanı sürükleyip götüren eşi bulunmaz bir taşıt aracıdır.
  • Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm, ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar.
  • Baba olduktan sonra göreceksiniz ki, kendi mutluluğunuzdan çok, çocuğunuzun mutluluğu ile mutlu olabilirsiniz.
  • Beklemesini bilenin her şey ayağına gelir.
  • Bencillik, dostluğun zehridir.
  • Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır.
  • Bir anne yüreği, dibinde daima af bulunan bir uçurumdur.
  • Bir kimseye edilecek iyiliğin en mükemmeli, o kimseyi minnet altında bırakmayanıdır, onda bir küçüklük duygusu uyandırmayandır.
  • Bütün mutsuzlar kardeştir aynı dili konuşurlar.
  • Deniz fırtınalarında olduğu gibi, ihtilallerde sağlam değerler dibe giderken, dalgalar hafif şeyleri su yüzüne çıkarır.
  • Düşünmek görmektir.
  • En kötü olay, alçak birinin yüksek bir mevkie gelmesidir.
  • Evlenme davaya benzer. Mutlaka memnun olmayan bir taraf vardır.
  • Evlenmeden önce gözlerinizi açık tutunuz. Evlenince ise birini kapatınız.
  • Evliliğin, her şeyi kemiren bir canavarla bıkıp usanmadan boğuşması gerekir: Alışkanlık.
  • Felaketin iyiliği varsa, hakiki dostlarımızı tanıtmasıdır.
  • Fenalığa mani olmak da iyilik yapmak sayılmaz mı? 
  • Gençlik adaletsizliğe doğru yöneldiği zaman, bilincin aynasına bakmayı göze alamaz. Oysa olgunluk çağı kendini bu aynada görür. Yaşamın bu iki evresindeki tüm ayrım buradadır.
  • Gerçek aşk sonsuzdur, sınırsızdır ve daima kendi kendini büyütür. Acıdan uzak, saf ve katıksızdır. Ona beyaz saçlar eşlik etse de o, kalpte daima gençtir.
  • Güzellik, çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtüdür.
  • Hayat herkes için acı, çünkü benim boş yere dilediklerime sahip olmuş nice insanlar gördüm, onlar da mes’ut değil.
  • Her ıstırabın öğrettiği bir şey vardır.
  • Hiç kimse bir alışkanlığa veda etmek cesaretini gösteremez.
  • İçinde bir şey bulunmayacak kadar kötü bir kitap yoktur.
  • İlk aşk aşı gibidir, ikincisinde insanın hastalanmasını önler!
  • İnsanın en zor katlandığı duygu acımadır, hele hak edince.
  • İyi dostluklar hesapsız kurulur.
  • İyiliği gizli yapanlar, Tanrıya inananlardır.
  • İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, ondan hiç bahsetmeyiniz.
  • Kendisi artık mutlu olamayacaklar için sevdiğinin mutluluğu sevinç olur.
  • Mektup bir ruhtur. Konuşan sesin çok sadık bir yankısıdır. Bu nedenle ince düşünceli kişiler onu aşkın en zengin gömüleri arasında sayarlar.
  • Mutsuzluk aniden gelmez onu hazırlayan nedenler vardır. 
  • Nefrette, gerçek aşk gibi günden güne artar.
  • Sanatın vazifesi, tabiatı kopya etmek değil, tabiatı ifade etmektir.
  • Sevmek, bir başkasının hayatını yaşamaktır.
  • Şiir, zeka ülkelerinde uzun ve üzücü yolculuklardan sonra doğan şeydir. 
  • Şöhret, ancak küçücük dozlarla alındığında faydalı bir zehirdir.
  • Şöhret, uzaktan güneş gibi parlak ve ısıtıcı; yaklaştınız zaman, bir dağ tepesi gibi soğuktur.
  • Tutumlu davranan aşk hiçbir zaman gerçek aşk değildir.
  • Umutsuz sevmek de bir mutluluktur.
  • Üç tehlike! Aşırı güven saygıyı azaltır, sıradanlık küçük görülmenize yol açar, işgüzarlık da bizi güzel bir av haline getirir.
  • Vicdan, herkesin komşusunu dövmek için aldığı fakat asla kendine karşı kullanmadığı bastonlara benzer.
  • Vicdanımız yanılmaz bir yargıçtır, biz onu öldürmedikçe.
  • Yalnızlık güzel bir şey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel bir şey olduğunu söylemesi gerekir.




RALPH WALDO EMERSON (1803 - 1882)
  • Aile, kralların bile giremediği bir kaledir.
  • Alkışı en sessiz karşılayan, alkışı hak etmiş demektir. 
  • Arkadaş edinmenin tek yolu, arkadaş olmaktır.
  • Arkadaşınızın evinize sık sık gidin, çünkü kullanılmayan yolu çalılar bürür.
  • Bana göre hiç bir erdem numara ile ölçülemez.
  • Ben parantezleri sevmem, bana ne biliyorsun onu söyle.
  • Beni yukarı kaldıracaksan, benden daha yüksekte olman gerekiyor.
  • Bir adam komşusundan daha iyi bir kitap yazar, daha iyi bir vaaz verir veya daha iyi bir fare kapanı yaparsa, evi ormanın derinliklerinde bile olsa, dünya onun kapısına kadar çok kullanılan bir yol getirir.
  • Bir tek düşmanı olan, her yerde onunla karşılaşır.
  • Bir insan toprak sahibiyse, toprak da o insanın sahibidir.
  • Bir iş adamının yeteneği; bir malı çok olduğu yerden değerli olduğu yere getirebilmektir.
  • Birine göre adaletli olan şey, diğerine göre haksızlıktır; birine göre güzel olan, diğerine göre çirkindir; birine göre bilgelik olan, diğerine göre çılgınlıktır.
  • Bizim yanlış diye nitelediğimiz dinler bir zamanlar onlara göre doğruydu. O dinler, insanların kötülüklerden kurtulması için vicdanlarını gösteriyordu.
  • Bizler inançlı olarak doğuyoruz. Bir ağacın elma taşıdığı gibi bizler de inanç taşıyoruz.
  • Davranışlarında aşırı ürkek ve titiz olma. Hayatın tamamı bir deneydir.
  • Dikkatsizlik, pişmanlığın başlangıcıdır.
  • Doğa ve kitaplar, onları görebilen gözlere aittir.
  • Dost, kendisiyle samimi olabildiğim ve yanında yüksek sesle düşünebildiğim kişidir.
  • Eğitimin sırrı, çocuğa saygıyla başlar.
  • Evrensel kural olacak şekilde davranış ve eylemlerde bulunan birisi ahlaklıdır.
  • Gökyüzü, gözlerin günlük ekmeğidir.
  • Gördüklerim, görmediğimin varlığına inanmaya beni mecbur ediyor.
  • Güzel hiçbir zaman bol olmamıştır.
  • Güzelliği bulmak için tüm dünyayı dolaşsak da; onu içimizde taşımıyorsak asla bulamayız.
  • Hayatımızdaki gölgelerin çoğu kendi güneşimizin önünde durmamızdan oluşur.
  • Hayatınızı cesurca kabullenin, başarıya dönüştüğünü göreceksiniz.
  • Hayatta tek bir kişi bile, siz yaşadığınız için rahat nefes alıyorsa, siz başarılı ve amacınıza ulaşmış bir insansınız.
  • Hepimiz başkalarını kendi yüreğimizde taşıdığımız biçimde görürüz.
  • Hepimiz, değişik derecelerde kaynarız.
  • Her acının bir tatlı, her tatlının da bir acı yanı vardır.
  • Her duvar aynı zamanda bir kapıdır.
  • Her eylemin atası düşüncedir.
  • Her gün bir korkuyu yenemeyen insan hayatın ilk dersini öğrenmemiş sayılır.
  • Her ihtilal, ilk önce bir insanın zihninde düşünce olarak doğar.
  • Her kişinin kendi cesareti vardır, ama kendisinde başkalarının cesaretini aradığı için yanlış yola sapar.
  • Her tatlının bir ekşi tarafı vardır, her kötünün bir iyisi.
  • Her usta, ilk başta bir acemiydi.
  • Her zihin doğruluk ve durgunluk arasında bir seçim yapmalıdır. Çünkü ikisine birden sahip olamaz.
  • Herkes hayatındaki hatalarından ötürü teşekkür etmelidir.
  • Hiçbir şey büyüklük kadar sade değildir. Çünkü sade olmak birazda büyük olmaktır.
  • İçinde bir dostu barındıran ev mutludur.
  • İnsan harabeler arasında bir Tanrı’dır.
  • İnsanoğlu meraklıdır; bilim denen şeyin özü budur.
  • İyi bir konuşmacı, etkili konuşmasını bilen değil, gönlü bir inançla sarhoş olandır.
  • İyi davranışlar, küçük fedakarlıklardan oluşur.
  • İyi tavırlar, fedakarlıklarla ortaya çıkar.
  • İyi yapılmış bir işin ödülü, onu yapmış olmaktır.
  • İyilik yapılmış işin ödülü, onu iyi yapmış olmaktır.
  • Karakter bir akrostişe benzer: Hangi yönden okursanız okuyun hep aynı şeyi söyler.
  • Karşılaştığım her kişi, bazı yönlerden benden daha üstündür.
  • Kaybettiğin her şeyin karşılığında sen başka bir şey kazanırsın. Ve kazandığın bir şey karşılığında başka bir şeyi kaybedersin.
  • Kendinizden başka kimse size barış getiremez.
  • Kim olduğun söylediklerini o kadar gölgeliyor ki, ne dediğini bir türlü duyamıyorum...
  • Korktuğumuz şeyi yaptığımızda, korkunun ölümü kaçınılmazdır.
  • Mutlu insan dinleyendir, mutsuz insan konuşandır.
  • Neşe ve sağlığın yanında güçlü olmak da gerekir.
  • Öfkeli olduğun her dakika için, zihinsel huzurunun 60 saniyesini boşa harcıyorsun.
  • Öğretimin sırrı, öğrenciye saygı duymaktır.
  • Önemli olan bütün insan dinlerinde aynı düşünceleri ve kimlikleri bulmaktır.
  • Rastladığım her insan, benden bazı yönlerde üstün olabilir ve ben ondan bir şeyler öğrenebilirim.
  • Ruhun gücü, maddenin gücünden daha kuvvetlidir, çünkü dünyayı düşünceler yönetir.
  • Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır.
  • Sağlıktan büyük zenginlik yoktur.
  • Sevdiklerimize vereceğimiz en değerli hediye, ne altındır, ne de mücevher, yalnız kendimizden bir küçük parça.
  • Sık ve çok gülmek; zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini, şefkatini kazanmak; dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek; güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki "en iyiyi bulabilmek"; sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı olduğundan biraz daha iyi bırakarak terk etmek; bir tek yaşamın bile sırf siz yaşadınız diye daha rahat soluk almış olduğunu bilmek. İşte "başarmış olmak" budur.
  • Şevk çabanın anasıdır ve onsuz hiçbir yüce iş başarılmamıştır.
  • Şifanın en büyük sırrı bilerek yapıcı sözler dile getirmektir. Bu sözler hastalık kokusu vermemelidir.
  • Şiir bir köpük kadar yeni, bir kaya kadar eskidir.
  • Terbiyenin sırrı çocuğa saygı ile başlar.
  • Uygarlığın gerçek ölçüsü ne nüfus çokluğu, ne kentlerin büyüklüğü, ne de üretim bolluğudur. Gerçek ölçü ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir.
  • Üstünde yıldız olmayan hiç bir yol yoktur.
  • Yabancı bir ülkenin ustalarını yok etmenin yolu onları öldürmek değil işlerini onlardan daha iyi yapmaktır.
  • Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz.
  • Yeryüzü çiçeklerde güler.
  • Yıllar, günlerin hiç bir zaman bilemeyeceği birçok şeyi öğretirler...
  • Yolunu kaybetmiş birine yön sorulmaz.
  • Yüce yürekler dışarıya sürekli gizemli güçler gönderir; bu güçler ardı arkası kesilmeyen yüce olayları çizer.
  • Yüksek bir amaca bağlanın.
  • Zengin bir kalp yoksa servet çirkin bir dilencidir.
  • Zengin kişi, elindekini yeterli görendir.



FRİEDRİCH WİLLHELM NİETZSCHE(1844-1900)
  • Acıların bölüşülmesi değil, sevinçlerin bölüşülmesidir dostluğu yaratan.
  • Ancak hepiniz beni inkar ettiğiniz zaman size dönmek isterim. Gerçekten, kardeşlerim, o zaman kaybettiklerimi başka gözlerle arayacağım. O zaman sizleri başka başka bir sevgi ile seveceğim.
  • Aşk nedir? Yaradılış nedir? Hasret nedir? Yıldız nedir?" böyle soracaktır son insan ve kırpacaktır gözlerini. O zaman yeryüzü küçülmüş olacaktır, her şeyi küçülten son insan onun üzerinden sıçrayacaktır. Cinsi, toprak piresi gibidir, kökü kurutulamaz; son insan herkesten uzun ömürlü olandır. "Saadeti biz keşfettik"- derler son insanlar ve gözlerini kırparlar. Onlar yaşanması güç semtleri terk etmişlerdir: zira hararet lazımdır kişiye. Henüz komşu sevilmektedir, ona sürtünülür. Zira hararet lazımdır kişiye. Hasta olmak ve kuşku duymak günah kabul edilir: sakınarak yürürler. Budaladır, buna rağmen ayakları taşa sürçen ya da insanlara takılıp tökezleyen kişi. Ara sıra bir miktar zehir: bu hoş rüyalar gördürür. Ve nihayetinde alınan fazlaca zehir, huzur içinde bir ölüm temin eder bu da. Hala çalışmaktadır kişi, zira iş eğlencelidir. Fakat dikkat edilir, eğlencenin kişiyi tüketmemesine. Artık kişi ne zenginleşir ne de züğürt kalır. Her ikisine de katlanmak güçtür. Kim hükmetmek ister ki artık? Kim artık itaat etmek ister? İkisine de katlanmak güçtür. Çobansız bir sürü! Herkes aynı şeyi ister, herkes birdir: kendini farklı hisseden, gönüllüdür tımarhaneye. "Bir zamanlar dünyanın tamamı çılgındı." -deyip en kurnazları, göz kırparlar. İnsan zekidir ve olup biten her şeyi bilir: bu nedenle iğnelemelerinin sonu yoktur. İnsanlar hır gür halindedir hala, ancak çabuk barışırlar- aksi takdirde mideleri bozulur. İnsanın, gündüz için ayrı, gece için ayrı, küçük şekerlemeleri vardır: yine de değer verirler sağlığa. "Saadeti biz keşfettik"- derler son insanlar ve göz kırparlar...
  • Aşk ve nefret kör değillerdir; ama kendileriyle birlikte taşıdıkları ateş yüzünden kör olmuşlardır.
  • Az bilen ve az düşünen çok konuşur. 
  • Bakın! Size "Üstinsan"ı öğretiyorum. Üstinsan yeryüzünün anlamıdır. İsteminiz desin ki; Üstinsan yeryüzünün anlamı olacaktır!
  • Bana yalan söylemiş olman değil, artık sana inanmamam sarsıyor beni.
  • Başarının sonu yalnızlıktır.
  • Başkalarının düşünceleriyle bilgelik etmektense, kendi hesabına delilik etmek daha iyidir.
  • Başkalarına inancımız, kendimizde neye inanmak istediğimizi açığa vurur. Dost özlemimiz bizi ele verir.
  • Belirli bir dereceye dek akıl özgürlüğüne ulaşan kimse, yeryüzünde kendini bir yolcu gibi hissetmez, böyle bir amaç yoktur çünkü. Fakat o, dünyada tüm olup bitenleri görmek, bunun için de gözlerini açık tutmak ister. Onun için gönlünü fazlaca sıkı bağlamamalıdır, benliğinde gezip dolaşan bir şey, değişkenlikten ve geçicilikten hoşlanan bir şey bulunmalıdır.
  • Belleği çok kuvvetli olan pek çok insan sırf bu nedenden ötürü orijinal bir düşünür olmaz.
  • Ben nerede canlı bir varlık buyduysam, orada kudrete yönelik iradeyi gördüm. Hizmet edenin iradesinde bile efendi olabilme iradesini gözlemledim.
  • Ben size dostu ve dostun taşkın yüreğini öğretiyorum. Ama kişi, taşkın yüreklerce sevilmeyi istiyorsa, sünger olmayı öğrenmelidir.
  • Ben yaralanmada bile gönlü derin olanı ve küçücük bir şeyden yok olabileni severim: böyle geçer o köprüyü seve seve.
  • Ben yürümeyi öğrendim, o gün bu gün, kendimi koştururum. Ben uçmayı öğrendim, o gün bu gün kımıldamak için itilmem gerekmez.
  • Ben, zar kendine uygun düşünce utananı ve soranı severim: ‘ben düzenci bir oyuncu muyum yoksa?’- Çünkü yok olmak ister o.
  • Bence hayatın kendisi gelişme içgüdüsü, idame içgüdüsü, güçlerin biriktirilmesi içgüdüsüdür: Güce yönelmenin olmadığı yerde çöküş vardır. İddiam şudur ki, insanlığın yüce değerlerinde işte bu yöntem esiktir; en kutsal isimler altında hüküm süren değerler, çöküş değerleri, nihilist değerlerdir.
  • Benim hayalimdeki aşk, iki insanın birbirini sahiplenme duygusundan çok daha öte bir şey.
  • Bilginin her türü ıstıraptan gelir. Sefahat; duraklamak ve geriye bakmamak eğilimindedir, oysa acı hep nedenleri sorar.
  • Bir derin kuyuya benzer yalnız. Taş atmak kolaydır içine: ama bu taş dibe inecek olursa, deyin bana kim çıkarabilir? Yalnızı incitmekten sakının! Ama incitecek olursanız, eh, artık öldürün de!
  • Bir halk, kendi ödevini, genel olarak ödev kavramıyla karıştırınca, batar.
  • Bir haz pınarıdır hayat; fakat zehirlenir ayak takımının su içtiği tüm pınarlar.
  • Bir insan yoğun ve kılı kırk yararak düşündüğü zaman, sadece yüzü değil gövdesi de çekinceli bir havaya bürünür.
  • Bir insanın gururuyla oynadıktan sonra, artık onu öldürün.
  • Bir insanın yüksekliğini görmek istemeyen kimse, kendinden aşağı ve üstünkörü olan her şeye daha dikkatle bakar -Bu bakışla da kendini ele verir.
  • Bir kez yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan az.
  • Birçok şeyi yarım yamalak bilmektense, hiç bilmemek daha iyidir!
  • Birdenbire anlatılamaz bir incelik ve arılıkla bir nesne görünür, sesini duyurur, heyecan yaratır, benliğinizin ta derinliğine dek sarar sizi: Dinlersiniz, aramazsınız artık. Bağını sormadan üzümünü kabullenirsiniz. Bir düşünce şimşek gibi çakar, bir zorunluluk gibi kabul ettirir kendini, ifadesinin biçiminden yana hiçbir kuşku bırakmaz sizde: Tutacak başka hiçbir yolum olmadı.
  • Birini suçlamak üzere ileri uzattığın elinin 3 parmağının, seni gösterdiğini unutma.
  • Biz arzulanana değil arzulamanın kendisine aşığızdır.
  • Biz, görünüşü zaman, uzam, nedensellik -ilkeleri- içinde sürekli bir oluş, gerçek bir yokoluş, başka deyimle deneysel gerçeklik olarak algılamalıyız. Çünkü bütün bunları görünüş içinde kavrar ondan oluştururuz. Bir kez olsun, kısa bir süre için, kendi özel "gerçeklik"imizi bir yana bırakalım, kendi deneysel varlığımızı evrenin varlığı gibi bir yaşantı içinde, temel Bir'in ortaya konmuş bir tasarımı olarak kavrarız. Düş, bize, görünüşün görünüşü niteliğinde, temel tutkunun daha yüksek bir sevinci durumunda, görünüşe yönelik biçimde verilir. Bu nedenden ötürü, doğanın özünde, şu yazılıp anlatılamayan salt sanatçıda, salt sanat yapıtında bulunan, sevinç vardır, "görünüşün görünüşü" de yalnız budur.
  • Bize göre içine kapalı bir sanatçı pek de iyi sayılmaz. Sanatın her türlü aşamasında, içine kapananın başarısını "Ben"den çözülmede buluruz, her bireysel istencin, dileğin burada susması gerekir. Biz, varlığa yönelik bir tutum olmadan, ilgi duyulan salt bir görüşe bağlanmadan, gerçek, güvenilir bir sanat ürününün bulunabileceğine inanamayız.
  • Bizim tüm sanat bilgimiz bir sanıdır, çünkü biz bilen bir varlık olarak sanat komedyasının biricik yaratıcısı ve gözlemcisi durumunda, sonsuz üstün usu ortaya koyan bu varlıkla bir olmadığımız gibi özdeş de değiliz. Sanatçıya özgü yaratıcılığın eylemi içinde üstün us evrenin bu özgün sanatçısıyla karışıp kaynaşmıştır, sanatın sonsuz varlığı konusunda yalnız üstün usun bilgisi bulunmaktadır, çünkü ancak o böyle bir durumdadır. Bu durum, şaşılası nitelikte korkunç bir masal görüntüsüne benzer. Bu masal, gözlerini çevirir, kendi kendine bakar, işte üstün us, ancak, burada bir öznedir, konudur, ozandır, oyuncu ve oyunu gözlemleyendir.
  • Bu dâhil bütün genellemeler yanlıştır.
  • Bu dediği dedik, bu sıkıcı kişileri kıskanma, ey gerçek tutkunu! Dediği dedik kişinin koluna hiçbir zaman asılmamıştır gerçek...
  • Bütün çağların insanlarının neyin iyi, neyin kötü, neyin övgüye değer ve neyin yergiye layık olduğunu bildiklerine inandıkları konusunda bilgeler doğru bir yargıda bulunmuşlardır. Ama biz şimdi geçmişte herhangi bir zamandakinden daha iyi biliyoruz, görüşü, bilgelerin bir ön yargısıdır.
  • Büyük bir düşünceyle baş başa kalmak dayanılmaz bir şeydir. Bu düşünceyi iletebileceğim ve bu düşünceden dolayı ölmeyecek insanları arıyor ve çağırıyorum.
  • Büyük borçlar insanları değer bilmeye değil, kin beslemeye yöneltir.
  • Büyük eğitimci de doğa gibidir: Engelleri yığmak zorundadır: Sonradan bunları aşmak için. En küçük olayların bile üzerinde nasıl iz bıraktıkları bilinince, bunların çizdiği yoldan ayrılmak gerekir. Ve insan bu küçük olaylardan kurtulamaz. Düşünen adamın, yaşamak istediği her nesne üzerinde hemen hemen doğru bir fikir sahibi olması gerekir.
  • Büyük işler başarmak isteyen kimse, karşılaştığı her insanı ya araç, ya gecikme nedeni, ya engel, ya da geçici duruş sayar. Onun soydaşlarına yapacağı soylu iyilik, ancak o lâyık olduğu yüksekliğe erişip hüküm sürmeye başladığı zaman mümkün hale girer. Sabırsızlık, sonra komedya oynamaya mahkûm olduğunu bilmek (savaş dahi bir amaç gizleyen her araç gibi, bir komedyadır çünkü) onun bütün ilişkilerini bozar: Bu adam yalnızlığı, hem de bunun en zehirlisini tadar.
  • Ceza insanı eğitmez, sadece evcilleştirir.
  • Cins olarak insan her hangi başka bir hayvanla karşılaştırıldığında, bir ilerleme kaydetmez. Bütün hayvanlar ve bitkiler dünyası, alçak olandan daha yüksek olana gelişmez. Hepsi aynı zamanda, birbirinin üzerinde, birbirinin içinden ve birbirine karşı gelişirler. En zengin ve en karmaşık biçimler-çünkü daha yüksek tip sözcüğü daha çoğunu ifade etmez daha kolay mahvolurlar. Sadece en alttakiler, en aşağıdakiler görünüşte bir ölümsüzlüğü idame ederler.
  • Çile çekmenin erdem, ikiyüzlülüğün erdem, intikamın Erdem, vahşetin erdem, aklın inkarının erdem, buna karşın kendini iyi hissetmenin tehlike, öğrenme hırsının tehdit, barışın tehlike, acımanın tehlike, merhamet görmenin küfür, işin küfür, çılgınlığın tanrısallık, değişimin ahlaksızlık ve bozulma emaresi sayıldığı çağda! — Siz bunların hepsinin değiştiğini ve insanlığın böylece kendi karakterinde yanılmış olması gerektiğini mi sanıyorsunuz? Ah siz insan sarrafları, kendinizi daha iyi tanıyın!
  • Çok derin değil. —Bir meseleyi tüm derinliği ile kavrayan insanlar, ona çok ender olarak daima sadık kalırlar. Onlar derinliği aydınlığa çıkardılar: Aydınlıkta görülebilecek daha kötü şeyler vardır.
  • Çok düşünülen her şey kuşkuyla düşünülür. Seni erdemlerin yüzünden cezalandırırlar. Yürekten bağışladıkları ancak yanlışlarındır.
  • Daha güçlü olana daha zayıf olanın hizmet etmesi; bunun için onu iradesi ikna eder ki zayıf olan üzerine hükmetsin. Sadece bu o zevkten vazgeçemez. Nasıl daha küçük olan daha büyük olana kendisini verirse, en küçük olandan zevk ve güç alması için, tıpkı bunun gibi en büyük olan da kendini kudret uğruna verir, hayatını bunun için kullanır. Bu, en büyük olanın kendini teslim etmesi, vermesi, onun riziko ve tehlikelerle ölüm için zar atmasıdır.
  • Damların üstünde yükselen kuleleri görmek için, şehri terk etmen gerekir.
  • Deneme ve sorgulama olmuştur tüm yolculuklarım.
  • Derin insanlar da derin kuyular gibidir: İçlerine düşün nesne, dibe uzun zamanda varır. Beklemekten yana öteden beri sabırsız davranan seyirciler bu insanları duygusuz ve haşin –çoğu zaman da can sıkıcı –bulurlar...
  • Derin olduğunu bilen kimse, kolay anlaşılır olmaya çalışır. Kalabalığa derin görünmekten hoşlanan kimse ise anlaşılmaz olmaya çalışır. Kalabalık dibini görmediği her şeyi derin sanır çünkü.
  • Derisini değiştirmeyi bilmeyen yılan ölür.
  • Doğrudur: biz hayatı severiz ama yaşamaya değil, sevmeye alıştığımız için.
  • Doğrunun kayıtsız şartsız dostuna iyi denilir. Ama saygınlığın insanına nesnelerin nurlandırıcısına da iyi denilir.
  • Dostunun uyanıkken ne yaptığını sana düşün açıklamalı.
  • Dünyada hiçbir şey insani kin besleme duygusu kadar yıpratmaz.
  • Dünyayı yitirmiş olan kendi dünyasını kazanır atık.
  • Düşünün ki varoluşun ebedi kum saati defalarca tersine, bir daha tersine çevrilip duruyor. Her seferinde siz de, ben de, içindeki her zerrede sürekli tersine çevriliyoruz. Zaman ezeli; zaman sonsuza dek uzanıyorsa, olabilecek her şey, zaten daha önce olmuş değil midir? Şu anda geçen her şey daha önce de aynı şekilde geçmiş değil midir? Zamanın hep varolduğunu, sonsuza dek geriye uzandığını düşünün. Böyle sonsuz bir zamanda, dünyayı oluşturan bütün olayların yeniden bir araya gelişleri, sonsuz kereler kendilerini yinelemeleri demek olmuyor mu?
  • Düzlükte kalma, çok yükseklere çıkma. Dünya en güzel yokuşun yarısında görülür.
  • Ebedi gerçeklik olmadığı gibi, mutlak doğru da yoktur.
  • Eğer önderleriniz kör ise ve buna rağmen gören olarak geçiniyorlarsa, sizi kim eğitim ülkesine götürecek. Hanginiz sanatın kutsal ciddiyetinin gerçek duygusuna erişebilirsiniz. Eğer size konuşmanın öğretileceği yerde bağımsız kekeleme metodu ile şımartılırsanız; bir sanat eseri karşısında huşu ile durmak değil de, bağımsız estetize etmek öğretilirse; sizi büyük düşünürleri dinlemeye zorlamak yerine, bağımsız felsefe yapmaya itilirseniz şayet, bunların hepsinin sonucu antik’ten sonsuza değin uzakta kalmanız ve günün uşağı olmanızdır.
  • Elimizde kudret olmadığı sürece özgürlük isteriz. Fakat elimizde kudret olunca üstünlük isteriz. Başarı kazanamazsak (çok acizsek), "adalet" yani eşit bir kudret isteriz.
  • En gizliler! en güçlüler!, en korkusuzlar!, en yarıgecemsiler!, bir ışık ister misiniz? Bu dünya kudrete yönelik iradedir. Bunun dışında hiçbir şey değildir. Bizzat sizde kudrete yönelik iradesiniz. Bunun dışında hiçbir şey değilsiniz!
  • En insani davranış, bir insanın utanılacak duruma düşmesini önlemektir.
  • En son kardeşlerim, yalnıza haksızlık etmekten sakının. Yalnız nasıl unutur! Acısını nasıl çıkarır!
  • En tinsel insanlar, en güçlüler olarak, mutluluklarını, ötekilerin kendi batışlarını bulabilecekleri yerlerde bulurlar.
  • En yüce dağlar en derin denizlerden çıkmıştır; en derin acılardan doğar en derin sevinçler. 
  • Evet, kirli bir ırmaktır insan. Kirli bir ırmağı içine alması ve bozulmadan kalması için deniz olmalı kişi.
  • Evreni derinliğine gözleyen kimse, insanların üstünkörülüğün ne denli akıllıca olduğunu anlar. İnsanlara gel geç, havai ve ikiyüzlü olmayı öğreten, korunma içgüdüleridir. Şurada burada, filozoflarda ve sanatçılarda "katıksız şekil"e tutkulu ve aşırı bir tapınış görülür: Kimsenin kuşkusu olmasın ki, yüzeydeki bu tapınışa muhtaç olan kimse, filân ya da falan zamanda bu yüzeyin altına felâketli bir iniş yapmıştır.
  • Ey büyük yıldız! Aydınlattıkların olmasaydı nice olurdu mutluluğun.
  • Fakat acı çeken dostun varsa, acısına dinlenme yeri ol, sert bir yatak gibi ama asker yatağı gibi: onun en çok böyle yararsın işine. Ve dostun biri sana kötülük ederse, şöyle de: "Bana ettiğini sana bağışlıyorum; ama kendine ettiğini, -onu nasıl bağışlarım!" Böyle buyurur her büyük sevgi: o bağışlamayı da, acımayı da alt eder. Kişi yüreğini sıkı tutmalı: onu bir koyuverdin mi, kafanı da pek çabuk kaçırırsın!
  • Fakat sevgim ve umudum hakkı için yalvarırım sana: içindeki kahramandan yüz çevirme!. En yüksek umudunu kutsal tut!
  • Fatihler şansa inanmaz.
  • Felsefe, bugüne dek anladığım, yaşadığım gibisi, yüksek dağda, buz içinde gönüllü yaşamaktır.
  • Felsefe, anladığım ve yaşadığım kadarıyla, varoluşumuzun en korkunç ve yasak bölgelerine karşı kişinin gönüllü olarak yaptığı bir taleptir. Bu tür bir felsefe delilik riski taşır.
  • Felsefe, yaratmanın anlamını kavramaya çalışan bir akımdır.
  • Fırtınayı getiren en derin ve yumuşak sözlerdir.
  • Geleceğin ışığını günün birinde yakacak olan kimse, tıpkı ağır bir fırtına bulutu gibi, uzun zaman dağın yamacına asılı kalmalı!
  • Gerçeğin dallarına umutsuzlukla çıkılmaz.
  • Gerçek bazılarımızın onsuz yaşayamayacağı bir yanılsamadır.
  • Gerçek, hayatın anlamı olmasaydı ve ben anlamsızı seçmek zorunda kalsaydım, bence de en seçilesi anlamsızlık olurdu bu.
  • Gerçek bir ozan için sanılara kapılmak söyleve yaraşır öğe değildir. Ozan için önemli olan, ona gerçek gelen, özümleyici bir görüşün kavramın yerini almasıdır. Ozan için kişilik derlenip toparlanmış bütünün birlikte aranmış bireysel öğelerinden doğmamıştır, onun gözlerinin önünde bulunan, bıktırıcı, canlı bir kimsedir. Bu kimse ressamın görüşünden ancak sürekli ve uzun yaşayışı, davranışıyla ayrılır.
  • Gerçeklikten yalanlar yoluyla kaçıp kurtulmak için nedenleri olan kim? Gerçeklikten acı çeken.
  • Gözlere sahip olmak için içgüdülerimizle eylemlerimizi sert bir biçimde yaşamalıyız, kendimizi geçici olarak yaşantıya bırakmalıyız, sonra bakışlarımızı geçici olarak onun üstüne dikmeliyiz.
  • Güçlü bir umut, yaşam için, ortaya çıkmış herhangi bir tek gerçek mutluluktan çok daha büyük bir uyarıcıdır.
  • Güçsüz karakterlileri öldüren zehir, güçlü karakterde olanları kuvvetlendirir.
  • Güller, laleler, karanfiller, bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır, ama gerçek dostluk ne solar, ne de kırılır.
  • Hayat; kendisini alt edenindir.
  • Hayatını tekrar tekrar aynı hayatı yaşayacakmışsın gibi yaşa, istemediğin bir durumla karşı karşıya kalmışsan ve buna boyun eğiyorsan, diğer hayatlarında da aynı şeye boyun eğeceğini düşünerek, sen en güzeli boyun eğme, bu böyle gitmez; bir şeyi çok mu istiyorsun, ama buna cesaret edemiyor musun, diğer hayatlarında da bu şeyi çok isteyip hiç bir zaman cesaret etmediğin için ulaşmayacaksın, o yüzden sen en güzeli aş kendini, yap yapmak istediğini ki sonunda en mutlu şekilde yaşayabileceğin bir kısır döngü oluşturabilmiş ol.
  • Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür, bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam :"bu köprüyü geçip bana gelir misin?
  • Hepiniz ey, çetin çalışmayı ve hızlıyı, yeniyi ve yabancıyı sevenler, -pek katlanamıyorsunuz kendinize; çalışkanlığınız kaçıştır, kendinizi unutma istemidir.
  • Her alışkanlık elimizi daha becerikli, aklımızı ise daha beceriksiz hale sokar.
  • Her içgüdüde egemenliğe susamışlık vardır, böyle olunca da felsefeyle uğraşmaya kalkışır.
  • Her sanatçı, doğanın özünde dolaysız olarak bulunan sanat nitelikleri karşısında, bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da Grek tragedyasında olduğu gibi hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır.
  • Her şey ancak tek bir kez tam yürekten dile gelir.
  • Her yıl benim için gittikçe daha da ağırlaşıyor... Hastalığın en berbat, en acı verici dönemleri bile varlığımda şu an olduğu kadar çekilmez ve umutsuz olmamışlardır. Ne olmuştur? Şimdiye kadar güven duyduğum insanlardan beni koparan gün gelmiştir. Biri sırtını dönüp gider, öteki başka yere gider, herkes kendi küçük sürüsünü bulur, en bağımsız olan hiç kimseyi bulmaz ve karede yalnız kalır.
  • Hiç kimsenin bir şeyi sırf başkası için yapmadığını göreceksiniz. İnsanın bütün eylemleri kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendisine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir.
  • Hiçbir şey, şu andaki gururumuzu oluşturan insan aklının ve özgürlük duygusunun bir parçası kadar pahalıya mal olmamıştır.
  • Issız ve yorucu dorukları sevenlerin kanatları olmalıdır!
  • İçimizden kendi kendimize yaptığımız konuşmalarda başkalarının onurunu pek korumuyorsak, halk içinde pek dürüst kişiler değiliz demektir.
  • İlerlemeye inanış": Aklın aşağı alanında o yükselen hayat olarak görülür: ama bu kendini aldatıştır; zekanın daha yüksek alanında alçalan bir hayat gibi görünür.
  • İnsan ağaca benzer. Ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse, o kadar kök salar yere, aşağılara, karanlığa, derinlere - kötülüğe.
  • İnsan da ağaç gibi yükselmek istediği nispette, kökünü derine salmalıdır.
  • İnsan bir düşmanının üzerine yürüdüğünde kötü müzik ve kötü bahaneler kulağa ne hoş gelir!
  • İnsan bütün bir yıl sustuğunda gevezeliği unutur, ama konuşmayı öğrenir.
  • 'İnsan kötüdür' diye teselli etti beni bilgelerin en bilgesi. Ah, bugün de gerçekse eğer! Çünkü kötülük insanın en iyi gücüdür. 'İnsan daha iyi ve daha kötü olmalıdır' diye öğretiyorum ben. Kötülük üstinsanın iyiliği için gereklidir. İnsanoğlunun işlediği günahlardan dolayı acı çekmek ve günahları üstlenmek, belki o küçük insanların vaizi için iyiydi. Bense büyük günaha sevinir ve onu tesellim olarak götürürüm.
  • İnsan taşkın yüreklerce sevilmeyi istiyorsa, sünger olmayı öğrenmelidir.
  • İnsan, tüm yaşamın durmadan döndürülen bir kum saatidir. Bu saatin içeriği sonsuz kez, zamanın uzun bir dakika aralığı dolana dek akar durur. O zaman, acılarının ve sevinçlerinin her birini, arkadaşlarını ve düşmanlarını, umutlarını ve hatalarını en küçük bir ot parçasını ve en küçük güneş ışığını ve her şeyin tamamını bulacaksın. Senin küçük bir parçası olduğun bu halka ömür boyu parlayacaktır. İnsanlık tarihinin birbirlerini izleyen dönemlerinin her birisinde, yalnız olan bir insan için, daha sonra herkes ortak bir güçlü düşüncesinin ortaya çıkacağı bir saat vardır: Her şeyin ‘Sonsuz Dönüş’ü düşüncesi: Her seferinde insanlık için öğle vakti olacak.
  • İnsanları etkilemek için akılcılığı bir kenara bırakıp daha aşağı düzeydeki becerileri kullanırsak, elimize geçenin daha ucuz ve daha aşağı düzeyde bir insan olacağıdır.
  • İnsanlarla yaşamak güçtür, çünkü susmak zordur. Ve biz zıddımıza gidene karşı değil, bizi hiç alakadar etmeyene karşı en ziyade hiddeti gösteririz.
  • İnsanoğlu hayatta o kadar acı çeker ki, canlılar arasında yalnız o,gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır.
  • İradenin geriye doğru çalıştırılamayacağı demek, iradenin kifayetsiz olduğu anlamına gelmez! Tanrıya şükür Tanrımın ölmüş olması demek, var olmanın amacı olmadığını göstermez! Ölümün geliyor olması, yaşamın değerli olmadığı anlamına gelmez.
  • İradenin temini değildir zevkin sebebi. Tersine irade ileriye gitmek ister ve o engel olan her şeyin üstesinden gelmeye çalışır. Zevk hissi, düpedüz iradenin tatminsizliğinden kaynaklanır. Onun rakipsiz ve dirençsiz olarak yeterli doyuma ulaşamamasıdır.
  • İyi nedir?İnsanda güç duygusunu, güç istemini, gücün kendisini yükselten her şey Kötü nedir Zayıflıktan doğan her şey. Mutluluk nedir? Gücün büyüdüğü duygusu bir engelin aşıldığı duygusu.
  • Karşı koymak,- bu, kölelerin soyluluğudur, sizin soyluluğunuz, söz dinlerlik olmalı, sizin buyurmanız dahi söz dinlerlik olmalı! Yapmalısın, istiyorumdan daha tatlı gelir savaşçının kulağına ve sevgili bildiğiniz her şeyi önce kendinize buyurtmalısınız.
  • Kaybetmeyi göze alamayacak kadar az dostum var.
  • Kemiklerin, et parçalarının, bağırsakların ve damar sisteminin deri ile kaplı oluşu nasıl insanın görünüşünü çekilir hâle getiriyorsa, tıpkı, onun gibi ruhun heyecanlarıyla tutkuları da hiçlikle kaplıdır: Hiçlik, ruhun derisidir.
  • Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız, önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz? 
  • Kendi düşmanınızı aramalısınız, kendi savaşınızı açmalısınız ve kendi düşünceleriniz uğruna!.
  • Kendi kendine inanmayan her zaman yalan söyler.
  • Kendi omzuna tırman. Başka nasıl yükselebilirsin ki!
  • Kendi savaşınızı açmalısınız, kendi düşüncelerinizin uğruna. Düşünceleriniz yenilse bile, dürüstlüğünüz zafer çığlıkları atmalıdır bunun için. 
  • Kendi sevginin baskınlarına karşı dahi tetikte ol! Her önüne gelene elini uzatmaya pek hazırdır yalnız kişi.
  • Kendini haksız çıkarmak, hak istemekten daha soyluca bir iştir. Yalnız kişi bunu yapacak kadar zengin olmalı.
  • Kendinin derin olduğunu bilen kimse aydınlığa yönelir; kalabalığa derin görünmek isteyen kimse ise karanlığa yönelir. Kalabalık, dibini görmediği her şeyi derin sanır çünkü: Öyle korkaktır ve suya da öyle istemeyerek atılır ki.
  • Keyif ve keyifsizliğin birbirinden asla ayrılmaz şeyler olduğunu düşünelim, öyle ki insan birinin ne kadarına sahip olmak isterse ötekinin de ancak o kadarına sahip olacak. Seçim sizin:1.mümkün olduğu kadar az keyifsizlik, kısacası acısız bir yaşam mı, yoksa o ana kadar hiç tadılmamış zevkleri tatmanın, keyifleri yaşamanın bedelini ödemeyi göze alarak mümkün olduğu kadar çok keyifsizlik mi? Eğer ilk seçeneği yeğler ve acılarınızı azaltmayı, hatta yok etmeyi isterseniz, o zaman zevk alma kapasiteniz de azalacak, hatta yok olacak.
  • Kıskançlık yalımıyla sarılan kişi, sonunda, akrep gibi, ağılı iğnesini kendine çevirir.
  • Kimine göre yalnızlık, hasta kişinin kaçışıdır; kimine göre de, hasta kişilerden kaçıştır.
  • Kişi dostundaki düşmana dahi saygı göstermeli. Dostuna, ondan yana geçmeden yaklaşabilir misin?
  • Kişi salt bir öğrenci olarak kalırsa, öğretmenine borcunu iyi ödememiş sayılır.
  • Kişioğlu da ağaca benzer, ne denli yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o denli kök salar yere, aşağılara, karanlığa, deliliğe, kötülüğe.
  • Kolay yaşamak istiyor musun? Sürüde kal ve sürü sevgisi uğruna kendini unut.
  • Konuşman gerekecek zamana hazırlanıyorsun. Bazen yazmaktan utandığın gibi, belki o zaman da konuşmaktan utanırsın, belki de hala kendini yorumlaman gerekli olacak, belki de eylemlerin ve çekimserliklerin iletişimine girmen için hiçbir şekilde yeterli olmayacak! Öyle bir kültür dönemine gelecek ki çok uygun kaçmayacak: Bu durumda artık okunmuş olmaktan utanç duymayacaksın: Buna karşın şimdi seni yazar olarak değerlendiren herkes seni kırıyor ve yazıların nedeniyle seni öven kimse bir sezgi eksikliği gösteriyor. Seninle kendi arasına bir çukur kazıyor; seni bu şekilde yücelttiğini zannederken ne kadar küçüldüğünü keşfedemiyor. Şimdiki insanların okudukları zamanki ruh durumlarını biliyorum: Ne yazık! Çalışmayı istemek ve böyle bir durumu yaratmak için sıkıntıya girmek.
  • Kutsal olan gerçekler değil kişinin kendi gerçeği için çıktığı arayıştır. Neysen o ol.
  • Kötü”, insanoğlunun ilk zamanlarındaki bütün durumlarında “bireysel” , "bağımsız” , “keyfi” , “alışılmamış” , “ öngörülmemiş” , “hesaplanamaz” anlamlarına gelir.
  • Kuş olmayanın, uçurumlar üzerine yuva kurmaması gerekir.
  • Küçücük bağışlarla büyük mutluluklar kazanmak büyüklüğün bir ayrıcalığıdır.
  • Küçümsemeyelim bunu: biz bile, biz özgür tinliler bile «değerlerin yeniden değerlendirilmesi »yiz, bütün eski «doğru» - «doğru olmayan» kavramlarına karşı cisim bulmuş bir savaş ilanıyız, zafer ilanıyız.
  • Modern çağın en genel belirtisi: İnsan kendi gözünde saygınlığını inanılmaz derecede kaybetmiştir. Yaşamın uzun süre merkezi ve acıklı kahramanı olmuştur. Sonra, yaşamda hiç değilse kesin olana, bir değer taşıyana olan yakınlığını kanıtlamaya çalışarak -ahlâk kurallarının ana kurallar olduğuna inanıp insan saygınlığını ayakta tutmak isteyen bütün metafizikçilerin yaptıkları gibi -Tanrı'yı elden kaçıran kimse, bu yüzden ahlaka olan inancına daha çok sarılır.
  • Mutlak yalnızlık bana gittikçe temel bir formül gibi, asıl tutkummuş gibi geliyor. Yani yapıtların en güzellerini yarattığımız anları yalnızlığa borçluyuz. Pek çok şeyi yalnızlık uğruna feda etmeyi bilmek gerekir.
  • Mutluluk hedef değildir. Tersine kudret duygusu hedeftir. İnsanın ve insanlığın içinde müthiş bir güç kendini deşarj etmek, yaratmak istemektedir. O, hiçbir zaman mutluluk hedefi olmayan patlamaların kesintisiz zinciridir.
  • Müziksiz hayat hatadır.
  • Ne denli yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o denli yaman kök salar yere, aşağılara, karanlığa, derinliğe-kötülüğe...
  • Ne en iyi düşmanlarımız esirgesin isteriz bizi, ne de candan yürekten sevdiklerimiz. Öyleyse doğruyu söyleyeyim size! Savaş kardeşlerim benim! Sizi candan yürekten severim, ben öteden beri sizdenim. Ve sizin en iyi düşmanınızım. Öyleyse doğruyu söyleyeyim size! Yüreklerinizdeki nefreti ve kıskançlığı bilirim. Nefreti ve kıskançlığı tanımayacak kadar büyük değilsinizdir. Bunlardan utanmayacak kadar büyük olun bari! Bilgi ermişleri olmak elinizden gelmiyorsa, hiç değilse bilgi savaşçıları olun. Onlar, bu türlü ermişliğin yoldaşları ve öncüleridirler.
  • Ne kadar yükselirsen, uçmayı bilmeyenlere o kadar küçük görünürsün.
  • Nefreti ve kıskançlığı tanımayacak kadar büyük değilsinizdir. Bunlardan utanmayacak kadar büyük olun bari.
  • Nerede yaşayan bir yaratık gördümse, orada güçlü olmak isteğine rastladım.
  • Neticeler karşısında korkaklık: modern bir kusur.
  • Nice kimseler kendi zincirlerini çözemezler de, dostlarının kurtarıcısı olurlar.
  • Nice kimseleri senin için başka türlü düşünmeye zorlarsın, bunu yanına koymazlar senin. Onlara yaklaştın, ama geçip gittin; hiç bağışlamazlar bunu. Onların üstüne ve ötesine geçersin; ama sen yükseldikçe kıskançlığın gözü daha küçük görür seni. Fakat uçandan nefret edilir en çok.
  • O... Her şey belirlenmiş bir noktadan sonra O'na yönelir. Fakat kimi fark eder bu yönelimi, kimi ise halen farkında değildir nereden gelip nereye gittiğinin...
  • Olgun adamda, gençten daha fazla çocukluk, daha az karadüşüngü vardır; Daha iyi anlar o hayatı ve ölümü..
  • On kez yine barışmalısın kendinle: çünkü alt etme acıdır ve kötü uyur barışmayan. On gerçek bulmalısın günde, yoksa gece de ararsın gerçeği ve canın aç kalır. On kez gülmelisin günde ve sevinmelisin: yoksa miden, o dert babası, gece seni tedirgin eder.
  • Onlara bir şey verme, onlardan al daha iyi ve onlarla birlikte taşı -bu onların daha çok hoşuna gider, yeter ki senin de hoşuna gitsin-.
  • Ortaya koyduğum sorun, varlıklar sıralamasında insanlığın yerini ne almalıdır sorunu değildir (—insan bir sondur) : sorun, hangi tip insanın, daha yüksek değerlidir, yaşamaya daha değerdir, geleceği daha sağlamdır diye. Yetiştirilmesi -gerektiği, istenmesi gerektiği sorunudur.
  • Ozan yalnız kendinden doğan değişik türde nesnelleşmelere, evrenin kımıldatıcı bir odağı olarak, "ben" diyebilir: bu benlik görüntüyü sağlayan deneysel-gerçek insanların özdeşi değildir, bu biricik gerçektir, sonsuz olan, varlığın temelinde bulunan, olmakta olan, dingin bir benliktir. Onun görüntüleriyle salt üstün usun bakışı varlığın temeline değin iner.
  • Ozanlar da yalan söyler, yalan söyleme yen gerçeğin ne olduğunu bilmez.
  • Öldürmeyen acı beni güçlendirir.
  • Öyle bir duygu duyarsın ki; çekip gideceksindir, belki de çok yakında. Bu duygunun akşam kızıllığı, pırıltısını senin mutluluğunun içine saçar. Dikkat et bu tanıklığa: Yaşamı ve kendini sevdiğin anlamına gelir o. Hem de tam olarak. Şimdiye dek başından geçmiş ve seni biçimlendirmiş haliyle bu yaşamı. Onun bengileşmesine çabaladığın anlamına... Başka olmasın bu sonsuz yaşam! Şunu da bil ama. Geçip gidicilik kısa şarkısını hep yeniden söyler ve kişi ilk bendi işitir işitmez, özlemden yazar. Yaşamın sona ererek sonsuza dek yitip gideceği düşüncesiyle.
  • Öyle kolay bir sanat değildir uyumak. Onun uğruna bütün gün uyanık durmak gerekir.
  • Özdeyişler halinde ve kanıyla yazan kimse okunmayı değil, ezberlenmeyi ister.
  • Sadece cevaplarını bulabileceğimiz soruları duyarız.
  • Sahip olmak ve daha çoğuna sahip olmayı istemek, tek kelimeyle büyümektir. Bu hayatın kendisidir.
  • Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh...
  • Saklanan bütün gerçekler ağılı olurlar.
  • Sanatçı konuları seçer: Bu da onun övme tarzıdır.
  • Savaşı bile kutsayan iyi davadır mı diyorsunuz? Size derim: her davayı kutsayan iyi savaştır. Savaş ve yüreklilik, komşu sevgisinden daha büyük şeyler başarmıştır. Umarsızları, acımanız değil, yürekliliğiniz kurtarmıştır şimdiye dek.
  • Sen ferdi ihtiraslarından kurtulmamış, ferdiyetin fevkine çıkmamış isen sözlerime muhatap olamazsın.
  • Sen olan şey, seni oluşturan sayısız unsurları, bu unsurların kendi aralarındaki yoğun iletişimine bağlayan etkinliğe bağlıdır. Organik varlığın yaşamını içsel olarak oluşturan şeyler, enerji, devinim, sıcaklık yayılmaları veya elementlerin aktarımlarıdır. Yaşam hiçbir zaman belirli bir noktada yer almaz; tıpkı bir akıntı veya bir tür elektrik akımı gibi, hızlı bir şekilde bir noktadan diğerine (veya çok sayıdaki noktalardan diğer noktalara) geçer. (...) Senin yaşamın bu kavranılamaz içsel akımla sınırlanmaz; yaşam aynı zamanda dışarıya akar ve yaşama doğru durmaksızın akan veya fışkıran şeye açılır. Seni oluşturan kalıcı kasırga, benzer kasırgalara çarpar ve onlarla birlikte, ölçülü bir çalkantının canlanmış geniş bir figürünü oluştururlar. Oysa senin için çalkantının canlanmış geniş bir figürünü oluştururlar. Oysa senin için yaşamak sadece sende birleşen akımlar ve ışığın kaçıcı oyunları olmayıp aynı zamanda bir varlıktan diğerine, senden benzerine veya benzerinden sana geçen sıcaklık veya dalgalarıdır (hatta beni okuduğun şu anda sana bulaşan heyecanımdır): Sözler, kitaplar, anılar, semboller, gülüşler sadece bu bulaşıcılığın, bu geçişlerin yollarıdır...
  • Sen onlara yumuşak davranırken dahi, kendilerini hor gördüğünü sanırlar ve senin iyiliğini gizli kötülüklerle öderler. Senin sessiz gururun onların beğenisine hep aykırıdır; bir kez olsun hafiflik etmek alçak gönüllülüğünü gösterirsen sevinirler.
  • Sen yükseldikçe; uçmayı bilmeyenlerin gözünde küçülürsün...
  • Seni seviyorsam sana ne bundan?
  • Sevgi, insanın şeyleri en olmadıkları gibi gördüğü durumdur.
  • Sezmekte ve susmakta usta olmalı dost; görmek istememelisin her şeyi.
  • Sevmesini bilirsek başkalarına acı vermeyi unuturuz.
  • Siz yükselmek isteyince yukarı bakarsınız. Bense aşağı bakarım.
  • Size katı yürekli diyorlar: ama yüreğiniz katıksızdır ve ben sizin içtenliğinizdeki utangaçlığı seviyorum. Siz yükselişinizden utanıyorsunuz, başkalarıysa inişlerinden utanıyorlar.
  • Sizin kökeniniz, nereden geldiğiniz değildir. Bundan sonra onurunuzu oluşturan, tersine nereye gittiğinizdir.
  • Soylu insan, bir değerler yaratıcısıdır.
  • Sürekli öğrenci kalan, öğretmenine borcunu kötü ödüyor demektir.
  • Şüphe değil, kesinliktir insanı deli eden.
  • Tüm yazılanlar arasında en çok bir kişinin kendi kanıyla yazdığı şeyi severim. Kanla yaz ve göreceksin ki, kan tindir... Etrafımda cinler olsun istiyorum, çünkü ben cesurum. Hayaletleri kaçıran cesaret, kendisine cinler yaratır. —cesaret gülmek ister. Artık hislerinizi paylaşmıyorum; altımda gördüğüm şu bulut, güldüğüm şu karaltı ve ağırlık -işte budur sizin yağmur bulutunuz. Yükselmeyi arzuladığınızda yukarı bakarsınız siz. Ve ben aşağı bakarım, çünkü yükseltilmiş biriyim ben. Aranızdan hanginiz aynı anda hem gülebilir, hem yükseltilmiş olabilir? En yüksek dağa çıkan, tüm matem oyunlarına, tüm matem ciddiyetlerine güler. Cesur, tasasız, alaycı ve şiddet uygular -işte böyle istiyor bizleri bilgelik: O bir kadındır ve daima savaşçıyı sever ancak.
  • Uçurumları sevenin kanatları olmalı.
  • Umut sadece eziyetin süresini artırır.
  • Uçmayı öğretemediğinize düşmesini öğretin.
  • Uçuruma gözlerinizi dikip baktığınızda, uçurum da sizin içinize bakmaya başlar.
  • Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır.
  • Üne mi erişmek istiyorsun? Aklında bulunsun bak: Namustan, şereften vazgeç, zamanında ve kendiliğinden.
  • Varlık, sonsuz bir yaradır.
  • Yalnız için dost, hep üçüncü kişidir.
  • Yalnızlar arasında yalnız olan bizler -çünkü bilimin etkisiyle ancak orada olabiliriz- neredeyiz, insan için bir arkadaşı nerede bulacağız? Eskiden herkes için bir kral, bir baba, bir yargıç arıyorduk, çünkü gerçek krallardan, babalardan, yargıçlardan yoksunduk. Daha ilerde bir dost arayacağız -insanlar bağımsız, göz kamaştıran sistemler haline gelecekler, ama yalnız olacaklar. Bu durumda mitolojik içgüdü bir dost arayacaktır.
  • Yalnızlığına kaç dostum: görüyorum ki her yerini ağılı sinekler sokmuş. Sert ve sağlam bir havanın estiği yere kaç! Yalnızlığına kaç! Sen küçük ve acınacak kişilere pek yakın yaşadın. Onların göze görünmez Öçlerinden kaç! Artık el kaldırma onlara! Sayısızdır onlar, hem senin yazgın sinek kovmak değil ki!
  • Yalnızlık; ya hasta kişinin kaçışıdır, ya da hasta kişilerden kaçıştır.
  • Yaratıcılık ve keşif acıda ve yalnızlıkta saklıdır.
  • Yaratmak ister seven kişi, hor görür de ondan! Sevdiğini hor görmek zorunda kalmamış kişi ne bilir ki sevmeyi!..
  • Yaşam bilgeliğindeki marifet, her türlü uykuyu uygun zamana yerleştirmeyi bilmektir.
  • Yaşamımızın belirlemediği bir şey ona zarar verir.
  • Yaşamın kıyısına yaklaşanlar onu daha iyi tanırlar.
  • Yiğitlik; en büyük korkunun ve en büyük ümidinin üstüne üstüne gitmektir.
  • Yükseklere doğru, yaşam gittikçe sertleşir, soğuk artar, sorumluluk artar. Yüksek bir kültür, bir piramittir: ancak geniş bir taban üzerinde durabilir.
  • Yükselmek için yalnız kendi gücünüzü kullanın, başkasının sizi yükseltmesine fırsat vermeyin, ya da başkalarının sırtına ve başına tırmanmayın.
  • Zavallı İnsanlık! — Beyindeki kanın bir damla fazla ya da az olması, yaşamımızı tarif edilemeyecek kadar perişan ve zor hale sokabilir. Öyle ki, Prometheus`un akbabadan çektiği acıdan daha fazlasını bu bir damla kandan çekeriz. Ama insan nedenin damla olduğunu bile bilmeyip, "şeytan!" ya da "günah!" diye düşünürse, en korkunç durum işte o zaman ortaya çıkar.
  • Zorla alabileceğin bir hakkın, sana verilmesine izin verme.



SİGMUND FREUD (1856-1939)
  • Bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirirseniz, ilk vazgeçeceği insan siz olursunuz.
  • Düşünebilen Herkesin İnsan Olması, İnsan Olan Herkesin Düşünebildiği Manasına Gelmiyor Ne Yazık ki.
  • Garip değil mi ? Uluşamayacağın kadar yüksekte sandığın kişiler, aslında eğilemeyeceğin kadar alçaktadır !
  • Garip değil mi ? Yüzüne gülecek kadar dost sandığın kişiler, aslında arkandan konuşacak kadar yüzsüzler.
  • Herkes doğru insanı bulmak ister, yanılmamak için. Oysa kimse uğraşmaz, doğru insan olmak için.
  • Bil ki, önemli değildir kaç kez yenildiğin... Çünkü asıl önemli olan, kaç yenilgiden sonra yeniden doğrulabildiğin.
  • Mutsuzluğu tatmadan, hep mutlu olmak istersin. Oysa nelerin seni mutsuz ettiğini bilmeden, nelerle mutlu olacağını bilemezsin.
  • Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar insanın içinden gelir. Ve her zaman oradadırlar.
  • Garip değil mi ? Edepli edebinden susar, Edepsiz ben susturdum sanar.
  • Yaşam belirtisinin kökeninde duygulanma vardır, duygulanmanın da temeli aşktır.
  • Garip değil mi ? Birini işaret ederek suçlarken işaret parmağınız onu, Diğer üç parmağınız ise sizi gösterir.
  • Bir insanı unutabilirsin, Bir insanın sana neler yaptığını da unutabilirsin, ama o insanın sana ne hissettirdiğini asla unutamazsın...
  • Aslında unutmak; artık acıyı hissetmemektir. Çünkü yapılanları zihinsel olarak unutmak fizik kurallarına göre mümkün değildir.
  • Kadınları anlamak için, bir labirenti düz yola çevirmek gerekir.
  • Birinin yalan söylemesine kızmam da yalan söylerken yakalanacak kadar salak b...ir insanın beni kandırmaya çalışmasına kızarım.
  • Garip değil mi? İnsan kötü bir şey yapacağını hissettiği zaman, mutlaka vicdanını susturacak bir sebep bulur.
  • İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, o filiz daha gür büyümüştür.
  • Din, toplumsal obsesyonlarımız, obsesyonlarımız ise bireysel dinimizdir.
  • İnsanın gelişmesi içeriden dışarıya doğrudur.
  • Çocuklar tümüyle egoist varlıklardır. İhtiyaçlarını çok yoğun biçimde hisseder ve karşılamak için acımasızca mücadele ederler.
  • İnsanın sağlığını koruyan iki faktör vardır. İşini sevmesi ve hayatı sevmesi.
  • İsmini unuttuğunuz kişi hakkında muhakkak olumsuz bir düşünceniz vardır.
  • Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin; egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.
  • Bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.
  • Henüz yanıtlanamamış ve kadın ruhuyla ilgili otuz yıl süren araştırmalarıma karşın benim de yanıtlamayı başaramadığım çok önemli bir soru var: Kadın ne ister?
  • Medeniyetin kurucusu ilk defa mızrak atmak yerine küfür kullanmış olan insandır.
  • Bilgi hazinelerine ulaşabilen insanların sayısı ne kadar artarsa, dini inançlardan kopuş da o kadar yaygınlaşır.
  • Siz cevaplar bulmaya çalışıyorsunuz, biz ise daha çok soru sormak niyetindeyiz.
  • Gittiğim her yerde, bende önce oraya gitmiş bir şair buldum.
  • Medeniyetin ilk şartı adalettir.
  • Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.
  • Annesinin gözdesi olan erkek hayatı boyunca bir kahraman gibi hisseder.
  • Sinir hastalığı belirsizliğe tolerans gösterememektir.
  • Özgürlük medeniyetin insana bir armağanı değildir. Hiç medeniyet yokken insanoğlu çok daha özgürdü.
  • Garip değil mi ? Hatıralar mutluluk vericidir, ama bazen hatırlamak; intihar sebebin bile olabilir.
  • Sevginizi ihtimaller üzerine kurarsanız, İhanetlerle son bulur.
  • Adaleti aklın yardımı olmadan kullanmak imkansızdır.
  • Hiç bir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez.
  • Bir objeye duyulan sevgi, ona sahip olma isteğinden gelir.
  • Aşk yoktur, libido vardır.
  • Kültürel doğrularımızla sağlanan bilginin tümü arasında doğruluğu en az kanıtlanabilmiş unsurlar, tam da bizim için en fazla önem taşıması gereken ve evrenin bilmecelerini çözme, yaşamın acılarına katlanmamızı sağlama görevi üstlenmiş unsurlardır.
  • Ensest ilişki, insanın içinde uyuyan bir yaratıktır. Ve bu yaratık hiçbir zaman uyanmaz. Ancak bazen, uyurken, çok şiddetli horlayabilir.
  • Zamanın akışı içinde insanlık, bilimin ellerinden gelen darbelerle iki kez, naif özsevgisinin incinmesinin acısını yaşamak zorunda kalmıştır: Birincisi, dünyanın merkezi olmadığını, akıl almaz büyüklükte bir dünyalar sistemi içinde sadece bir nokta olduğunu anladığında... İkincisi, biyolojik araştırmalar özel yaratılmışlık ayrıcalığını elinden alıp soykütüğünü hayvanlar alemine düşürdüğünde.
  • Kitleler asla gerçeğin peşinde koşmamıştır. Yanılsamalar isterler ve yanılsamasız yapamazlar. Gerçek olmayanları gerçeklerin üstünde tutarlar; gerçeklerden çok gerçek olmaynların etkisinde kalırlar. Bu ikisi arasında ayırım yapmama eğilimi oldukça yüksektir.


GEORGE BERNARD SHAW (1856 – 1950)
  • Akıllı adam aklını kullanır, daha akıllı adam başkalarının da akıllarını kullanır.
  • Aşk, insana vakar, ağırbaşlılık, hatta güzellik verir.
  • Attığınız tokada karşılık vermeyen kişiden sakının: O hem sizi bağışlamaz hem de kendinizi bağışlamanıza olanak bırakmaz.
  • Bağımsızlık mı? Orta direğin densizliklerinden biridir bu. Herkes, şu dünyadaki her bir kişi bağımlıdır birbirine.
  • Başarısızlık, başarının anahtarıdır.
  • Bazıları mideleri için yiyecek, diğerleri de yiyecekleri için mide ararlar.
  • Beğenmediğiniz bir şeyi alkışlamak, yalan söylemenin birçok çeşidinden biridir.
  • Benim şaka tarzım doğruyu söylemektir. Doğru dünyadaki en komik şakadır.
  • Bilim ancak hedefine eriştiğini hayal ettiği zaman tehlikelidir.
  • Bilim ve tekniğin yeni bir sorun yaratmadan bir sorunu çözebildiğini anımsamıyorum.
  • Bir dindarın bir şüpheciye göre daha mutlu olmasının, sarhoş bir kişinin ayık bir kişiye göre daha mutlu olmasından farkı yoktur.
  • Bir insanın zekası, bilgisine göre değil, bilgi edinme kabiliyetine göre ölçülür. 
  • Bir kelime yeterlidir, gerisi laftır.
  • Bir milletin ahlakı dişleri gibidir. Çürüdüğü nispette acısını hisseder.
  • Bir resim sergisi, bir köre göre can sıkıcı bir yerdir. 
  • Birçok insanın korkak olmaya cesareti yoktur.
  • Birinci adamlar güneşi, ikinci adamlar gölgeyi sever.
  • Biz iki hırsız arasında kendimizi ifade ederiz. Düne ait üzüntüler ve yarına ait korkular.
  • Bu dünyada mutlu olan insanlar; ayağa kalkıp istedikleri koşulları arayan, bulamazlarsa da yaratan insanlardır.
  • Çıplak bedenler bizi şaşırtmıyor artık, çıplak beyinlerdir varlığına dayanamadığımız.
  • Değişmez kural, değişmez kuralın olmayacağıdır.
  • Demokrasi, hak ettiğimizden daha iyi yönetilmeyeceğimizi garanti eden sistemdir.
  • Demokrasinin birinci görevi her vatandaşı yararlı kılmaktır.
  • Diş ağrısı çekenler dişleri sağlam olanları; yoksulluk çekenler de parası çok olanları mutlu sanırlar.
  • Dünyada iki tane trajedi vardır. Biri kalbinizdeki tutkuyu yitirmek, diğeri ise kaybettiğiniz tutkuyu geri kazanmaktır.
  • Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.
  • En kötü cehalet, hakkında hiçbir şey bilmediğin bir şeyi reddetmektir.
  • Erkeğin de, kadının da terbiyesi birbirleriyle tartıştıkları zaman belli olur.
  • Erkekler yarım düzine plağı bulunan bir gramofon gibidirler. Kısa sürede bu plakların tümünden bıkarsınız; ama her konuk geldiğinde masada oturup onları bir daha dinlemek zorunda kalırsınız.
  • Eylemlerim demokratik, zevklerim aristokratiktir.
  • Gençken yaptığım on şeyden dokuzunun başarısızlıkla sonuçlandığını gördüm. Başarısız olmak istemiyordum onun için ben de on kat daha fazla çalıştım.
  • Günümüzde ideal aşk ilişkisi postayla yürütülendir.
  • Hareket halindeki cehaletten daha korkunç hiçbir güç yoktur.
  • Hayat kendini bulmakla alakalı değildir. Hayat kendini yaratmakla ilgilidir.
  • Hayvanlar benim arkadaşlarım ve ben arkadaşlarımı yiyemem.
  • Her ruh, ikizini arar.
  • Hiç ümit etmemiş olan ümitsizliğe düşmez.
  • Hiçbir şey ayağınıza gelmez, en azından iyi olan hiçbir şey. Her şeyi gidip kendiniz almanız gerekir.
  • Hiçbir işe yaramadığım zaman, ölmek isterim.
  • İftira eşek arısına benzer, onu ilk vuruşta öldüremeyecekseniz, hiç dokunmamak daha iyidir.
  • İnsan hayatında iki feci olay vardır: Biri insanın çok istediği şeyi elde edememesi, diğeri de etmesidir.
  • İnsan Tanrının son sözü olamaz.
  • İnsanın kendini berbat hissetmesi, mutlu olup olmadığına önem verecek kadar boş zamanı olmasından ileri gelir. 
  • İnsanın yetişme düzeyi kavga ederken gösterdiği davranışla ölçülür.
  • İnsanlar başlarına gelenler için hep içinde bulundukları durumu suçlarlar. Ben durumlara inanmam. Bu dünyada başarılı olan insanlar istedikleri durumları arayan ve bulamadıkları zaman onları yaratanlardır.
  • İnsanlar kendi durumlarıyla ilgili olarak her zaman koşulları suçlar. Ben koşullara inanmam. Bu dünyada yol alan kişiler, ayağa kalkıp istedikleri koşulları arayan ve bulamadıklarında yaratan insanlardır.
  • İnsanlar tecrübeleri nispetinde değil, tecrübelerinden aldıkları dersler nispetinde olgundurlar.
  • İnsanların ölmesiyle yaşamın gülünçlüğü nasıl değişmezse, insanların gülmesiyle de yaşamın ciddiliği değişmez.
  • İstediğinizi elde edemezseniz, elde ettiğinizi istemek zorunda kalırsınız. 
  • İşleyebileceğiniz en büyük günah, başkasından nefret etmek değil, ona kayıtsız kalmaktır. İnsanlık dışı olmanın özü nefret değil kayıtsızlıktır.
  • Kaplan adamı öldürmek isterse adı vahşilik, adam kaplanı öldürmek isterse adı spor olur. Suç ile adalet arasındaki fark da bundan büyük değildir.
  • Kendi dilini bilmeyen başka dil öğrenemez.
  • Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan.
  • Merhamet sevgiye yakınsa, minnet onun aksine yakındır.
  • Müşkülün müşkül üstüne, problemin problem üzerine yığıldığı günümüzde, bütün problemleri bir kahve içme rahatlığında çözen Hz. Muhammed'e, beşeriyetin çok ihtiyacı vardır.
  • Neden zevk alındığını anlamaya çalışmak, zevki kaçırır. 
  • Parayı kazanmadan harcamaya nasıl hakkımız yoksa mutluluğu da üretmeden tüketmeye hakkımız yoktur.
  • Sağduyulu kişi, kendini dünyaya uydurur; sağduyusuz kişi, dünyayı kendine uydurmaya çalışır. Tüm ilerlemeler o nedenle sağduyusuz kişilere dayanır. 
  • Sanat olmasaydı, gerçekliğin hoyratlığı Dünyayı dayanılmaz kılardı.
  • Siz varolan şeyleri görür ve şöyle dersiniz: Neden? Oysa ben olmayan şeyleri hayal eder ve derim ki: Neden olmasın?
  • Sonsuza dek yaşamaya çalışmayın: başarılı olmazsınız.
  • Sözünüz senediniz kadar sağlam olamaz; çünkü belleğiniz hiçbir zaman onurunuz kadar güvenilir olamaz.
  • Susmanın kudretine inanıyorum. Bu mevzu üzerinde saatlerce konuşabilirim.
  • Şaka, çok ciddî bir sanattır.
  • Tarihten hiçbir şey öğrenilemeyeceğini, tarihten öğreniriz. Hukukumuzu yargıçlara, dinimizi rahiplere bırakırsanız, kısa sürede hem hukuksuz, hem de dinsiz kalırsınız. Hatalarla dolu bir hayat, bomboş geçirilmiş bir hayattan çok daha faydalı ve onurludur.
  • Tecrübe, insanların hatalarına verdikleri isimdir.
  • Yalancının cezası; kimsenin kendine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır.
  • Yanılgılarla tüketilmiş bir yaşam, hiçbir şey yapmadan tüketilmiş yaşamdan daha onurlu olduğu gibi, daha yararlıdır da.
  • Yanlışlık fare deliğinden geçer, doğruluk kapılardan sığmaz.
  • Yapabilenler yapar; yapamayanlar yapmayı öğretir.
  • Yaptığınızı, bir başka budalanın, bunları sizden beklediğini düşündüğünüz için yapıyorsanız, onun sizden bunları beklemesi de, sizin onun bunları beklediğini umduğunuzu sandığından ileri geliyorsa, herkes istemediği bir şeyi yapıyor demektir. O zaman ortaya budalaca bir durum çıkar.
  • Yarıya kadar dolu olan su testisi söz konusu olduğunda, iyimser, “Yarısı dolu”; kötümser ise “Yarısı boş” der.
  • Yaşam tüm insanları eşit tutar, ölüm seçkin olanı ortaya çıkarır.
  • Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız.
  • Yaşlanmadan akıllanmayı çok isterdim.
  • Zekanın sakıncası, insanı devamlı surette bir şeyler öğrenmeye zorlamasıdır.



ANDRE GİDE (1869 -1951)
  • Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.
  • Anı yazmak, ölümün elinden bir şey kurtarmaktır.
  • Anlamak istemeyenlere ne anlatmalı?
  • Aptal görünmeğe cesaret etmek büyük bir akıllılıktır.
  • Arkadaş,insanların sana sundukları gibi benimseme yaşamı.Yaşamın daha güzel olabileceğine inandır kendini.
  • Aynı toprak uzun zaman arasız aynı ürünü veremez.
  • Arzular! Hiç mi yorulmayacaksınız?
  • Bir dağın her taraftan birden sarp olmasına pek az rastlanır.
  • Bir şeyi iyi tasvir etmek için ondan biraz uzak durmalı.
  • Bütün ömrümüz kendi kendimizin silinmez bir portresini çizmekle geçer.
  • En güzel çiçek, en tez solandır.
  • En iyi şekilde tasarlanmış teşebbüsler, aceleye getirilirse, bozulur. Oysa ki, sabır en güç tasarıları olgunlaştırır.
  • Gerçeği arayanlara güven ve onların bulduklarından şüphe et.
  • Hakikat Tanrı'nındır düşünce insanın.Hakikat herkese söylenebilir ama fikir herkesin kavrama gücüyle orantılı olarak söylenmelidir.
  • Hayat yaşla değil, yaşamakla anlaşılır.
  • Her türlü kötülüğü yapmaya muktedirken bir şey yapmamak , işte budur iyilik.
  • Hiç bir şeyi aceleye getirmemek ve hiç bir şeyden sabırsızlanmamak ancak büyük adamların karıdır. Büyük düşüncelerin olgunlaşması için belirli bir süre lazımdır.Beklemeyi bilenler, sabırlarının mükafatını fazlasıyla görürler, birçok hallerde gecikme kuvetten daha tesirlidir.
  • İhtişam baktığın şeyde değil bakışında olmalı.
  • İnsanın hayatı, insanın hayalidir. 
  • İnsan ancak Tanrı'dan uzak kalınca tasalanır ve yalnız onda huzura kavuşur; çünkü o hiç değişmeyendir.
  • Kaleme almak için, eserin benliğimizde susmasını beklemek lazım.
  • Karanlığa küfretmektense, bir küçük ışık yakın, daha iyi edersiniz.
  • Kaygılarımızdan hiçbirini başımızdan savmayacağız. Çünkü sebepleri dışımızdan değil kendimizdendir. Zihnimiz öyle düzenlenmiştir ki her şey onu sarar ve ancak yalnızlıkla biraz huzura kavuşur.
  • Kendini zorlamak suretiyledir ki, insan kendi kendini yok etmekten koruyor.
  • Kendi kendinin mutluluğuna engel olmak yolunda insan fevkalade beceriklidir.
  • Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan yeni okyanuslar keşfedemez.
  • Sanatın özelliği, en mükemmel açıklamaya rağmen beklenilmeyen bir sevinç veya hayret gizlemesindedir.
  • Sevmekten sonra en büyük saadet sevgisini itiraf etmektir.
  • Şimdi dünyadan elimi çekecek olsam, yazdıklarıma bakarak, kimse söyleyeceklerimin en güzellerini henüz yazmadığımın farkında olmayacak.
  • Yaşam, çok zalim bir öğretmendir. Önce sınav yapar, sonra dersi verir.
  • Yüklendiğimiz vazife ne kadar zahmetli olursa, ruhumuzu o nispette eğitir ve yüceltir.
  • Yükümüz ne kadar ağır ve zahmetli olursa, ruhumuzu o oranda eğitir ve yüceltir.


CARL GUSTAV JUNG (1875-1961)
  • Bilinçaltı ürkütücü bir canavar değildir. Doğal bir organizmadır. Ancak bilinçli davranışımız işe yaramaz duruma girdiğinde tehlikeli olabilir. Kendimizi baskı altına aldıkça bilinçaltının tehlikelerine kendimizi maruz bırakmış oluruz.
  • Bilinç dışı bizi bizden daha iyi bilir.
  • Bilinmeyen bir şeyi hissetmek ve bir gize sahip olmak önemlidir. Böyle bir şeyi yaşamamış bir insan, önemli bir şeyi yaşamamış olur.
  • Çocukken kendimi yalnız hissederdim; hala da öyle hissediyorum çünkü bazı şeyleri biliyorum ve bunları hiç bilmedikleri ya da bilmek istemedikleri anlaşılan insanlara bazı ip uçları vermeye çalışıyorum.
  • Diğerinin sevmediğimiz özellikleri, kendi kendimizi bulmaya yardım edebilir.
  • Doğduğumuz dünya çok acımasız, ama aynı zamanda ilahi bir güzelliği var.
  • Anlamlı oluşunun mu, yoksa anlamsızlığının mı ağır bastığına karar vermek, insanın yapısına bağlı.
  • Duygusuz karanlığı aydınlatamayız ve bitkinliği harekete çeviremeyiz.
  • Düşünmek zor bir sanattır onun için çoğunluk tek karar verir.
  • Eğer bir bireyi anlamak istiyorsam, ortalama insan hakkındaki tüm bilimsel bilgileri bir yana atıp, tüm teorileri gözardı ederek tümüyle yeni ve önyargısız bir tavır benimsemek zorundayım.
  • Görünüşünüz,yalnızca kalpten bakabildiğinizde berraklaşır.Dışarı bakanlar düş kurar,içe bakanlar uyanış yaşar.
  • Günümüzde, bizi tehdit eden tehlikenin doğadan gelmediğini, insan ve kitle ruhundan kaynaklandığını apaçık görüyoruz. Tehlike insanın ruhundan kopmuş olmasında.
  • Kuramları iyi öğren, ancak yaşayan ruhun mucizesine dokunduğunda onları bir yana bırak.
  • Mars gezegenine ulaşmak, kendi kendine ulaşmaktan daha kolaydır.
  • Ruhun başka hiçbir şeye indirgenemeyecek kadar kendine özgü bir doğası vardır.
  • Tanrı Adem ile Havva'yı, düşünmek istemediklerini düşünmek zorunda bırakacak biçimde yaratmıştır.

  • Tümüyle emin olduğum hiçbir şey yok. Tümüyle inandığım bir şey de gerçekten yok. Tek bildiğim, doğduğum ve var olduğum.
  • Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.
  • Yaşamım bilinç dışının kendini gerçekleştirdiği öykülerden biridir.
  • Yaşamımızın büyük bir bölümünü bilinç dışında geçiririz.


 MUSTAFA KEMAL ATATÜRK (1881-1938)
  • Türk" demek "dil" demektir. Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk milletindenim; diyen insan, her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.
  • Türk dilinin kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için bütün devlet teşkilatımızın dikkatli, alakalı olmasını isteriz.
  • Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin.
  • Ülkesini yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.
  • Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk milletinin dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır.
  • Güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Bizim ahenktar, zengin lisanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir.
  • Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının, anneannelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyoruz. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.
  • Zengin sözlüğümüzün toplandığı gün, milli varlığımız en kuvvetli bir dal kazanacaktır. Bizim milliyetçiliğimizin esası dil birliğinin korunmasıyla mümkün olacaktır.
  • Öyle istiyorum ki , Türk dili bilim yöntemleriyle kurallarının ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi kullansınlar.
  • Gaye, bugünkü ve yarınki Türk'ün medeniyetini kucaklayacak en güzel ve en ahenkli Türkçe'dir.
  • Bir ulusun dili, bütün bilim kavramlarını oluşturacak şekilde gelişmemişse, o ulusun bilim ve kültür alanında bir varlık göstermesi beklenemez.
  • Nitekim biz Türklük dâvasını böyle bir müsbet ölçüde ele almış bulunuyoruz. Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarına, zengin lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz.
  • Milliyetin çok bariz vasıflarından biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.
  • Türk Dili zengin, geniş bir dildir. Bütün kavramları anlatma yeteneği vardır. Yalnız, onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek gereklidir. Öyle istiyorum ki Türk Dili bilimsel yöntemlerle kurallarını ortaya koysun. Bütün dallarda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği, güzel, uyumlu dilimizi kullansınlar.
  • "Türk milletinin dili Türkçedir. Türk Dili dünyada en güzel, en zengin ve kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sevip onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk Dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sonsuz felaketler içinde ahlakını, göreneklerini, anılarını, çıkarlarını kısacası; bugün kendisini millet yapan her niteliğinin, dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk Dili, Türk ulusunun yüreğidir, beynidir."
  • Milli duygu ile dil arasındaki bağ çok güçlüdür. Dilin milli ve zengin olması, milli duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk Dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil bilinçle işlensin.
  • Türk demek, dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. 'Türk milletindenim.' diyen kişi, her şeyden önce kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir kişi, Türk kültürüne ve milletine bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz.
  • Amacımız, Türk Dili'nin öz zenginliğini ortaya çıkarmak, onu dünya dilleri arasında, değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmektir.
  • En güzel ve ileri bir iş olarak türlü bilimlere ilişkin Türkçe terimler türetilmiş ve bu yolla dilimiz yabancı dillerin etkisinden kurtulma yolunda esaslı adımını atmıştır.
  • Türk Dili'nin kendi benliğine, özündeki güzellik ve zenginliğine kavuşması için, bütün devlet kurumlarımızın, dikkatli, ilgili olmasını isteriz.
  • Başka dillerdeki her bir sözcüğe karşılık olarak dilimizde en az bir sözcük bulmak ya da türetmek gerekir. Bu sözcükler kamuoyuna sunulmalı, böylece, yaygınlaşıp yerleşmesi sağlanmalıdır.
  • Türk Dili'nin özleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için bütün yayın araçlarından yararlanmalıyız. Her aydın, hangi konuda olursa olsun, yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise uyumlu, güzel bir duruma getirmeliyiz.
  • Türk demek Türkçe demektir; ne mutlu Türküm diyene!
  • Tehdide dayanan ahlak, bir erdemlilik olmadığından başka, güvenilmeye de layık değildir.
  • Birtakım kuşbeyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur.
  • Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar.
  • Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür.
  • Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur.
  • Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet sözlerle açıklanamaz. O, gözlerden ve tavırlardan anlaşılır.
  • Türkiye Cumhuriyetinde, her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. Yani, ibadet hürriyeti vardır. Tabiatiyle ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz. Geçmişte çok görülmüş olan bu gibi durumlara artık Türkiye Cumhuriyeti asla katlanamaz.
  • Bir de, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde, tüm tekkeler ve zaviyeler ve türbeler kanunla kapatılmıştır. Tarikatlar kaldırılmıştır. Şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük, türbedarlık vesaire yasaktır. Çünkü bunlar gericiliğin kaynakları ve cehaletin damgalarıdır. Türk milleti, böyle müesseselere ve onların mensuplarına katlanamazdı ve katlanmadı.
  • Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sade din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.
  • Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.
  • Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse hiçbir kimseyi, ne bir din, ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz.
  • Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, İlerleme ve canlığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.
  • Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. İğrenç kimselerdir. İşte bu duruma karsıyız ve buna müsaade etmiyoruz.
  • Bunun gibi bağlı bulunmakla inanmış ve mutlu olduğumuz İslam dinini, yüzyıllardan beri alışılmış olduğu üzere, bir politika aracı durumundan kurtarmak ve yükseltmek gerektiği gerçeğini görüyoruz. Kutsal ve tanrısal olan inanç ve vicdanlarımızı karışık ve türlü renkte bulunan ve her türlü çıkarlar ve tutkuların alanı olan siyasetten ve siyasetin bütün öğelerinden bir an önce kesinlikle kurtarmak, milletin dünya ve ahiret mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. Ancak böylece İslam dininin yüceliği gerçekleşir.
  • Vatandaşları içinde çeşitli dinlere mensup unsurlar bulunan ve her din mensubu hakkında adil ve tarafsız tutum ve davranışta bulunmaya ve mahkemelerinde vatandaşları ve yabancılar hakkında eşit adalet uygulamakla vazifeli olan bir hükümet, fikir ve vicdan hürriyetlerine uymaya mecburdur.

  • Bizi yanlış yola sevkeden soysuzlar bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, sâf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir.
  • Medeniyetin esası, ilerlemesi ve kuvvetin temeli, aile hayatındadır. Bu hayattaki fenalık mutlaka toplumsal, ekonomik ve politik beceriksizliği doğurur.
  • Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.
  • Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.
  • Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur.
  • İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye'nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.
  • Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.
  • Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.
  • Türkiye'nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır.
  • Biz Türkler, tarih boyunca hürriyet ve istiklal timsali olmuş bir milletiz.
  • Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır.
  • Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz.
  • Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.
  • Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.
  • Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
  • Ya istiklal, ya ölüm.
  • Bilim, gerçeği bilmektir.
  • Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız.
  • Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir.
  • Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.
  • Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.
  • Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa, o cereyan, felaketlerden ders alan ulusun kalp ve dimağından doğmuştur.
  • Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.
  • Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister.
  • Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.
  • Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.
  • Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur.
  • Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur.
  • Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.
  • Cumhuriyet fazilettir.
  • Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.
  • Denebilir ki, hiçbir şeye muhtaç değiliz, yalnız bir tek şeye ihtiyacımız var: Çalışkan olmak! Servet ve onun doğal sonucu olan rahat yaşamak ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışanların hakkıdır. . Yaşamak demek çalışmak demektir.
  • Türk, öğün, çalış, güven.
  • Türk milletinin istidadı ve kesin kararı, medeniyet yolunda durmadan, yılmadan ilerlemektir.
  • Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır.
  • İnkılap, Türk ulusunun son asırlarda geri bırakılmış kurumlarını yıkarak yerlerine, ulusun en yüksek uygarlık düzeyine ilerlemesini sağlayacak yeni kurumlar koymaktır.
  • Türk milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların, yaptığı siyasi ve sosyal inkılapların gerçek sahibi kendisidir.
  • Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
  • Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.
  • Bir millet, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla kaimdir.
  • Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.
  • Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz.
  • Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir.
  • Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur.
  • Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. Fikirler, şiddetle, top ve tüfekle öldürülemez.
  • Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
  • Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz.
  • Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze, durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
  • Kadınlarımızın genel görev ve çalışmalarda paylarına düşen işlerden başka, en önemli, en hayırlı, en faziletli bir ödevleri de "iyi anne" olmalarıdır.
  • Ey kahraman Türk kadını, Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
  • Dünyada her şey kadının eseridir.
  • Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.
  • Büyük başarılar, kıymetli anaların yetiştirdikleri seçkin evlatlar sayesinde olmuştur.
  • Milletin kaynağı, toplumsal hayatın temeli olan kadın ancak faziletli olursa görevini yerine getirebilir.
  • Bir milletin kültür düzeyi üç safhada; devlet, düşünce ve ekonomideki çalışma ve başarılarının özüyle ölçülür.
  • Bir millet savaş alanlarında ne kadar zafer elde ederse etsin, o zaferin sürekli sonuçlar vermesi ancak kültür ordusu ile mümkündür.
  • Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, yüksek kültürde ve fazilette dünya birinciliğini tutmaktır.
  • Kültür zeminle orantılıdır. O zemin milletin seciyesidir.
  • Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekayı geliştirmektir.
  • Medeniyet öyle bir ışıktır ki, ona kayıtsız olanları yakar, mahveder.
  • Medeni olmayan milletler, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdur.
  • Büyük ve tarihi olayları ancak büyük milletler yaşayabilir.
  • Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanı şaşırtacak bir nitelik alır.
  • Felaketler insanları, zeki milletleri daima azimli ve yeni hamlelere sev keder.
  • Bir millete hizmet eden onun efendisi olur.
  • Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
  • Türk milleti kendisi için, kendi geleceği ve kurtuluşu için çalışan kimseleri ve kurullan zorluk karşısında bırakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek onur duygusuyla doludur.
  • Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin sınırı yoktur. İşte parola budur.
  • Bir millet, tarihini iftiharla doldurmuş bir millettir. Türk milletinin geleceği, bugünkü evlatlarının doğru görüşü, yorulmak bilmez çalışkanlığı ile büyük ve parlak olacaktır.
  • Milletimizin saf karakteri yetenekle doludur. Ancak bu doğuştan gelen yeteneği geliştirebilecek metodlarla donanmış vatandaşlar lazımdır.
  • Kurtulmak ve yaşamak için çalışan, çalışmak zorunda olan bir halkız. Bundan dolayı her birimizin hakkı vardır, yetkisi vardır. Fakat çalışmak sayesinde bir hakkı kazanırız. Yoksa arka üstü yatmak ve ömrünü çalışmadan geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuzda yeri yoktur, hakkı yoktur.
  • Halkın sesi, Hak'ın sesidir.
  • Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
  • Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister.
  • Öğretmenler! Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve ordularınızın zaferi için yalnız ortam hazırlar. Gerçek zaferi siz kazanacaksınız ve sürdüreceksiniz ve kesinlikle başarılı olacaksınız.
  • Öğretmen, yıllar sonra ödülünü alır.
  • Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.
  • Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
  • Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti'nin.tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir.
  • Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz... Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkar olamazsınız.
  • Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.
  • Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz.
  • Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür.
  • Ben sporcunun çevik ve namuslusunu severim. Spor, ahlaktır.
  • Türk gençliği, sağlıklı yetişip spor yaparsa ulusumuzun geleceği güvence altındadır.
  • Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle bağlanmak ve onu vatan görevi saymak gerekir.
  • Ben Türk gençliğinin spor yaparak güçlü olmasını isterim.
  • Hiçbir millet aynen diğer bir milletin taklitçisi olmamalıdır. Çünkü bir millet, ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne de kendi milliyetçiliği içinde kalabilir.
  • Tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkar etmez.
  • Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.
  • Vatan imar istiyor, zenginlik ve refah istiyor, bilim ve ustalık, yüksek uygarlık, hür düşünce ve hür yaşayış istiyor.
  • Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layıktır.
  • Bu memleket tarihte Türk'tü, bugün de Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.


FRANZ KAFKA (1883-1924)
  • Aceleyle kaçıp ona sığınmadıktan sonra insan yaşamdan nasıl zevk alabilir.
  • Anlamaya çalışmanın ilk belirtisi, ölme isteğidir. Bu yaşam dayanılmaz görünür, bir başkası ise erişilmez. İnsan artık ölmek istemekten utanmaz; nefret ettiği eski hücresinden çıkartılıp ilk önce nefret etmeyi öğreneceği yeni hücresine konulmak için yalvarır. Bunda belirli bir inancın kalıntısı da etkendir; bu taşınma sırasında efendi koridora çıkıp tutukluya şöyle bir baktıktan sonra şöyle diyecektir: "Bu adamın yeniden hücreye kapatılmasına gerek yok. O zaten bana geliyor.
  • Araban, ona koştuğun at ile doğru orantılı olarak, daha hızlı gider, bütünün köklerinden koparılması demek değildir bu, bunu söylemek olanaksızdır; ne var, koşumların parçalanması, işte o gerçekten özgür ve şen bir yolculuk olasılığıdır.
  • Arzularıma gem vuracağım diye çabalamıyorum. Arzulara gem vurmak, ruhumdan yayılan sonsuz ışık demetinin rast gele seçilmiş bir tanesinde etkin olma arzusudur. Eğer çevremde buna benzer yörüngeler çizmek zorundaysam, yapacağım en doğru şey, hiç harekete geçmeksizin, ağzım hayretten açılmış, büyük düzeni izlemektir sadece ve bu hareketsizliğin bana kazandıracağı econtrarioi güçten yararlanmak.
  • Beklemesen de olur, hiç ses çıkarma ve tek başına ol. Dünya maskesini düşürmen için sana gelecektir; yapabileceği başka bir şey yoktur, ayartıya kapılmış, ayaklarının altında kıvranıp duracaktır.
  • Belirli bir noktadan sonra geri dönüş yoktur. Bu noktaya erişmek de gerekir.
  • Belki bir şeylere sahipsin, ama kendi varlığın yok savına verdiği cevap, bir titreme ve yürek çarpıntısı oldu sadece.
  • Bilincin sınırlanması, toplumsal bir gerekliliktir. Bütün erdemler kişisel, bütün kötülükler toplumsaldır; toplumsal erdem olarak görülen şeyler, örneğin aşk, bencil olmayış, özveri, “şaşılacak ölçüde” gücünü yitirmiş toplumsal kötülüklerdir sadece.
  • Bir dayanak olmaktan çıkınca özgürleşir ruh ancak.
  • Bir elmanın birbirinden farklı görünüşleri olabilir: masanın üstündeki elmayı bir an olsun görebilmek için boynunu uzatan çocuğun görüşü ve bir de, elmayı alıp yanındaki arkadaşına rahatça veren evin efendisinin görüşü...
  • Bir hedef var, ama yol yok; bizim yol dediğimiz şey, bir duraksamadır.
  • Bir kez Kötü'ye kapılar açılmaya görsün, kendisine inanılmasını gereksinmez artık.
  • Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen balta gibi olmalı.
  • Bir noktadan sonra vazgeçmek olanaksızdır. Erişilmesi gereken nokta da, orasıdır.
  • Birbirlerine benzememelerine rağmen aynı insanda buluşan öyle algılar bulunur ki, aynı nesneye yönelirler; bundan çıkarılabilecek tek sonuç, aynı insanda değişik öznelerin bulunduğudur.
  • Birden değişim. Yanıt sorunun yörüngesinde biraz korkak, her an kaçmaya hazır fakat umutla dönüyor, sorunun yanına yaklaşılmasını engelleyen, umut kırıcı yüzüne bakıyor, en sapa yollarda peşinden gidiyor, yanıtlıktan giderek uzaklaştığı yollarda.
  • Birçokları, ilk büyük aldatışın yanında, her durumda kendi bireysel durumları için küçük çapta özel bir aldatışın düzenlendiği, üstelik de bunun onların yararı düşünülerek yapıldığına inanır, örneğin, sahnede bir aşk–oyunu canlandırılıyorsa, kadın oyuncunun, oyundaki sevgilisine yapmacık gülümsemesinin dışında, üst galeride belirli bir seyirciye sinsi sinsi gülümsediği kanısındadır. Bu böyle sürer gider.
  • Biz Cennet'te yaşamak üzere yaratıldık ve Cennet de bizim yaşamamız için yaratıldı. Bizim yazgımız sonradan değiştirildi, nedir, Cennet'in yazgısı değişti mi, bilen yok.
  • Bizden istenen şey olumsuz davranışlarda bulunmaktır. Olumlu davranışlar ise zaten bizimdir.
  • Bu yaşamın hazları, yaşamın kendi hazları değil, ama bizim daha yüce bir yaşama yükselme korkumuzun hazzıdır; bu yaşamın eziyetleri yaşamın kendi ıstırapları değil, ama bu korkudan dolayı kendimize yaptığımız eziyettir.
  • Burada demir atmayacağım'' demek ve o anda kabarıp, İnsanı kuşatan deli dalgalan duyumsayış.
  • Cennet'ten atılma, aslında sonsuzluktur: Demem o ki, Cennet'ten atılma geri dönüşsüzdür, yeryüzünde yaşamaktan kaçış yoktur, yine de eylemin sonsuzluğu, sürekli Cennet'te kalabilme umudumuzu yenilemekle yetinmez, aynı anda, belki de oradan hiç ayrılmadığımız anlamını da taşır; bunu bilsek de bilmesek de.
  • Çevremizdeki acıları bizim de çekmemiz gerekmektedir. Hepimizin ortak bir vücudu yoktur, ama ortak bir büyümesi vardır: bu ise, şu ya da bu biçimde acılar içinden çekip götürür bizi. Nasıl ki çocuk belli bir gelişim sonucu yaşamın tüm evrelerinden geçer (her evrede, istek ve korku bakımından bir önceki için erişilmez görünür aslında), yaşlanır ve sonunda ölürse, biz de bunun gibi (insanlıkla aramızdaki bağ, kendimizle aramızdaki bağdan güçsüz değildir) yaşadığımız dünyanın tüm acılarından geçerek gelişiriz. Bu konuda adalete yer yoktur, acılardan ürkmeye ya da acıları üstünlük diye yorumlamaya yer yoktur.
  • Daima ilk Günah'tan şikâyetimiz neden? Cennet'ten atılmamızın nedeni ilk Günah değil, meyvelerinden uzak duralım diye uzaklaştırıldığımız yaşam ağacıdır.
  • Ders sensin, ne yazık ki, etrafta öğrenci yok.
  • Doğamız bizi onlardan uzağa atmasaydı eğer, asla başa çıkamayacağımız sorunlar vardır.
  • Doğru yol gergin bir ip boyunca gider; yükseğe değil de, hemen yerin üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde yürünmek değil de insanı çelmelemek içindir sanki.
  • Dönüp dolaşıp kendisini zarara uğratacak şeyleri kim ister? Bunu isteyen insanlara rastlanıyorsa, hatta her insanda bu durum biraz gözüküyorsa, bunun nedeni, insanın içindeki iki kişiden birinin kendisi için yararlı olanı isterken, eyleme geçmek için yan düşüncesine başvurulan ötekine zarar vermesidir. Karara varırken değil, henüz en başta ikincinin yarı-düşüncesine değer verilirse, karar konusu olacak istek de silinip gider.
  • Duvar kendisine çakılmak üzere olan çivinin ucunu nasıl hissederse, o da şakağında öyle hissetti. Dolayısıyla hissetmedi.
  • Dünya çok güçlü bir ışıkla eritilebilir. Zayıf gözlere katı gözükür dünya, daha zayıflara yumruk gibi, çok daha zayıflara ise utangaç; buna kanıp bakmaya kalkışanlara vurur ve devirir onları.
  • Dünyada korku, acı ve yalnızlığın varlığını algılayabiliyor, ama bunları da yüzeye sürtünüp geçerlermiş gibi bulanık, genel duygular olarak anlayabiliyor. Bütün öbür duyguları yok sayıyor; bizim duygu olarak nitelendirdiklerimizi o salt kuruntu, peri masalı ve anılarımızın ve bilgilerimizin yansıması olarak görüyor. Başka türlü nasıl olabilirdi ki, diye düşünüyor, çünkü duygularımız, bırakalım olayların karşılarına çıkmayı, onlara asla yetişemiyorlar bile. Akıl almaz bir hızla kuşlar gibi gelip geçen olaylardan önce ya da sonra yaşıyoruz duyguları; onlar düşsü kurgulardırlar ve sadece bizimle sınırlıdırlar. Gece yarısının ıssızlığında yaşıyoruz, gün doğumunu ve gün batımını doğuya ve batıya dönerek hissediyoruz.
  • Dünyanın acılarından uzak tutabilirsin kendini, böyle yapmakta özgürsün ve senin doğana kalmıştır bu, ama kaçınabileceğin bir acı varsa işte bu da belki bu kendini uzak tutuştur.
  • Dünyayla aranızdaki kavgada dünyayı arkanızda bırakın.
  • Düz bir yolda yürüyor olsaydın, tüm ilerleme isteğine rağmen hala gerisin geriye gitseydin, o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye doğru kayması, bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir, o zaman da umutsuzluğa kapılmana gerek yoktur.
  • Ebedi yaşamın bir vakit sürdürüldüğüne ilişkin olup, zamana bağımlılığımızı haklı gösteren en güçsüz inanış bile, günahkarlık içinde yaşadığımıza ilişkin şimdiki en merhametsiz inançtan ne kadar daha çok iç bunaltıcıdır.. Ancak, saflığı içinde ikincisi bütünüyle kapsayan birinci inanışa katlanma gücüdür ki, inancın ölçüsünü oluşturur.
  • Ecel köprüsünden atlayanların çoğunun gölgeleri, ölüm ırmağının çırpıntısına dokunup geçer; neden denirse, ırmak bu dünyadan öte yana doğru akar ve hala bu dünya denizlerinin tuzunu taşır. Irmak İğrenerek kabarır birden, akıntı tersine döner, ölüler yaşamın İçine kusulur. Ne var ki, ölüler mutludur, öfkeden kudurmuş ırmağı teşekkür ezgileriyle, yumuşacık severler.
  • Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?
  • El, yapabildiğince sıkı tutar taşı. Olabildiğince uzağa atabilmek için sıkıca kavrar. Yol, işte o kadar uzağa götürür insanı.
  • Evrenin sonsuz genişlikte ve zenginlikte tasarlanması, zahmetli bir yaratışla özgür bir içe bakışın en aşırıya vardırılmış alaşımının sonucudur.
  • Gerçek düşmandan sınırsız bir cesaret akar içinize.
  • Gerçek parçalanamaz ve bu yüzden kendini tanıma olanağından yoksundur; onu tanımak isteyen yalana dönüşmekten gayrsını yapamaz.
  • Gömülmek geceye. Bazen düşüncelere dalmak için baş eğilir ya, işte öyle, düpedüz gömülmüş olmak geceye. Çepeçevre insanlar uyumaktadır. Ufak bir oyunculuk, masum bir kendini aldatış, sanki evlerde uyumaktadırlar, sağlam yataklarda, sağlam çatılar altında, döşekler üzerinde boylu boyunca uzanmış ya da büzülmüş, çarşaflar içinde, yorganlar altında, gerçekte bir araya gelmişlerdir, o bir vakitler ve sonraları olduğu gibi çöl bir yerde, açıkta bir konak, sayılamayacak kadar insanlar, bir önder, bir kavim, soğuk bir gök altında, soğuk topraklar üzerinde, önce ayakta, şimdi savrulmuş yerlere, alınırlar kollar üzerine bastırılmış, yüzler yere doğru, sakin soluyarak. Ve sen uyanık durursun, nöbetçilerden birisin, yanı başındaki çalı çırpı yığınından yanan bir odun parçasını sallayarak sana en yakınını bulursun. Neden uyanıksın? Birinin uyumaması gerekiyor işte. Birinin olması lazım” (Geceleyin)
  • Günah hep göstere göstere gelir ve o anda duyularımızla kavranabilir. Kökleri üzerinde ilerler ve ayrımına varabilmek için bu köklerden sökülmesine gerek yoktur.
  • Günahkarlığımızın nedeni Bilgi Ağacı'nın meyvelerini yememiz değil sadece, Yaşam Ağacı'nın meyvelerini yemediğimiz için de günahkârız. İçinde yaşadığımız andan dolayı günahkârız, İlk Günah'ın günahı yok.
  • Her şey yanılsamadır: Olabildiğince az yorulmaya çabalamak, alışılmış olanın dışına çıkmamak, en aşırının peşine takılmak. İlk durumda, insan ona ulaşmanın yollarını kolaylaştırarak İyi'yi ve elindeki silahları güçsüzleştirerek Kötü'yü aldatır. İkinci durumda, bu dünyanın işlerinde bile ele geçirilmeye değer bulmayarak aldatılır iyi. Son durumda, İyi ondan mümkün olan en uzak yere kaçınarak ve Kötü son noktasına dek ulaşılarak zayıflatılacağı umularak aldatılır. İçlerinden en yeğlenesi seçenek ikincisidir; çünkü her üç seçenekte de iyi aldatılırken, bu seçenekte, görünüşte de olsa, Kötü aldatılmamaktadır en azından.
  • İçe bakış çokluk iç karartıcıdır.
  • İçinde yaşadığımız dünyanın baştan çıkarma yolları ile içinde yaşadığımız dünyanın sadece bir geçiş yolu olduğuna inanç, aslında birdir ve aynı şeydir. Böyle olması gereklidir, dünya bizi sadece, tek bir yolla yaratabilir; bu yol da gerçeğe karşılık düşer. Ne yazık ki, baştan çıkarmalar başarılı olunca, inancımızdan vazgeçeriz; İyi bizi kandırıp Kötü'nün eline bırakır, tıpkı kadının yatağa bekleyen çağrısı gibi.
  • İçinde yok edilmesi mümkün olmayan bir şeye inanmadığı sürece, insan yaşayamaz; bu yok edilmesi mümkün olmayan şey de, ona duyulan inanç da daima gizli kalabilir. Kişisel bir tanrıya inanma, bu süreğen gizliliğin kendini gösterme biçimlerindendir.
  • İçinize sonsuz cesaret dolduran, gerçek düşmandır .
  • İki düşmanı var; birincisi arkasından, köklerinden sıkıştırıyor onu; ikincisi ise önündeki yolu sürgülüyor. İkisiyle de mücadele ediyor. Gerçekte birincisi ikincisiyle mücadelesinde onu destekliyor, çünkü onu ileriye doğru itmeyi istiyor ve aynı şekilde ikincisi birincisiyle mücadelesinde onu destekliyor; çünkü onu geriye doğru sürüyor. Ama bu ancak kuramsal olarak böyle; çünkü sadece iki düşman değil var olan, kendisi de var ve onun niyetinin ne olduğunu kim gerçekten bilebilir?
  • İki olanak: Kendini sonsuz küçültmek ya da sonsuz küçük olmak. Birincisi mükemmellik, yani eylemsizliktir; ikincisi başlangıç, yani eylemdir.
  • İki şey görebiliyor: birincisi, nefsin taşmalarından, araştırmalarından, yansımalarından ve serinkanlı düşünmelerinden oluşuyor ki bunlar yaşam dolu ve bir tür haz duygusu olmadan olması imkânsız. Bunların sayıları ve olasılıkları sonsuzdur; bir tahta biti bile içine yerleşmek için nispeten daha geniş bir yarığa ihtiyaç duyar, ama söz konusu işler için yere gerek duyulmaz; küçücük bir yarık bulunamasa bile, binlerce ve on binlercesi birbirleriyle içice geçerek yaşayabilirler. Bu birinci şey.
  • Ama ikincisi, insanın hesap vermeye çağrıldığı, ama ağzını açıp tek bir ses bile çıkaramadığı, gerisin geriye tekrar gözlerin vs. kucağına fırlatıldığı, ama artık bütün bunların fayda etmediğini anlayıp aralarında dolaşmasının imkansız olduğunu fark ederek kendisini bıraktığı ve dudaklarda bir lanetle gömüldüğü andır.
  • İlerlediğim yol dümdüz olsaydı, ilerlemek için tüm çabalarıma rağmen geriye doğru hareket etseydim, çaresizlik bu olurdu; ama sen, aşağıdan da ayırtına varabileceğin gibi, dik bir yokuşu çıktığına göre, adımlarının geri geri gitmesi, kayman, tırmandığın yerin dikliğinden kaynaklanabilir, eğer böyleyse umutsuzluğun zamanı değildir.
  • İlerleme düşüncesine inanmak, gerçekten ilerlendiğine inanmayı gerektirmez. İnanabilmek için yetersiz olurdu bu.
  • İlk büyük yalandan sonra, kişisel durumları için özel, küçük yalanların düzenlenebileceğine, yetmezmiş gibi, bu yalanın onların çıkarına yapıldığını sanır çoklan. Örneğin sahnede oynanan bir aşk oyununda, sevgilisi rolündeki erkeğe yapmacık bir gülüş atan kadın oyuncunun, aslında üst galeride onu izleyen gerçek sevgilisine sinsice gülümsediğine inanır; bu durmaksızın yinelenir .
  • İnanç, giyotine benzer; onun kadar ağırdır, onun kadar hafif.
  • İnançtan yoksun olduğumuz söylenemez. Yaşamamız bile tek başına bir inanç değeridir.
  • İnsan ancak olabildiğinde az yalan söylediğinde olabildiğince az yalan söylemiş olur, yoksa olabildiğince az yalan söyleme fırsatını bulduğunda değil.
  • İnsan, içinde yok edilemez bir şeyin varlığından sürekli emin olmadan yaşayamaz; ancak gerek bu yok edilemez şey gerekse de bu güven kendisinden daima gizli olabilir. Bu sürekli gizliliğin kendini açığa vurma yollarından biri, kişisel bir tanrıya inançta kendini gösterir.
  • İnsanın belli başlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar: Sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet'ten kovuldular, tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Ama belki de belli başlı sadece bir günahları var: sabırsızlık. Sabırsızlıklarından ötürü kovulmuşlardı, sabırsızlıklarından ötür geri dönemiyorlar.
  • İnsanın gelişiminin son noktasına varacağı an, daima bir yinelenme içindedir. Devrimci öze sahip düşünsel devinimlerin, geride bırakılan her şeyin anlamını yitirdiğini söylemeleri, bu yüzden doğrudur, çünkü o anda bile, gelişimini tamamlayan tek bir şey yoktur.
  • İnsanın iradesi üç açıdan özgürdür:İlk olarak, şimdiki yaşamını seçtiği anda özgürdü; elbette şu anda geriye dönemez, çünkü o zamanlar seçtiğini yaşıyor olsa da, şimdiki yaşamını ilk seçtiği andaki kişi değil artık.İkinci olarak, yaşamı süresince ilerleyeceği yolu ve ilerleme tarzını seçmesi açısından özgürdür.Üçüncü olarak, dünyaya bir kez daha geleceğini sanarak, bu yaşamın tüm koşullarına rağmen kendine ulaşan yolu bulmayı istemesi açısından özgürdür. Nedir, bu bir seçim sorunu olmasına rağmen, girilen yol yaşamın ayak basmadık tek noktasını bırakmayan bir labirent olacaktır.
  • İnsanların birlikteliği şuna dayanır: İnsan, kendi varlığının gücüyle aslında kendi içlerinde yadsınamaz olan başkalarının yadsıyormuş gibi görünür; bu da o insanlar için tatlı ve rahatlatıcı, ama gerçeklikten ve dolayısıyla süreklilikten hep yoksun.
  • İnsanların tüm kusurları sabırsızlık, yaptıkları işte yönteme vaktinden önce son veriş ve sözde bir sorunu, sözde bir çit içine almaktır.
  • İnsanlarla iç içe olmak, insanı kendini gözlemlemeye götürür.
  • İnsanların tüm kusurları sabırsızlık, yaptıkları işte yönteme vaktinden önce son veriş ve sözde bir sorunu sözde bir çit içine almaktır.
  • İnsanoğlunun gelişiminin kesin sonuca ulaşacağı an, sürekli yenilenip durur. Devrimci düşünsel hareketin geçmiş bütün her şeyin geçersiz olduğunu ilan etmeleri bunun için doğrudur, henüz hiçbir şey olup bitmemiştir çünkü.
  • İyi, bir bakıma iç karartıcıdır.
  • Karşılıklı kapıları olan bir odayız sanki ellerimiz kapı tokmaklarında, birinin bir göz kırpışı diğerini kaçırmaya yetiyor, hele bir söz edecek olsa, öteki kapısını kapamış, gözden yok olmuştur, biliyorum. Açacak kapıyı yine elbet, bu öyle bir oda ki, bırakılamaz belki de. Biri ötekine benzemese bu kadar, rahat olsa, ötekine bakmıyormuş gibi davransa... Odayı düzene sokacak yavaş yavaş, herhangi bir odaymış gibi, ama hayır, o da kendi kapısının önünde öteki gibi davranıyor. Kimi zaman ikisi de kapının ardına kaçmışlar ve bu güzel oda bomboş kalıyor. (Milena'ya Mektuplar s. 34)
  • Kaynaklanan mutluluklardır; bu yaşamın bize çektirdikleri de yaşamın kendisinin değildir, yine bu korkudan dolayı kendimize çektirdiklerimizdir.
  • Kendi sofrasının kırıntılarıyla besleniyor; kendini doymuş duyumsuyor bir süreliğine, ne yazık ki, sofrada nasıl karın doyurulduğunu unutuyor, sonunda yerde yenecek kırıntı da bulamıyor.
  • Kendini bu dünyadan uzağa sürgün eden herkes ötekileri sevmelidir, ötekilerin dünyasından da sürgüne gitmektedir çünkü. Gerçek, bu yolla insan, doğasının derinliklerini kavramaya başlar, elbette sevilir insan, fakat tek koşulla: Terazide sevilenle eşit çekmek.
  • Kendini insanlığa bakarak sına. Şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür bu.
  • Kim terkedilmiş bir hayat yaşar, ama yine de bazen insanlar arasına karışmak isteğini duyarsa, kim günün değişik zamanlarını, havadaki, iş durumundaki vb. değişiklikleri dikkate alarak tutunabileceği bir insan kolu görmek isterse, sokağa bakan bir pencere olmadan uzun süre yapamaz.
  • Kimi anlarda, Kötü insanın kullandığı aletlere benzer; ayırtına varılsın varılmasın, insan, amacı buysa, bir kenara atılmasına karşı durmaz.
  • Kimseyi kandırmamalı, giderek dünyayı kandırıp onu olası bir utkudan uzaklaştırmamalı.
  • Kötü, belli geçiş durumlarında insan bilincinin saçtığı ışınlardır. Aslında gerçek olmayıp görünürde var olan maddi dünya değil, ondaki Kötü'dür; ne var ki, bu Kötü, gözlerimiz için maddi dünyayı oluşturur.
  • Kötü davranmak bizden istenir; iyi davranmak ise, zaten içimizdedir.
  • Kötü, kimi değişim anlarında insan bilincinden yayılan bir ışındır. Bir bütün olarak duyular evreni değil, ondaki Kötü görünüşten ibarettir; yine de bu, bizim görebildiğimiz duyular evrenini oluşturur.
  • Kötü'nün ondan bir şeyle gizleyebileceğinize inanmanızı sağlamasına izin vermeyin.
  • Kötü’ye kapıları açmaya seni iten art niyetler senin değil, Kötü’nündür.
  • Kötü'ye bir kere kapılarını açmaya gör, kendisine inanılmasını beklemez artık.
  • Kuramsal olarak tam bir mutluluk şansı var: İçimizde yok edilmesi mümkün olmayan. Bir varlığa inanmak ve ona ulaşabilmek için çabalamak.
  • Kusurların hepsi, sabırlı olamamak, çalışılan İşteki kurallara uymaya İŞİ başarmadan önce boş vermek ve çıkacak dertleri sözde bir barikatın ardına hapsetmektir.
  • O’na yaptığı her şey olağanüstü yeni geliyordu. Eğer hayatın tazeliğinden yoksunsa, o zaman kaçınılmaz olarak –biliyor bunu– cehennemin eski çukurundan kalan bir nesnenin esas değerine sahiptir. Ama bu tazelik aldatıyor O’nu; bu gerçeği unutmasına yahut ona omuz silkmesine ya da onu acısız kabullenmesini sağlıyor. Çünkü her şeye karşın, bugün, ilerlemenin daha da ileriye gitmek için yola koyulduğu şimdiki bugündür, yani bugünkü gündür.” (6 Ocak - 1920 Günlüğü)
  • Odandan çıkmana gerek yok. Masanın başında otur ve dinle. Hatta dinleme bile, öylece otur, hiç ses etme, bir başına otur orada. Dünya maskesini çıkarıp özgürce sunacaktır kendini sana, eli mahkûm, kendinden geçercesine ayaklarına kapanacaktır.
  • Olgular evreninin dışındaki şeyler için, dil ancak ima edebilir, nedir, az çok kesinlik taşımasa bile, asla kıyas yapamaz; çünkü dil, olgular evreninde kaldığı sürece, mülkiyet ilişkilerini anlatır sadece.
  • Olumsuzlama gücü, insanın savaşçı yapısının en doğal dışavurumu; değişen, kendini yenileyen, çürüdükçe canlanan bu güce her zaman sahibizdir, ama cesarete değil ve zaten yaşamın kendisi bir olumsuzlamadır, dolayısıyla olumsuzlamak onaylamaktır.
  • Ölen kişi, düşüncelerinin ölmesiyle ölmüyor. Ölüm, kişinin içdünyasındaki bir olgudur (sadece bir düşünce olsa bile, dokunulmamışlığını korur), herhangi bir olgu gibi doğal bir olgudur, ne sevindirici, ne de acıklı.
  • Ölüm arzusu, bilgeliğe kavuşulduğunun ilk belirtisidir. İçinde bulunulan yaşam katlanılmazdır, başka bir yaşam ise, ulaşılmaz. Ölmek isteğinin eklentisi utanç biter artık; nefret edilen eski hücreden alınıp, ilk iş olarak nefret edeceği yeni hücresine geçmeyi arzular, bunun için yalvarır. Eski inançların tortuları da bu düşüncede etkilidir; yeni hücreye nakledilirken efendi ortaya çıkacak, mahkûma göz ucuyla bir bakacak ve karar verecektir: ''Bu adamı yeni hücreye götürmenize gerek yok, artık benim yanıma geliyor o.
  • Ölümün olduğu yerde, hiçbir şey ciddi olamaz.
  • Önümde dursan ve bana baksan; içimdeki acılar hakkında ne bilebilirsin ki; ben seninkiler hakkında ne bilebilirim ki? Ve ayaklarına kapanıp ağlasam ve anlatsam; sana cehennemin sıcak ve korkunç olduğunu anlatsalar; benim hakkımda cehenneme ilişkin bildiklerinden daha fazla bilecek misin? Bu yüzden bile biz insanlar cehennemin kapısının önündeymişiz gibi birbirimizin karşısında o kadar saygılı, o kadar düşünceli, o kadar sevgiyle durmamız gerek.
  • Özgür ve yeryüzünde kendini güvende duyumsayan bir yurttaştır 0, dünyanın her yerine erişmesini sağlayacak uzunlukta bir zincire bağlıdır çünkü nedir, hiçbir şeyin onu yeryüzünün sınırlanandan öteye sürüklemesine izin vermeyecek uzunluktadır zincir. Fakat aynı anda, özgür ve gökyüzünde kendini güvenlikte duyumsayan bir yurttaştır 0, çünkü ilkinin benzeri, göksel bir zincire de bağlıdır. Yeryüzüne inmeye çalışınca göksel zincirin tasması asılı tutar onu, gökyüzüne çıkmaya mı kalkıştı, bu kez yeryüzü zinciri tutar. Ne var, tüm bunlara rağmen, elinde tüm olanaklar vardır ve 0, bunun ayırtındadır; giderek bu zincirlenişi, zincirle ilk tanışmasındaki hatasına bağlamayı yadsır.
  • Patenle kaymanın acemileri gibi koşuyor gerçeklerin peşinden, bu yetmezmiş gibi yanlış yerde alıştırma yapıyor.
  • Ruh, payanda olmaktan kurtulunca özgürleşebilir ancak.
  • Ruhsal evrenden başka bir dünya yoktur; duyular evreni diye adlandırdığımız şey, ruhsal evrenin kötülüğüdür ve o kötülük dediğimiz şey, sonsuz ilerleyişimizde bir anın zorunluluğudur sadece.
  • Sadece şu anda, çektiklerimiz ıstıraptır. Burada ıstırap çekenlerin, başka yer ve zamanlarda çektikleri ıstıraplar için ödüllendirileceği anlamına gelmez bu; bunun anlamı, şu anda ve burada çekilen ıstırabın başka yer ve zamanda değişmeyip, sadece içerdiği karşıtından özgürleşeceği ve mutluluğa dönüşeceğidir.
  • Sadece zamanı kavrayabilme yetimiz yüzünden Kıyamet Günü diyoruz o güne; aslında sıkıyönetim mahkemesidir o.
  • Sahip olabildiklerin var, ne yazık ki, kendi varlığın yok iddiasına savunma olarak titriyorsun ve yüreğin atıp duruyor sadece.
  • Sahip oluş yoktur, sadece oluş, son nefesi vermeyi, nefessiz kalarak boğulmayı özleyen oluş vardır.
  • Sanat, Gerçek'in gözümüzü almasıdır: Geriye kaçan hilkat garibesi maskelere düşen ışıktır gerçek, ondan ötesi değil.
  • Savaşmaya davet, Kötü'nün sahip olduğu en çekici silahtır. Bu kadınla savaşmaya benzer, sonu yatağa çıkar.
  • Sende bir eğitmenlik yeteneği var gibi geliyor bana; kendi türünden bir insana eğitiminle çok faydalı olabilirdin kesinlikle; ona söylediklerinin akla yatkınlığını görür, bunun ötesinde hiçbir şeyle ilgilenmez ve meseleleri rahatlıkla böyle yürütebilirdi. Ancak bir çocuk olarak bana yönelttiğin her söz, benim için neredeyse bir Tanrı emriydi, onu asla unutmazdım, dünyayı, özellikle de bizzat seni yargılarken elimdeki en önemli araç olmayı sürdürürdü böylesi sözler ve o noktada sen mutlak bir başarısızlığa uğrardın.
  • Seni Kötü'ye yol vermeye yönelten art niyetler sana ait değildir. Kötü'nündür.
  • Sınırsız sığınak vardır; kurtuluş yolu ise tektir, ama kurtuluş olasılıkları yine de sığınaklar kadar çoktur. Bir amaç vardır; ama yol çoktur; bizim yol dediğimiz şey; duraksamadan başka bir şey değildir.
  • Siperler sonsuz olsa da kurtuluş yolu tektir. Yinede kurtuluş olasılıkları siper sayısı denli çoktur.
  • Sonbaharda bir yol gibi: temiz pak süpürüyorsun, sonra yol bir kez daha kurumuş yapraklarla örtülüyor.
  • Sonsuz yaşamın bir an için bile olsa sürdürülebildiğine ait, zamana bağımlı kalışımızı katlanabilir gösteren en zayıf inanç bile, günahkârlık batağına daldığımıza ait, şuandaki acımasız inancımızdan daha az iç karartıcıdır… Nedir, tüm anlığıyla ikincisini de içeren ilk inanca katlanma yeteneğimiz, inancımızın sınırlarını da çizer.
  • Sonsuzluk yolunda bu denli hızlı ilerleyişine şaşan biri vardı, aslında yokuş aşağı son hız yuvarlanmaktan gayrisini yapmıyordu.
  • Sorularımın neden yanıtsız kaldığına şaşardım eskiden, artık soru sorabileceğime olan güvenime şaşırıyorum. Nedir, gerçekten güvenmiyordum, sadece soruyordum.
  • Sözcüklerin karmaşasından kurtuluş yolu: Eyleme geçilerek yok edilecek olanın sımsıkı tutulması gerekir; ufak parçalara bölünen dökülür gider, nedir, yok edilemez.
  • Suskunluk yetkinliğin özelliklerindendir.
  • Susamıştır ve onu pınardan sadece bir çalılık ayırmaktadır. Ama iki parçaya bölünmüştür o: bir parçası bütün manzarayı görüyor, orada dikildiğini ve pınarın hemen yanı başında olduğunu görüyor; ama ikinci parçası hiçbir şeyin farkında değil, olsa olsa ilk parçasının her şeyi gördüğünü sezinliyor sadece. Hiçbir şeyin farkında olmadığı için de pınardan su içemiyor.” (1920 Günlüğü)
  • Şehvani sevgi ilahi aşka gözlerimizi kapar; kendi başına yapamaz bunu, ama bilmeden içinde ilahi aşktan bir parça taşıdığından yapabilir.
  • Şeytana ilişkin bilgi olabilir fakat o bilginin içinde inanç olamaz; çünkü görünür olandan daha şeytani bir şey bulunamaz.
  • Şükrediyorum ki, dünyanın uyumsuzluğu, aritmetik uyumsuzluğa benziyor.
  • Tek başına umutsuzluğun acısını çeken de içinde, insanla hemcinsleri arasındaki en güçlü ilişkiyi alçak gönüllülük sağlar; tek koşul, bu alçak gönüllülüğün eksiksiz olarak sonuna dek götürülmüş olmasıdır. Bu mümkündür, çünkü tapınma dili tam da budur, tapınmanın dili olduğu kadar bir araya gelmelerin en güçlüsüdür. İnsanın hemcinsiyle ilişkisi ile tapınmayla ilişkisi birbirlerine benzerler; insanın hemcinsleriyle ilişkisi çaba gerektirir, bu çabayı ancak tapınmanın verdiği güç sağlayabilir.
  • Tinsel bir dünyadan başka bir şeyin bulamadığı gerçeği elimizden umudumuzu alır, ama bize bir kesinlik bağışlar.
  • Tutulabilecek iki yol; kendini son noktaya dek ufaltmak ya da sonsuz ufak olmak. İlki devinimsizlikten çıkan mükemmellik, ikincisi eylem anlamına gelen bir başlangıçtır.
  • Üzerinde durduğun alanın, iki ayağınla bastığından geniş olamayacağını bilmek, mutlulukların en büyüklerindendir.
  • Üzerine yeterince basılmadığı için bel vermemiş bir merdiven basamağı, basamağın kendisi açısından, kimsesiz çatılmış bir tahta parçasından gayrisi değildir .
  • Var olan sahip oluş değildir, sadece oluş, nefesini teslim etmeyi, boğulup gitmeyi uman oluştur.
  • Yakınımızda olup biten acıların hepsine ortak olmamız gerekiyor. Hepimize ait ortak bir beden yok fakat ilerleme yolumuz ortak, bu yol, seçtiği istikamet ne olursa olsun acılar içinden götürür bizi. Bir çocuk gelişimi için nasıl belli aşamalardan geçerse ve her aşama istekler ve korkular açısından bir öncekine kıyasla nasıl ulaşılmaz görülürse, kişi nasıl yaşlanarak ölüme varırsa, insanlıkla bağımız dünyayla bağımızdan zayıf olmadığı için, biz de bu yolla dünyanın acıları arasında ilerleyerek gelişiriz. Bunun adaletle ilgisi yoktur, acılardan korkmaya ya da bundan üstünlük olarak görmeye de gerek yoktur.
  • Yalnızlık bana hiç bir an eksilmeyen bir güç veriyor.
  • Yaşama başladığın anda iki görev: Sınırlarını her an daraltmak ve bu sınırları aştığın anlarda da gizlenmeyi başarıp başaramadığını her an sorgulamak.
  • Yaşarken yaşamıyla uzlaşamayan birinin, bir eliyle, yazgısının tepesine çöken umutsuzluğu biraz uzaklaştırması gerekir. Ama bir eliyle de, yıkıntılar arasında gördüklerini not alabilir.
  • Yazarın ödevi, bir kenara bırakılmış ve ölümlü olan her şeyi sonsuz hayata götürmek; rastlantıyı, yasaya uygun bir gerçek haline getirmektir. Yazarın ödevi, peygamberce bir ödevdir.
  • Yok, edilemez tektir; insanların her biri tek başlarına bu yok edilemezdir; öte yandan bütün insanlarda ortak özelliktir; dolayısıyla insanları birbirine bağlayan eşi benzeri olmayan bir bağ vardır.
  • Yol sonsuzdur, ne kısaltabilir ne de uzunluğuna yeni metreler ekleyebilirsiniz, yine de herkes çocuk kadar elini kullanarak ölçmeye çalışır onu. İlerlemen gereken yol, gerçekten de bu karış kadardır, senin hakkındır bu.



           

JİDDHU KRİSHNAMURTİ
(1895 - 1986)

  • Beynin içindeki geniş uzay içinde hayal bile edilemeyecek bir enerji vardır.
  • Bir cinayet çok sayıda insan tarafından birlikte işlense de cinayet olma niteliğini yitirmez.
  • Bir kitap size yazarın söyleyebildiklerinden fazlasını veremez.
  • Bir şey olmak istediğimiz andan itibaren özgürlüğümüzü yitiriyoruz.
  • Biz ölümün ne olduğunu bilmek istemiyoruz; ölümün olağanüstü mucizesini, güzelliğini, derinliğini, enginliğini bilmek istemiyoruz. Bilmediğimiz bir şeyi sorgulamak istemiyoruz. Tek istediğimiz süreklilik.
  • Çocukluğunu unutan ve çocuklara sevgi duymayan bir öğretmen ne çocukları eğitebilir, ne de çocuklara yardımcı olabilir.
  • Dışsal olarak güvence; para, konum, iktidar, konfor. İçsel olarak da bütün kaygılardan, bütün problemlerden, uzak yakın bütün tehlike hissinden kurtulmuş olacağınız, hiçbir şeyle bulanmamış bir hal.
  • Dikkat; bir şeyle derinlemesine ilgileniyorsanız vardır.
  • Gerçek eğitim, nasıl düşünüleceğini öğrenmektir.
  • Gerçek öğrenci, hayatı boyunca öğrenmek için didinen kimsedir.
  • Gözetleyen gözetlenendir.
  • Her şeyden önce, biz ilişki içinde miyiz? İlişki temas demektir. Başka bir insanla temasta olmak, yakın temasta olmak, onun, sizin kendinizin de olan bütün güçlüklerini, sorunlarını, acısını, kaygısını bilmek.
  • İnsanın kendini bilmesi, kendimizin ilişkiler içinde farkında olmamızla oluşur. Bizim "an"ı yaşadığımızı gösterir bu. İlişki, kendimizi gerçekte ne isek öylece göreceğimiz bir aynadır.
  • İster genç, ister yaşlı olalım çoğumuzun hoşnutsuzluğunun neden istediğimiz bir şeyi elde edememektir.”
  • Kendimi bilmem gerektiğini söylediğim anda bütün bu sorular işin içine girer, kendimi tamamen tanımadan giriştiğim hiçbir eylemim için herhangi bir temelim olamaz. Kendimi bilmez ve karmakarışık bir halde olursam, yapacağım her edim daha fazla karmaşaya neden olacaktır. O halde kendimi bilmeliyim. Tüm boyutlarıyla kendi doğamın yapısını bulmalıyım. Aktivitelerimin temelini, işlev gördüğüm biçimleri, izlediğim-çizgileri, benim için veya toplum için oluşturulan yönelim türlerini anlamak zorundayım.
  • “Kişi, düşünen ile düşünce arasındaki çelişkiyi çözüp bütünleşme yaratmak yerine, düşünenin farkında olmalı. Düşünen, deneyimleri bilgi olarak biriktiren psikolojik bir varlık, sürekli değişen çevresel etkilerin ürünü olan ve zamana bağlı bir merkez; düşünen, bu merkezden bakar, dinler ve deneyim geçirir. Kişi, bu merkezin özel yapısını anlamadıkça her an çatışma olacaktır ve çatışma içindeki bir zihin, meditasyonun derinliğini ve güzelliğini asla anlayamaz.
  • Korkunun olmadığı yerde sevgi vardır.
  • Kör inanç, dünyanın en büyük felaketlerinden biridir.
  • Kötü bir araç hiç bir zaman iyi bir araca hizmet edemez.
  • Meditasyon özel bir tarzda nefes almak, burnuna bakmak veya bazı marifetler sergilemek üzere gücü uyandırmak veya bunun gibi olgunlaşmamış yöntemler değildir... Meditasyon, yaşamın dışında bir şey değil. Araba sürerken veya otobüste giderken, amaçsız çene çalarken, ormanda yürürken veya rüzgârın sürüklediği kelebeği izlerken, seçim yapmaksızın, tüm bunların farkında olmak, meditasyonun bir parçasıdır.
  • Ölümü kendimize dert etmemizin nedeni benimsediğimiz, biriktirdiğimiz şeyleri yitirmekten korkuyor olmamızdır.
  • Ölümü kendine dert eden yalnızca insanlardır.
  • Özgürlük için insanın içinde sevgi olmalı, sevgi olmazsa özgürlük hiç bir değeri olmayan bir kavramdan başka bir şey değildir.
  • Özgürlük korkudan uzak olmak demektir. 
  • Sen dünyasın. 
  • Sevdiğiniz zaman ne 'sen' ne de 'ben' vardır. O durumda yalnızca dumanı olmayan ateş vardır.
  • Sevmek, bir karşılık beklememektir. Sevdiğiniz zaman bir şey verdiğinizi bile düşünmemelisiniz.
  • Siz sahip olma, üstün olma tutkusunda kendi güveninizin peşinde koşmaktan vazgeçmedikçe yeni bir dünya yaratmanın yolunu bulamazsınız.
  • Şöyle içten gülmek, her şeyden tat almak, yaşama sevincini tatmak, güler yüzle hiç bir korku duymadan başkalarının yüzüne gözlerinizi kaçırmadan bakabilmek... İşte gönlü şen olmak budur.
  • Taklit etmek, benzemek değil, bulmak, keşfetmek... İşte eğitim budur.
  • Yalnızlık dediğimiz şeyle, tek başına olanla doğrudan ilişkide olmak, yalnızca zihin herhangi bir biçimden kaçmadığında olanaklıdır ve o şeyle ilişkinin olması için şefkatin, sevginin olması zorunludur.
  • "Yaşamak insanın doğru olanı kendi çabasıyla bulmasıdır. Bunu da ancak özgür olduğunuz zaman yapabilirisiniz.
  • Yaşamanın kendisi bir öğretmendir. Biz de sürekli öğrenme süreci içindeyiz.
  • Yeryüzünün güzelliğinin görmek, kıtlık ve sefaletin bilincinde olmak, etrafımızda olup biten her şeyin farkında olma da kuşkusuz duanın bir türüdür. Belki de bu çok daha anlamlıdır, çok daha büyük bir değer taşır.
  • Zihin bütünüyle dinginleştiğinde derin sulara değme olanağı vardır.


                                                                                  ERİCH FROM ( 1900 - 1980)
  • Ancak kendinden bir şeyler verebilen kişi zengindir. 
  • Anne sevgisi koşulsuzdur, koruyucudur, sıcak bir sığınaktır. Koşulsuz olduğu için denetlenemez, ya da elde edilemez.
  • Başka birisine kendime yetemediğim için bağlanıyorsam, karşımdaki kadın ya da erkek benim için bir cankurtaran olabilir belki ama aramızdaki bağ sevgi bağı olamaz. Çelişik gibi görünse de yalnız kalabilme yeteneği sevebilme yeteneğinin tek koşuludur.
  • Bir amaca yönelik olmayan sevgide ancak, gerçek sevgi açılıp gelişir.
  • Birçok kişi, sevme sorununu ilkel bir biçimde ele almakta, kendi sevebilme gücünden, sevme ediminden çok sevilme olarak görmektedir. Onlar için sorun, nasıl sevilebilecekleri, nasıl sevimli olabilecekleridir.
  • Çaresiz birini sevmek, yoksul ve yabancı birisini sevmek, kardeş sevgisinin ilk adımıdır.
  • Derin ve ihtiraslı sev... Kalbin kırılabilir ama hayatı dolu dolu yaşamanın tek yoludur.
  • Eğer sevginizi sevgi doğurmuyorsa bu, sevginizin, sevgi üretemediği anlamını taşır. Eğer seven kişi olarak yaşamınızı ortaya koyuyor ama sevilen bir kişi olamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür. Şanssızlıktır.
  • Eğitim, bir çocuğa özel yeteneklerinin fakına varması için yardım etmektir. Eğitimin zıddı yönlendirmedir.
  • "En önemli verme edimi, maddi şeyler değil aksine insana özgü dünyadan bir şeyler vermektir.”
  • Gerçek bilgiye erişmenin tek yolu sevme edimidir. Ancak bir insanı nesnel olarak tanıyarak, onun değişmeyen özüyle, sevgi edimi ile kavrayabiliriz.
  • Günümüzde insanların mutluluğu "eğlenmeye" dayanmakta. Eğlenmenin altındaysa "almanın", tüketmenin doygunluğu yatmaktadır.
  • Haset, kıskançlık, hırs, her çeşit açlık, bunların tümü tutkudur. Sevme ise zorlama olmadan sadece özgür olunduğunda yaşanabilen, insan gücünü somutlayan bir eylemdir.
  • İnanç insanın varoluşunun bir koşuludur. Sevgiyle olan ilişkisi açısından bunun anlamı kişinin kendi sevgisine olan inancı, başkalarında sevgi yaratabilme ve bu sevginin geçerliliğidir.
  • İnançlı olabilmek cesur olmayı tehlikeye atılabilmeyi acı ve düş kırıklığına hazırlıklı olmayı gerektirir. Emniyet ve güvenliği yaşamın birinci koşulu sayanlar inançlı olamazlar.
  • İnsan yaratma süreci içinde kendini dünya ile bütünleştirir. Tam çözüm, insanlar arası birlikteki başarıda, bir başka insanla sevgi içinden kaynaşmada yatmaktadır.
  • İnsan zekâyla ödüllendirilmiştir. O, kendi kendini bilen bir yaşamdır; kendisinin diğer insanların, geçmişinin ve gelecekte onu bekleyen olasılıkların farkındadır.
  • İnsanın varoluş sorununun en sağlıklı ve doyumcul yanıtı sevgidir, dolayısıyla sevginin gelişimine yer vermeyen bir toplum gelecekte insan doğasının bu temel gereksinimini gözden kaçırdığı için yok olacaktır.
  • Kadınla erkek arasındaki sevgide kadın da, erkek de yeniden doğar.
  • Kardeş sevgisi tüm insanları sevmektir. Ve tek kişiye ait olmaması en büyük özelliğidir.
  • Mantıklı düşünce kavramından bir kuramın oluşturulmasına doğru atılan her adımda inanca gerek vardır.”

  • Ortak yaşam birliğinin tersine, olgun sevgi kişinin kendi bütünlüğünü, bireyselliğini koruyarak gerçekleştirdiği birliktir. Sevgi, insanı diğer insanlardan duvarları yıkan, onu diğerleriyle birleştiren, etkin bir güçtür. Sevgi kişinin soyutlanma ve ayrı olma duygularını yenmesini sağlar, kendisi olmasına, bütünlüğünü yitirmesine yol açar. Sevgide bir olan iki varlığın, iki ayrı varlık olarak da ikilemi yaşanır.
  • Sevgi, insanın var oluş sorununun yanıtıdır.
  • Tüm uygarlığımız, karşılıklı kar sağlayan bir alış-veriş düşüncesi, satın alma açlığı üzerinde yükseliyor.
  • Sevgi ancak iki insan birbirlerine varlıkların özünden bağlanır, her biri kendisinin varlığının özünden tanırsa, gerçekleşir.
  • Sevgi, narsizmin hemen hemen olmadığı alçak gönüllülüğün, nesnelliğin ve düşüncenin gelişmekte olduğu yerde vardır.
  • Sevgi olmadan insanlık bir gün için bile var olamaz.
  • Sevme sanatının uygulanabilmesi, inancın da uygulanmasını getirir.
  • Sevgi, sevgi üreten bir güçtür. Güçsüzlük, sevgi üretememektir.
  • Sevgiden vazgeçmek olanaksız olduğuna göre sevgi konusundaki başarısızlıkların üstesinden gelebilmenin bir tek uygun yolu olarak bu başarısızlıkların nedenlerini gözden geçirip, sevginin anlamını incelemeyi geliştirmek kalıyor.
  • Sevginin kazanılması için en önemli koşul kişinin kendi narsizmini yenmesidir.
  • Sevginin yalnızca ayrıcalıklı bireysel değil de sosyal bir olgu olarak gerçekleşebilirliğine inanmak, insanın doğasını bilerek temellendirilmiş ussal bir inançtır.
  • Sevmek bir eylemdir edilgen bir duygu değil. Bir şeyin "içinde olmaktır" bir şeye "kapılmak" değil. En genel biçimiyle sevmenin etkin yapısı, sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir.
  • Sevmek öğretmenin tek yoludur.
  • Sevmek kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir. İnancı az olanın sevgisi de azdır.
  • Vermek almaktan çok daha coşku vericidir. Bu, beni yoksullaştırdığı için böyle değildir, verme eyleminde canlılığının gücü yattığı için bu, böyledir.


CESARE PAVESE (1908 –1950)
  • Acı çeken hiç kimse artık eskisi gibi değildir; tıpkı yaralanmış bir gövdenin eskisi kadar sağlıklı olamayacağı gibi, ancak belli bir sertleşme ve nasırlaşma olabilir.
  • Acı çekmek (mutsuzluk, yas), düşünceleri belli bölgelerden uzak tutmak, böylece orada egemen olan acılardan kurtulmak için zihinde tel örgü yaratmak gibidir. Bu bakımdan, manevi yetenekleri sınırlar acı çekmek
  • Acı çekmemek için acı çekmeyi kabul etmek gerekir.
  • Asıl başarısız insan, büyük işleri gerçekleştiremeyen değil – bunu kim başarmıştır ki- bir yuva kurmak, bir dostluğu, bir kadınla mutlu bir ilişkiyi sürdürmek, ekmek parasını kazanmak gibi küçük şeylerde başarısızlık gösteren insandır. Başarısızlığın en acısı budur.
  • Aşk iki sevgiliyi birbirlerine değil, kendi kendilerine çırılçıplak gösterme gücüne sahiptir.
  • Aynı zamanda sana bir şey öğretmeyen acı boşuna çekilmiş acıdır.
  • Başkalarıyla – hatta karşına çıkan tek insanla – sanki her şey o an başlayacak ve biraz sonra bitecekmiş gibi yaşamalısın.
  • Bir başka insanın çocukluğunu öğrenmek, onu yeniden yaşamak istemek, belli bir sevgi belirtisidir.
  • “Bir insanın bir başka insanı kendisinden daha fazla sevebileceğine karar verdiğim akşamı düşündüğümü anladım. Oysa gerçek isteğimin dışarı çıkmak, dünyaya adım atmak olduğunu, adım atabilmek için de böyle bir gerekçe, böyle bir bahane gerektiğini kendim de biliyordum.
  • Bir şeyi yapabileceğimizi bilmek bile bize yetiyor, bu yüzden belki onu yapmaktan bile vazgeçiyoruz.
  • Birinden öç mü alacaksın? Onu bağışlamış gibi davran: bırak, hayat öç alsın ondan"
  • Birinin ormanın içinde boğazlasalardı, gerçekten olağanüstü bir şey mi olacağını sanıyorsun? Ölünün çevresinde ağustos böceklerinin susacağını, biriken kan gölünün bir tükürükten fazla değeri olacağını mı sanıyorsun?
  • “Birisine iyilik etmeye çalış. Çok geçmeden onun hoşnutlukla parlayan yüzünden nasıl tiksindiğini göreceksin.
  • Biz kendimizi kendi köyümüz dışındaki her yerde rahat sayan huzursuz insanlarız”
  • Cömertçe başkalarının acılarını paylaşarak yaşayamayan insan, kendi acısını dayanılmaz bir yoğunlukta duymakla cezalandırılır.
  • Derdini söylemekle ona çare bulmanın aynı şey olmadığını anlamakla insan çocukluktan kurtulur.
  • Dünya nasıl olması gerekiyorsa öyle. Kendi kendini kurtaramayanı hiç kimse kurtaramaz.
  • Elbette acı çekerek insan birçok şey öğrenebilir. Ne yazık ki acı çekmek öğrendiklerimizden yararlanacak gücü bırakmaz bizde; bir şeyi sadece bilmekse, hiçten de az bir şeydir.
  • Gene de bir iştir beklemek. Bekleyecek bir şeyi olmamaktır korkunç olan.
  • Gerçeklik insanın şu ya da bu şekilde içinde bir bitki gibi yaşayacağı bir zindandır.
  • Gizlice en çok korkulan şey hep gerçekleşir sonunda.”
  • Gövdemizin işleyişindeki incelikleri ancak bir hastalık sonucu anlayabiliriz. Aklımızın ve ruhumuzun işleyişini de dengemizi yitirdiğimiz zaman.
  • Günahın çekiciliği ve heyecanı tıpkı geceleyin gördüğümüz bir rengi önce bir şey sanıp sonra başka bir şey olduğunu anlamaktan duyduğumuz heyecan gibidir.
  • Günleri değil, anları hatırlarız.
  • Hayat, yaşantı aramak değil, kendimizi aramaktır.
  • “Her mutsuzluk ya bir yanlışın sonucudur, talihsizlik değildir ya da kendi suçlu beceriksizliğimizin sonucu. Herhangi bir yanlış da, bizim sorumluluğumuza girdiğine göre, karşılaşacağımız mutsuzluklar için kendimizden başkasını suçlamamalıyız.
  • Her sıyrığı bir yıkım sayma alışkanlığı gerçek bir yıkımın incitme gücünü azaltır. Talihsizlik çıkıp geldi mi, kendine güvenen iyimser, korkunç acı çeker; işlerin her zaman kötü gittiğine inanan insanın çektiği acı da ölçülüdür; sapına kadar kötümser olan insan ise, korktuklarının çıkmasından sevinç duyar.
  • İnsan bir şeyi inatla isterse, onu elde eder. Korkunç olan, istediğimiz şeyi elde ettikten sonra ondan bıkmamızdır.
  • İnsan kendini bir kadına duyduğu aşk yüzünden öldürmez. Aşk bizi tüm çıplaklığımız, sefilliğimiz, düşkünlüğümüz ve hiçliğimizle açığa vurduğu için öldürür.
  • İnsan mutluyken, her işi yolundayken yazamaz, yazsa da yazdığından bir halt çıkmaz, acı çekmeli, karanlıklarda kalmalı.
  • İnsan yalnız doğar, yalnız ölür.
  • İnsanların seslerini yüzlerinden daha iyi hatırlıyorsun. Çünkü bir şey belirten, içten gelen bir yanı vardır sesin. Yüzü gördüğün zaman, sesi düşünmezsin; sesi duyduğun zaman, gözünde bir insan canlandırmaya çalışırsın, bir yüz görmeyi beklersin.
  • İntiharı düşünen bir insan için en kötü şey kendisini öldürmesi değil, bunu düşünüp yapamamasıdır.”
  • İntihar eden herkesin geçerli bir sebebi vardır..
  • Kendimi yalnız bırakmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum.
  • “Kendini yıkan kişi, her şeyden önce, bir güldürücü, kendi kendisinin efendisi olan biridir. Kendisini dinleme ve doğrulama konusunda hiçbir fırsatı kaçırmaz. Hayattan her şeyi bekleyen bir iyimserdir. Yalnızlığa dayanamaz. Ama sürekli olarak, bir gün, hiç farkında olmadan, bir şey yaratmak ya da her şeyi düzene koymak tutkusuna kapılacağı korkusuyla yaşar. İşte o zaman durmadan acı çeker, belki de kendini öldürür.
  • Okurken aradığımız yeni düşünceler değil, kendi düşüncelerimizin basılı sayfada doğrulandığını görmektir. Bize çarpıcı gelen sözler, kendimize mal ettiğimiz - içinde yaşadığımız - bir evrende yankılar yapan sözlerdir.
  • "Oysa herkes öldürür sevdiği şeyi, Bu herkesçe biline. Kimi sert bir bakışla yapar bunu, Kimi övücü sözlerle.
  • Ölmek beni korkutmadı. Güç olan yaşamak.
  • Sanatçı için dayanılmaz bir şey varsa, o da başlama duygusunu yitirmesidir.
  • Sen her şeyden vazgeçince, sana kalan en küçük şeyler bile büyük önem kazanır.
  • Sevişmek gibi bir şeydir şiir yazmak: duyduğu tadın paylaşılıp paylaşılmadığını hiç bilemez insan.
  • Talihsizliklerin en kötü yanı, öyle olmadığı zaman bile insana her şeyi talihsizlik olarak yorumlama alışkanlığını kazandırmalarıdır.
  • Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliğini ölçmek ve kendini o boşluğa bırakmaktır.
  • Yalnız kalmamak için tüm akşam aynanın karşısında oturdum.
  • Yalnız ölüler, barış (huzur) içindeler; yalnızca onlar için savaş (kavga) bitmiştir gerçekten.
  • Yalnız sağlıklı insan aklıyla yaşansaydı değmezdi yaşamaya, can sıkıcı olurdu. Tam aksine, güzel olan, dünyanın gökyüzü altında bir deliler topluluğunu andırması.
  • Yalnızlık acı çekmektir, sevmek acı çekmek, yığınlara karışmak, sokakta bir insanın omzuna çarpıp ne hissettiğini bilmeden geçip gitmek acı çekmek. Bütün bunlara son verir ölüm. Çünkü aşkın da, hayatın da özeti şu: insan bunu düşünmekle başlar ve çözümlemekle bitirir. Unutmamalı ki; doğmadan önce hepimiz ölüydük.
  • Yanlışlar, başlangıçla ilgilidir
  • Yaşam nedir? Yanıt: "Ölüme yapılan bir yolculuktur".
  • Yaşama sanatı, sevdiklerimize onlarla birlikte olmaktan ne büyük bir zevk duyduğumuzu göstermemekten başka bir şey değildir. Bunu başaramadık mı, bırakıp giderler bizi.
  • Yaşamak için her şey yapılır... Ama çalışarak yaşamak daha kolay değil mi?
  • Yaşamak uzun bir toplama işlemi gibidir, arada bir toplama yanlışı yaparsan, doğru sonucu hiçbir zaman bulamazsın.
  • Yaşanacak bir yaşam vardır. İnilecek bisikletler var, yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak güneş batışları vardır.
  • “Yaz güneşinden, bu güçlü ışıktan, bereketli doğadan daha çok ölüm kokan hiçbir şey yok. Havayı soluyorsun, ormanı dinliyorsun ve ağaçların da, hayvanların da umurunda bile olmadığını fark ediyorsun. Her şey yaşıyor ve kendini tüketiyor. Doğa ölümdür.

ALBERT CAMUS (1913 - 1960)
  • Adalet olmadan düzen olmaz.
  • Alçalmak, yükselmekten çok daha kolaydır.
  • Aslına bakılırsa, isyanın kendisinde bir asalet yoktur, fakat bizden istediklerinde.
  • Aşılmaz bir duvarın önünde yaşamak köpekçe yaşamaktır.
  • Aşk, akıllı, aptal demeden, bütün insanlara bulaşan bir hastalıktır.
  • Basın hürriyeti, belki hürriyet fikrinin giderek aşağılanmasından en çok acı çekmiş olan hürriyettir.
  • Başardığımız her iş bizi köleleştirir, çünkü daha iyisini yapmaya zorlar
  • Bazılarının, sadece normal olmak için ne büyük çaba sarf ettiğini kimse fark etmiyor.
  • Ben umutsuzluğu ve bu dertli dünyayı kabul etmeyerek, insanların birleşmesini ve kötü yazgılarına karşı savaşmalarını istiyordum.
  • Benim uğraşım, kitaplarımı yazmak, insanlarım ve halkım tehdit edildiğinde savaşmaktır. Hepsi bu.
  • Bir insan söylediklerinden çok, söylemedikleri ile insanlaşır.
  • Bir insanı sevmek, onunla birlikte yaşlanmaya razı olmaktır.
  • Bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir.
  • Bir yapıtın kalbinde, orası karanlık bile olsa sönmeyen bir güneş parlar.
  • Bir yazarım. Ben değil kalemim düşünür, anımsar ya da kuşatır.
  • Bu dünyada en büyük suç. İnsanların taşıdıklarından kaçmak değilse nedir?
  • Bütün büyük olayların, büyük düşüncelerin önemsiz bir başlangıcı vardır.
  • Büyük olmanın yolu da, deha gibi çalışma ve alın terinden geçer.
  • Dostlarım, şimdi ben size büyük bir şey söyleyeceğim. Sakın kıyametin kopmasını beklemeyin, o her gün kopmaktadır.
  • Dünya aydınlık olsaydı, sanat olmazdı.
  • Dünyada her kötülük, hemen her zaman cehaletten gelir.
  • Düşüncenin haline ağlamak boşunadır. Onun için çalışalım yeter.
  • Evrenimin gizi: İnsandaki ölümsüzlük isteğine kapılmadan Tanrı'yı düşlemek.
  • Geceler sonsuz değildir.
  • Gençlik kolay mutluluklar için parlak bir çağdır.
  • Gerçek umutsuzluk can çekişme, mezar ve uçurumdur.
  • Gölgesiz güneş yoktur.
  • Haklı olma ihtiyacı, sıradan insanlara özgüdür.
  • Hatırlamak için yavaşlar, unutmak için hızlanırız.
  • Hepimiz öleceğimize göre, ne zaman ve nasıl olduğunun önemsizliği meydandadır.
  • Her şeye katlanabilirim, yeter ki içimde o yoğun ve coşkun yalımı duyayım.
  • Hiçbir sanatçı gerçekten vazgeçmez.
  • Hiçbir şey, büyüklük kadar sade değildir; çünkü sade olmak, biraz da büyük olmaktır.
  • Hürriyet, tarihin kaybolmayan tek değeridir.
  • İnancın yere düşerse silahın da yere düşer.
  • İnsan hiçbir zaman tamamıyla mutsuz olmaz.
  • İnsan, kendi kendisinden saklamaya çalıştığı yanını sevmez.
  • İnsan kendisi için gerçek ve mutlak olan mutluluğa yaşamı boyunca yalnız bir kez erişir ve geri kalan tüm yaşamını bu mutluluğa tekrar ulaşmaya adar.
  • İnsan, kendisine bir mana vermeye çalışan tek mahluktur.
  • İnsan, ne ise o olmayı reddeden tek yaratıktır.
  • İnsan söyledikleriyle değil, söylemedikleriyle insanlaşır.”
  • İnsan tümüyle suçlu değildir çünkü tarihi o başlatmadı, ama tümüyle suçsuz da değildir çünkü tarihi sürdürdü.”
  • İnsanı savunuyorum, çünkü düştüğünü gördüm.
  • İnsanın eninde sonunda alışamayacağı bir düşünce yoktur.
  • İnsanın her gün yaptığı en iyi şey intihar etmemeye karar vermektir.
  • İnsanın parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. Böylece zamanı satın alır. Bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. Yani para mutluluğu satın alır.
  • İnsanlar için en ideal düzen, onların mutlu olduğu düzendir.
  • İnsanlarla uzun süre yaşayamıyorum. Sonsuzluğun payından bana biraz yalnızlık gerek.
  • Kışın en soğuk zamanında, ben nihayet içimde yenemediğim bir yaz olduğunu öğrendim.
  • Korkunç bir bırakılmışlık duygusu. Dünyanın bütün varlıklarını göğsüme sarsam bile, kendimi hiçbir şeyden koruyamazdım.
  • Merhamet faydasız olunca, insan ondan bıkar usanır.
  • Mutluluk şansı olmasaydı, adaletin hali ne olurdu.
  • Mutluluk, bizi zorlayan kadere karşı kazanılan zaferlerin en büyüğüdür.
  • Ölüm korkusunu aşmadıkça insan için özgürlük yoktur. Ama intihar ile değil. Bu korkuyu aşmak için kendini bırkmamak gerekir. Hiç burukluk duymadan, korkmadan ölebilmeli.
  • Önümden gitme seni izleyemeyebilirim, arkamdan da gelme yol gösteremeyebilirim; yanımda yürü ve yalnızca dostum kal.
  • Özgürlük gelecek umudu değildir. O, şu 'an'adır ve insanlarla ve şu andaki dünyayla uyumludur.
  • Özgürlük olgusu, insanın özgürlük bilincine oranla gelişmemiştir. Başkaldırı haklarının bilincine varmış kişinin işidir.
  • Polemik yüzünden çoğumuzun gözünü perdeler bürümüş, artık insanlar arasında değil bir gölgeler dünyasında yaşıyoruz.
  • Politik özgürlük kavramı; insanda, insan kavramının gelişmesini sağlar.
  • Politika için yaratılmadım. Çünkü hasmın ölümünü istemekten ya da kabul etmekten acizim.
  • Politika ve sanat dünyanın düzensizlikleri karşısında başkaldırmanın iki ayrı yüzüdür.”
  • Sanat bence en büyük sayıda insanı ortak acılar ve sevinçlerle coşturacak görüntüleri, biçimleri bulmaktır.
  • Sanat hem bir coşma, hem de bir yadsıma işidir.
  • Sanat zorbalığa karşıdır.
  • Sanat, sanatçıyı insanlardan ayrılmamaya zorlar.
  • Sanatçı tanımı gereği, bugün tarihi yapanların buyruğuna girmez.
  • Sanatçı yalanla ve kötülükle uzlaşamaz.
  • Sanatçılar yaşamdan yanadırlar ölümden yana değil.
  • Sevmenin sınırı olamaz.
  • Tarih insanların, düşlerin en aydınlık olanlarını gerçekleştirmek için giriştikleri umutsuz bir çabadan başka bir şey değildir.
  • Ya tüm çırpınmalarını aşan daha yüksek bir anlamı vardır bu dünyanın, ya da bu çırpınmalardan başka hiç bir şey gerçek değildir.
  • Yabancı' saçmanın karşısındaki insanın çıplaklığını gösterir.
  • Yaratıcı olarak ölümün kendisine hayat verdim. Ölmeden önce yaptığım şey bu.
  • Yaşama umutsuzluğu yoksa yaşama aşkı da yoktur.
  • Yaşamak kendi başına bir değer yargısıdır. Nefes almak ise; yargılamaktır.
  • Yaşamanın tadını çıkarmaktan korkana aptal derim.
  • Yazar, sanatını büyük yapan şu iki görevi yüklenmelidir; gerçeği ve özgürlüğü.
  • Yazarlık sanatı korunması güç olan şu iki ödeve bağlı kalacaktır; bile bile yalan söylememek ve insanın insanı ezmesine karşı koymak.
  • Yazılan her şey yaşanamaz, ama insan bunu yapmayı deneyebilir.
  • Yirminci yüzyılımız korku çağıdır. Diyeceksiniz ki korku bir bilim değildir, ama bu korkuda bilimin payı var.
           AFORİZMALAR
  • Dehanın yüzde biri ilham yüzde doksan dokuzu terdir. Edison
  • Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceğini söyleyen adamdır. Konfüçyüs
  • Vazoyla saksının farkını sen söyleme. Çiçeklerden sor. A. Nihat  Asya
  • Altın prangalar demir olanlardan çok daha kötüdür. Gandi
  • Hiçbir kalp zorla elde edilemez. Molliere
  • Kusuru kendisine söylenmeyen adam ayıbını hüner sanır. Şirazi
  • Taşı delen suyun kuvveti değil damlaların sürekliliğidir. Latin atasözü
  • Aşk kılavuz istemez tek başına yol alır. M. İkbal
  • Üzüntü kendi kendini giderir ama mutluluğun tam zevkini çıkarmak için onu paylaşacağınız biri olması gerekir. Mark twain
  • Öyle horozlar var ki öttükleri için güneş doğuyor sanırlar. L. Dumond
  • Gerçek bilgi seciyenin ve medeniyetin temelidir. V. Hugo
  • Ön yargıyı ortadan kaldırmak atomu parçalamaktan daha zordur. Einstein
  • İnsanlara akılları derecesinde söz söylenmelidir. Sadi-i Şirazi
  • İnsan olmanın izzet ve şerefini işgal ettiğim küçücük mekanın vereceği böbürlenme sayesinde değil, bana verilmiş düşünce kabiliyetim sayesinde kainatı kuşatıyorum. Blaise Pascal
  • Yenilmesi gereken ilk düşmanlar öfke ve ümitsizliktir. Alain
  • Dostluğun lisanı sözler değil manalardır. Henry David Thoreau
  • İnsanlar ömür kısadır derler ama onu kısaltmak için ellerinden geleni yaparlar. J. J. Rousouea
  • Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.  N. F. Kısakürek
  • Cahil bir insan kendinin bile düşmanı iken başkasına dost olması nasıl beklenir. Sokrates
  • Azim ve sebat insanların en büyük yardımcısıdır. Hz. Ali
  • Basit bir ruh mutluluk ile öğünür felaket ile yere serilir. Epicure
  • İnsan ne kadar az bilirse o kadar çok bildiğini sanır. J.J. rousseau
  • Sana düşmanlık edecek kadar dostuna kuvvet verme. Sadi
  • Bilgili bir ahmak, cahil bir ahmaktan daha ahmaktır. J. B. Moliere
  • Düşüncelerinde inat ve şiddet, aptallığın en açık belirtileridir. Bernard Berton
  • Yalan kadar insanı alçaltan bir şey yoktur. Çehov
  • Konfor bir misafir olarak gelir, gitmemek için elinden geleni yapar, sonunda bizi esir ederek kalır. Lee S. Bickmore
  • Bir dostun üzüntüsüne herkes katılır ama başarısına ise yalnız yüksek ruhlular sevinir. Oscar Wilde
  • Az anlamak ters anlamaktan iyidir. A. France
  • Kesilmiş koyuna derisinin yüzülmesi elem vermez. Mevlana
  • Okumadan geçen üç günden sonra konuşma tadını kaybeder. Çin atasözü
  • Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten,kararlı olmak korkudan kurtarır. Konfüçyüs
  • Ham düşünceleri ancak akıl pişirir. Firdevsi
  • Çalışma uçup giden bir alışkanlıktır; bırakması kolay yeniden başlaması zordur. Victor Hugo
  • Yumuşak olma ezilirsin sert olma kırılırsın. Victor Hugo
  • Giysilerini kendilerinin en önemli yanı sananlar genellikle giysilerinden daha değerli olamazlar. William Hazzlit
  • Düşünür yeniden düşünen ve şimdiye kadar üzerinde düşünülmüş şeylerin asla yeterince düşünülmemiş olduğu kanısına varan kimsedir. Paul Valery
  • Anneler çocuklarının akıllarından tutacakları yerde ellerinden tutarlar. Duponloup
  • Gençliğinde bilgi ağacı dikmeyen yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz. Seneca
  • Buluş,başkalarıyla aynı şeye bakıp farklı düşünebilenler tarafından yapılır. A.S.Georgy
  • Her şeyin bir yolu vardır cennetin yolu da ilimdir. Hz Muhammed
  • Yanıldığını asla kabul etmeyenler en çok yanılanlardır. La Rochefaucauld
  • Kimse görmek istemeyenler kadar kör değildir. J. Swift
  • Eğitimin kökleri acı meyveleri tatlıdır. Aristo
  • İnsan sevdiğinden korkar fakat korktuğunu sevemez. C. Şehabettin
  • Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz eleştirin, basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin. Sadi-i Şirazi
  • Bilmediğini bilenin arkasından gidin, bilmediğini bilmeyeni uyarın, bilmediğini bilene öğretin bilmediğini bilmeyenden kaçın. Konfüçyüs
  • Gömüldükten sonra hatırlanmak istiyorsanız ya okunacak işler yapın ya da okunmaya değer bir şeyler yazın. B. Franklin
  • Büyük insanların idealleri küçük insanların hevesleri vardır. Washington İrving
  • Faydalı ve faydasızı ayırt edebilenler bilgi sahibi olanlardır. Edebali
  • Çocukların nasihatten çok örneğe ihtiyaçları vardır J. Joubert
  • Hakikatı insanların ölçüleriyle değil, insanları hakikatın ölçüleriyle tanı. Hz Ali
  • İşsiz insan durgun su gibidir kısa sürede bozulup kirlenir. Normand
  • Dostluk verdiğini unutmak, aldığını ise daima hatırlamaktır. Dumas
  • Cömerdin yemeği şifa pintinin yemeği hastalıktır. Hz. Muhammed
  • Yalan dört nala gider doğruluksa adım adım ama yinede vaktinde yetişir. Japon atasözü
  • Hırs ile mutluluk birbirini hiç görmezler. B. Franklin
  • Yeryüzünde açlıktan ölenlerin sayısı tokluktan ölenlerin sayısından çok daha azdır. Theognis
  • Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur. Arap atasözü
  • Dili yalancı olanın kalbi doğru olmaz. Hz Ali
  • Sakladığın sır senin esirindir açığa vurursan sen onun esiri olursun. Hz Ali
  • Her zaman doğruyu söyle ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın. M. Twain
  • Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir. Pascal
  • Çalışan insanın gözyaşı dökmeye vakti yoktur. L. Bayron
  • Küçük hediyeler dostluk,büyük hediyeler sevgi meydana getirir. Lichterberg
  • Yalanlamak ve reddetmek için okuma! İnanmak her şeyi kabullenmek için de okuma! Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma! Tartmak kıyaslamak ve düşünmek için oku. Francis Bacon
  • Dostu severim düşmanı da… dost gücümü düşman ödevimi gösterir. Schiller
  • Akıl düşüne düşüne bıçak bilene bilene keskinleşir. Leadri
  • Karamsar olamak zor değil önemli olan çılgın bir fırtınadan sonra gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir. Z. N. Hurston
  • Düşünmeden öğrenmek zaman kaybetmektir. Konfüçyüs
  • Kuvvetine güvenenler korkutma küçüklüğünde bulunmazlar. Abdülhamit Han
  • Meyvesi çamura düşüyor diye ağaca lanet edilmez. Hölderon
  • Bilgili olan güçlü olur. Firdevsi
  • İnsanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa; payı gerçek kişiliğini gösterir, paydası da kendisini ne zannettiğini, payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür. Tolstoy
  • Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır. A. Einstein
  • Dur, dinle. Hep konuşursan hiç bir şey duyamazsın. Kızılderili Atasözü
  • Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir. Mevlana
  • Ölümün son  iyiliği bir daha olmamasıdır. F. Nietzsche
  • Karşımıza çıkan her duvar aynı zamanda bir kapıdır. F. Nietzsche
  • Gideceğin yolda hiçbir engel yoksa o yol seni hiçbir yere götürmez. B. Shaw
  • Bir çivi yüzünden bir nal bir nal yüzünden bir at bir at yüzünden bir atlı gidiverir. Benjamin Franklin
  • Yalanın dostu gerçeğin düşmanı çoktur. D. E. Giardin
  • Bir çok insan mutluluğu burnunun üzerinde unutulmuş bir gözlük gibi etrafta arar. Droz
  • Güzellik kaybolur fazilet devam eder. Goethe
  • Şükür nimeti değil nimeti vereni görmektir. Şibli
  • Körler memleketinde şaşılar padişah olur.
  • Aşık olmayan insan yemişsiz ağaca benzer. Yunus emre
  • Yaptığımız şeyler için pişmanlık zamanla geçer ne varki yapmadığımız şeylere pişmanlığın çaresi yoktur. Sydney  J. Herris
  • Hayattan yakınanlar ondan olmayacak şeyler isteyenlerdir. E. Renan
  • Bedenimiz bizim bahçemizdir, irademiz ise onun bahçevanıdır. Shakespeare
  • İnsan ne kadar yükselirse gönlü o kadar alçalmalıdır. Cicero
  • Doğruluk sonsuzluğun güneşidir, nasıl olsa doğar. W. Phillips
  • Köleliğin en kötüsü nefsine köle olmaktır. La fontaine
  • Bütün günler ölüme gider son gün varır. Montaigne
  • Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen. Yunus Emre
  • Aç insan kolay kandırılır. Katherine Mansfeild
  • İlmin afeti kibirdir. Hz. Muhammed
  • Bazıları ışığın bazıları gölgenin peşine düşer. T.S. Eliot
  • Cehennemde ateş yoktur her insan ateşini bu dünyadan götürür. Pir Sultan Abdal.
  • Dünyanın en büyük başarıları, onların imkansız olduğunu anlayacak kadar zeki olmayan kimseler tarafından başarılmıştır. Doug Larson
  • Yeryüzünde bütün ızdıraplar aza kanaat etmemekten doğar. Firdevsi
  • Allah'ım senden başka hiçbir şeyi olmayan ben senden başka her şeyi olanlara acırım. Konfiçyüs
  • Alçak yerde tepecik kendini dağ zanneder. Atasözü
  • Yarın yorgun kimselerin değil rahatlarına kıyabilenlerindir. Nurullah ataç
  • Haksızlıklara başkaldırmayanlar onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar. Hz Ali
  • İnsanlar başaklara benzerler içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler. Montaigne
  • Kötü haber kırlangıç kanatlıdır iyi haber ise koltuk değnekli. Massinger
  • Büyük olma yolundaki ilk adım dürüst olmaktır. S. Johnson
  • İnsan gençliğinde öğrenir yaşlılığında anlar. E. Eschenbach
  • İnsanlar köprü kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnız kalırlar. Newton
  • Bildiğim tek şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir. Socrates
  • Doğruluk hayatta iyi bir namın en iyi dostudur. John Webster
  • Konuşmak bir ihtiyaçsa dinlemek bir sanattır. Goethe
  • Başkaları ile ilgilenirsen 2 ay içinde çok sayıda dost kazanabilirsin; başkalarının seninle ilgilenmesini beklersen, 2 yılda bile tek dost kazanamazsın. Dale Carnegie
  • Bazen sesini duyurabilmen için susman gerekir. S.Lec
  • Düşüncelerini değiştirmeyenler yalnızca deliler ve ölülerdir. T. Lowell
  • En çok hoşumuza giden insan kendimize benzettiğimiz insandır. Moliere
  • Dünyanın gördüğü en büyük başarı, önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumdu, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi. Allen
  • Bütün büyük işler küçük başlangıçlarla olur. Cicero
  • Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır.  Balzac
  • Küçük masraflar yapmaktan kaçmayın bazen ufak bir delik koca bir gemiyi batırır. Benjamin Franklin
  • Gerçekten sevenler karşılık beklemeden severler.  A. H. Tanpınar
  • Köpeklerin dudakları değdi diye deniz kirlenmez.  Mevlana
  • Bir memleketin nasıl yönetildiğini anlamak mı istiyorsunuz onun müziğine kulak veriniz nerede güzel eserlerden oluşmuş bir uyum vardır, orada adalet ve erdem hüküm sürer. Konfüçyüs
  • Hayatta sağlık ve erdemden başka, bilgi ve bilimden daha değerli hiçbir şey yoktur; aynı zamanda onun kadar kolay elde edilen bir şey de yoktur. Goethe
  • İyi geçen bir gün nasıl mutlu bir uyku getirirse iyi geçen bir ömür de mutlu bir ölüm getirir. Leonardo da Vinci
  • Şerefle bitirilmesi gereken en ağır vazife hayattır. Toequeville
  • Bıçak kendi sapını kesmez. Kore atasözü
  • Cahil olanların merhameti ve lütfu azdır. Mevlana
  • Bilenin susması bilmeden söylenen söz kadar çirkindir. Hz Ali
  • Durmak ölüm taklit uşaklıktır; çalışmak ve yetişmek ise hayat ve özgürlüktür. L.Y.Lauch
  • En cömertçe bağışlanan şey nasihattır. La Rochefault
  • Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz. Atasözü
  • Ayakta ölmek diz üstü yaşamaktan evladır. D. Roosevelt
  • Üzülmek yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez sadece bugünün gücünü tüketir. A. J. Cronin
  • Ana babaların çocuklarına bağışlayabilecekleri en güzel miras, günlük zamanlarından birkaç dakikadır. O. A. Batista
  • Büyük görünen bir çok adam yakından bakılınca büyüklüklerini kaybederler. W. S. Landor
  • Bizzat katlanamadığınız eziyete başkasının tahammül etmesini istemeyiniz. Syrus
  • Yanlış kişiden samimiyet beklediğin an, kırılıyorsun.  Dostoyevski
  • Uzak ve imkansız gözüken bir şey, bir anda yakın ve mümkün olabilir. L. Tolstoy
  • Kalbinizle yaptığınız her şey, size geri dönecektir.  Mevlana
  • Aramayacaksın kimseyi, olması gerekenler zaten yanında. Ve yanında olmayıp gidenler; ne aklında olmalı ne umrunda. P.Auster
  • İnsanların %82'si hayatlarında bir kere de olsa kendi cenazelerini hayal etmektedir. Einstein
  • İnsanların ne kadar kötü olduklarını görmek beni hiç şaşırtmıyor fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce çok şaşırıyorum. Goethe
  • İnsan seviyorsa kaybetmekten korkar. Kıskançlık da bir kaybetme korkusudur. Kıskanmıyorsa eğer; Yeterince sevmiyordur. Oğuz Atay
  • Birileri arkanızdan konuşuyorsa, onlardan öndesiniz demektir.  Anton Çehov
  • Her şey çok güzel olacak" masalı yerine, "kötü şeyler de olacak ama yanında olacağım" samimiyetini seviyorum. M. Keyes
  • Başkalarına "evet" derken, kendinize "hayır" demediğinizden emin olun. Paulo Coelho
  • Sen ol da ister yâr ol, ister yara; lütfun da başım üstüne, kahrın da.  Şems-i Tebrizi
  • Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yeniden tanış. Pablo Neruda
  • Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın? Yoksa tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın? Mevlana
  • Yazmadığınıza bakılırsa iyi olmalısınız, bizler çoğunlukla iyi olduğumuz zaman susarız. Franz Kafka
  • Her şey zehirdir. Mühim olan dozdur. Paracelsus
  • Edepli edebinden susar, edepsiz de ben susturdum zanneder. Mevlana
  • Vücudunuzda kırılacak 206 tane kemiğiniz varken, aptalın biri gelir kalbinizi kırar. M. Longston
  • Bir insana başkaları yanında verilen öğüt, öğüt değil, hakarettir. Hz. Ali
  • Seni affedecek kadar olgunum ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim. W. Golding
  • Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa? Bilemezsin, bilseydin ödün kopardı; Dokunamazdın. Mevlana
  • Geçer dediklerimi geçirdim. Biter dediklerimi bitirdim. Farkında olduğum için var oldunuz, vazgeçtiğim için bugün yoksunuz. Mevlana
  • En üstün ibadet, sıkıntı anında sabırla kurtulmayı beklemektir. Hz. Muhammed
  • Dürüst bir insan daima çocuk kalır. Sokrates
  • Zorsa sev, ama sevmiyorsa zorlama. Mevlana
  • Ne yaparsan yap, nasıl yaşarsan yaşa; ama gülebilmek için birini ağlatma ve çıkarların için hiçkimseyi satma! Balzac
  • Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bugün hayat veren su, yarın sizi boğabilir. Mevlana
  • Asalet; boyda değil soyda, incelik; belde değil dilde, doğruluk; sözde değil özde, güzellik; yüzde değil, yürekte olur. Mevlana
  • Kıskanmayan erkekten hayır gelmez. Hz. Ali
  • Hayal edebildiğiniz herşey, gerçektir. Pablo Picasso
  • Sır gibi seversen eğer, muradın gerçekleşir.Çünkü tohum, toprağa gizlenirse yeşerir. Mevlana
  • Kariyer yapmak harika! Ama soğuk gecelerde kariyerinize sarılıp yatamazsınız. Marilyn Monroe
  • Kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir; İhtiyaç kalmaz. Pablo Neruda
  • Allah, nasip etmeyeceği şeyin hayalini kurdurmaz. Hz. Osman
  • İnsanı yoran yaşadığı hayat değil, taşıdığı maskelerdir. Shakespeare
  • Bir kadınla güzelliği için evlenmek doğruysa, bir adamla parası için evlenmek de doğrudur. Marilyn Monroe
  • Sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır; Önemli olan, içinden çıktığın sütü ak bırakmaktır. Mevlana
  • Hayatın çeşitli güçlüklerine karşı üç şey hediye edilmiştir: Ümit, uyku ve gülmek. Kant
  • İnsanlar ikiye ayrılır: tanıdıkça büyüyenler, tanıdıkça küçülenler. Diderot
  • Bazı insanlar söyleyeceği çok şey varken susar, çünkü anlayanı yoktur... Bilir. Marlyn Longston
  • Arsız güçlü olunca, haklıyı suçlu çıkarır. Konfüçyüs
  • Bilgi arttıkça, ego azalır. Bilgi azaldıkça, ego artar. Einstein
  • Dilleriyle insanları kıranları, ibadetleri temizleyemez. Hz. Muhammed
  • Birini aldatan, ötekini de aldatır. Stefan Zweig
  • Çok fazla uğraşma; en iyi şeyler ummadığın zamanlarda olur. Marquez
  • Bazen gitmek lazım; Sadece değerini öğretebilmek için.. Gitmek için değil. Grumpy Bear
  • Çaresizlik Allah'tan gelen en güzel işarettir; Dua'nın vaktinin geldiğini gösterir. Mevlana
  • Evet umut var, çok umut var; ama bizim için değil. Franz Kafka
  • Canı yanan sabretsin, canı yakanda yanacağı günü beklesin. Hz. Muhammed
  • Ne kadar değişirsen değiş. İlk nerede mutlu olduysan, hep oraya çevirirsin kafanı. J. Christophe
  • Günümüzün en büyük sorunu; aptalların kendilerinden son derece emin, zekilerin ise sürekli şüphe içinde olmalarıdır. Bertrand Russell
  • Beklentiler daima yaralar. Shakespeare
  • Birbirinden uzak kalmak, birlikte olmanın yalnızca başka bir çeşididir. Jean Paul Sartre
  • Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafir. Mevlana
  • Bazen insanlar da ikiye ayrılır; yanınızdakiler, aklınızdakiler. M. Longston
  • Önce hayaller ölür, sonra insanlar. Shakespeare
  • En çok hoşumuza giden insan kendimize benzettiğimiz insandır. Moliere
  • Unutmak ve Affetmek iyi insanların intikamıdır. Victor Hugo
  • Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin. Bu kolaydır; ama dostun başarısına sempati duyabilmek, sağlam bir karakter gerektirir. Oscar Wilde
  • Belki de insan sevilmekten çok, anlaşılmayı istiyordu...  George Orwell
  • Ve Ben; Dilek tutmadım hiç. Hep dua ettim 'Ömrün ömrüme nasip olsun' diye. Mevlana
  • Boş yere canı yanmaz insanın. Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair ya da bir fazlalık vardır geçmişten gelen. Fuzuli
  • Şikayet ettiğiniz yaşam, belkide başkasının hayalidir. Tolstoy
  • Yeterli zamanımız hep vardır, yeter ki doğru kullanalım. Goethe
  • Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil. Ne zaman bilmem. Yeter ki o kapıda durmayı bil! Mevlana
  • İnsan birşeyi elde etmek için çabalar. Onu elde edince de bir kenara atar. Gerçek değerini ise onu kaybedince anlar. Dostoyevski
  • Yüzsüzdür insanoğlu kimse bilmez fendini, Kime iyilik ettiysen ondan koru kendini. Mehmet Akif Ersoy
  • Asalet; boyda değil soyda, incelik; belde değil dilde, doğruluk; sözde değil özde, güzellik; yüzde değil, yürekte olur. Mevlana
  • Sakın kınamayın, çünkü kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz. Hz. Muhammed
  • Ya tutulacak kadar yakın ol, ya da unutulacak kadar uzak. Mevlana
  • Kaybedecek bir şeyi olmayanlardan korkmalısın çünkü onlar kazanmak için her şeyi yaparlar. Marquez
  • Her gün yüzlerce hayal kurarsın ve hiç biri gerçek olmaz; ama bir gün bir gerçek yaşarsın, hiç bir hayale sığmaz. Paul Auster
  • Hayattaki en büyük pişmanlık; pişman olurum diye yapmadıklarımızdır. Tolstoy
  • Dost ise düşünme, ver ömrünü gitsin. Dost değilse, hiç bekletme yol ver gitsin. Mevlana Hiçbir zaman doğru insan çıkmaz karşına. Ya zaman yanlıştır ya da insan. Dostoyevski
  • Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin.  Mevlana
  • Herşey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme. Çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir. Mevlana
  • Ateş karşısında bozulmayan altın, altın karşısında bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan erkek; kalitelidir. Gorki Başardığımız her iş bizi köleleştirir, çünkü daha iyisini yapmaya zorlar. Albert Camus
  • Bazılarının, sadece normal olmak için ne büyük çaba sarf ettiğini kimse fark etmiyor.Albert Camus
  • Bir insan söylediklerinden çok, söylemedikleri ile insanlaşır.  Albert Camus
  • Bir insanı sevmek, onunla birlikte yaşlanmaya razı olmaktır.  Albert Camus
  • Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa işler bozulur. Hz. Ebubekir
  • Gecenin ne kadar uzun olduğunu ancak hastalar bilir. Sadi
  • Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. Hacı Bayram-ı Veli
  • Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır. Bediüzzaman Said Nursi
  • Tatlı suyun başı, kalabalık olur. Mevlana
  • Kurdun elinden çobanlık gelmez. Sadi
  • Eğri ok, doğru yol almaz. Hz. Ali
  • Hiç bir acı, cehaletten daha fazla zahmet verici değildir. Hz. Ali
  • İnsanı maskara eden, dilidir. Sadi
  • Fırsatlar da bulutlar gibi çabucak geçer gider. Hz. Ebubekir
  • Hasedciye rahat, kötü huyluyu da şeref yoktur. Ahnef bin Kays
  • Çocuklarınızı kuzu gibi büyütmeyiniz ki, ileride kuzu gibi güdülmesinler. Sadi Sirazi
  • Hükümetlerin en kötüsü, suçsuzu korkutandır. Beydeba
  • Hükümdar köylünün yumurtasını alırsa, adamları bütün tavukları alır. Sadi
  • Bin zulme uğrasan da, bir zulüm yapma. Hz. Ali
  • Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. Mevlana
  • Nefis üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar. Mevlana
  • Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer. İbni Haldun
  • İnce sözler keskin kılıca benzer, kalkanın yoksa geri dur. Mevlana
  • Gerçek zengin, bilgisi çok olan insandır. Hz. Ali
  • Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol. Mevlana
  • Cevizi kırıp özüne inemeyen, hepsini kabuk zanneder. İmam Gazali
  • Hayat, iman ve cihaddır. Hz. Hüseyin
  • Haksızlığa baş kaldırmayanlar, onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar. Hz. Ali
  • Hayatında ekmeği yenmeyen kimsenin adı, ölümünden sonra anılmaz. Şeyh Sadi
  • Uzun mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla mümkündür. İmam Gazali
  • Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor. Abdulhamid Han
  • En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. Hafız Şirazi
  • Cahillerin kalbi dudaklarında, alimlerin dudakları kalplerindedir. Hz. Ali
  • Her kalbin çarpıntısı kendi ecelinin ayak sesleridir. Beyazidi Bestami
  • İyiliği gizlemek, kötülüğü gizlemekten daha üstündür. Ebu Bekir Ferra
  • Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi. İmam-ı Azam
  • İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur. İbni Haldun
  • Herkes herkese bir lokma şey verebilir ama boğaz bağışlamak, ancak Allah’ın işidir. Mevlana
  • Güzel söz söyleyen, kimseden kötü söz işitmez. Firdevsi
  • Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, onu aramamak demektir. Mevlana
  • Avcı nice al (tuzak, hile) bilirse, ayı da onca yol bilir. Kaşgarlı Mahmud
  • Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. Hz. Ali
  • Güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terk etmektir. Hz. Ebubekir
  • Özü doğru olanın, sözü de doğru olur. Hz. Ali
  • Birliğin kederi, ayrılığın safasından daha hayırlıdır. Yahya bin Muaz
  • Her gecenin bir gündüzü vardır. Hz. Ali
  • Sakladığın sır senin esirindir. Açığa vurursan sen onun esiri olursun. Hz. Ali
  • Bütün kötülüklerin anahtarı, hiddettir. Cafer bin Muhammed
  • Güzel ahlak; bağışlayıcılık, sabır ve tahammüldür. Hasan-ı Basri
  • Allah, dinini düzelten kişinin dünyasını da düzeltir. Hz. Ali
  • Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. Atatürk
  • Din, belirli şeylere bir açıdan bakmak değil, herşeye belirli bir açıdan bakmaktır. Robert E. Sega
  • Din bir üsdür, sultan da muhafızdır. Üssü olmayan yıkılmış, bekçisi olmayan da kaybolmuştur. İmam Gazali
  • Din adamı, geçindiremeyeceği kadar büyük bir ailenin reisidir. Samuel Johnson
  • Din, insanlık tarihine hakim olan ve toplumları ayakta tutan en büyük kuvvettir. Benjamin Costant
  • Din ve ahlak, aslında ikisi de vasıfları bakımından bir bütününm tamamlayıcısı olan iki parçadır. Heinrich Heine
  • Din ve ahlak duygularının zayıflaması, zekanın zayıflaması kadar tehlikelidir. Alexis Carel
  • Din, dünyada büyük bir güçtür. Bir insanın kalbine kendi imanımızla değil, onun iman yolu ile girmeye çalışmamız gerekir. Bernard Shaw
  • Din her cihetten yükselmeyi emreder ve insanı yüceltir. Hz. Ali
  • Din, insanlık tarihine hakim olan en büyük güçtür. Dini duygular, insanın bitmeyen bir özelliğidir. Benjamin Costant
  • Din, Tanrı’yla insanlara karşı duyulan sevgiden başka bir şey değildir. William Penn
  • Dinin aslını anlamaya imkan yoktur. Ona ancak hayran olunur. Mevlana
  • Din yüzünden gerilemedik, gerilediğimiz için dinden ayrıldık. Peyami Sefa
  • Dinin olmadığı yerde hiçbir şey yoktur; yokluk bile yok, şiir ve sanatsa hiç yok. Necip Fazıl Kısakürek
  • Dinsiz bilim kör; bilimsiz din topaldır. Einstein
  • Affetmek, zaferin zekâtıdır.  Hz. Muhammed
  • İman, aklın çalışmasının ürünüdür. Ahmed Hulûsi
  • Kişi anasından iki kere doğmadıkça, Göklerin Melekûtuna ulaşamaz. Hz. İsa
  • Vücudun, ilmi ilahide, ilimden ibaret olduğunu müşahade, vahdet-i şuhud’dur.
  • Ahmed Hulûsi
  • Musibetin sevabına talip olmaklığın, musibeti çekmekte iken de varsa, zahidsin.Hz.Muhammed
  • Mollanın namazında Hakk’ın ne Celali vardır, ne de Cemali. Mollanın ezanı bize seher vaktini bile bildirmez. Muhammed İkbal
  • Acı, akıllı adamların hocasıdır. Byron
  • Bela insanın diline bağlıdır. Bir kimse bir şeyi ‘yapmam’ dedi mi, şeytan her işini bırakıp onu yaptırana kadar uğraşır. Hz.Muhammed
  • Algılanan varlığın, Hakkın vücudu olduğunu müşahade, vahdet-i vücud’dur. Ahmed Hulûsi
  • Her evin kapısı vardır. Kabirin ki ayak tarafındandır. Hz.Muhammed
  • Tasavvuf, Allah (c.c.) ile olan muamelenin saflığıdır. Bunun aslı da dünyadan yüz çevirmedir. Cüneyd-i Bağdadi
  • Zehirle pişmiş aşı, kim yemeye gelir. Yunus Emre
  • İman iki eşit parçadır. Yarısı sabır,yarısı şükürdür. Hz.Muhammed
  • İlim yapmak, amelden hayırlıdır. Dinin kıvamı da verağdadır (arkada). Alim ilmi az da olsa, ilmi ile amel edendir. Hz. Muhammed
  • Mümin yumuşaktır. O kadar ki onu yumuşaklığından dolayı ahmak zannedersin.Hz. Muhammed
  • Pırıl pırıl gökkuşağını görmek için önce yağmuru yaşamak gerekir.”Fransız Atasözü
  • Adaletsizlik eden, adaletsizliğe uğrayandan daha mutsuzdur. Demokritos
  • Zekanın peşinde koşmayın aptallığı yakalarsınız. Montesquieu
  • Mümin her ahlak üzere ahlaklanır. Fakat onda yalanla ihanet bulunmaz.Hz. Muhammed
  • Tasavvuf, Hakk’ın, seni senden öldürmesi ve seni kendisiyle diriltmesidir.Cüneyd-i Bağdadi
  • Bir kimseyi inada kapılmış çekişmeci ve kendi görüşünü beğenmiş görürsen bil ki, onun ziyanı tamamdır. Hz. Muhammed
  • Yolları ayrı olanlar, birbirine danışmazlar. Konfüçyüs
  • Kişiye, kendisine parmakla işaret edilmesi, şer cihetinden kafidir.Hz.Muhammed
  • İnsanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz. Hz. Muhammed
  • Kadınlar, sevmedikleri adama hiç acımazlar. Alexandre Dumas Fils
  • Seni sigaya çeken bir molla kasım gelir. Yunus Emre
  • Tasavvuf, bila-alaka (hiçbir bağ olmadan) tamamiyle Allah (c.c.) ile olmandır.Cüneyd-i Bağdadi
  • Nereye gittiğini bilen kişiye yol vermek için dünya bir yana çekilir.David Starr Jordan
  • Ey birader, sen ancak bir düşünceden ve fikirden ibaretsin. Üst tarafın kemik ve A’sab sinir ve adalât (kas) ve elyaftan (insan ve hayvanda adaleleri meydana getiren ince lifler) ibarettir. Mevlâna
  • Nazar ve nefes az kaldı kaderi geçecekti. Nefes ve nazardan Allah (c.c.)’a sığının.Hz.Muhammed
  • Kim olduğun öyle bir haykırıyor ki; ne dediğini duyamıyorum. Ralph Waldo Emerson
  • Sakın kendisine verdiğin kıymeti sana vermeyenle arkadaş olma. Hz. Muhammed
  • Alim, ilim ve amelin yeri cennettedir. Alim, ilmi ile amel etmezse, ilim ve amel cennette, alim ise cehennemde olur. Hz. Muhammed
  • Ulema, Allah (c.c.)’ın kulları üzerinde peygamberlerin eminleridir. Siz onlardan çekinin ve onlara taarruz etmeyin. Onlar hükümet erkanı ile ihtilal etmedikçe ve dünyaya karışmadıkça. Hz.Muhammed
  • Ben, İnsanoğlunun geride bıraktığı devirler içinden çağlar boyu seçile seçile geldim ve içinde bulunduğum çağda ortaya çıkarıldım. Hz.Muhammed
  • Oyun bitince, şah da piyon da aynı kutuya konur. İtalyan Atasözü
  • Bir insanda görülen ameller ve takvadan başka, bir de onun cevher gibi güzel olan gizli amel ve takvası vardır. Bakış gücü olmayanların nazarları, görünen amellerdir. Halbuki biz onlara bakmıyoruz. Biz insanın içine, içindeki sırra bakıyoruz. Şeyh Hariri
  • Ameller niyetlere göre değer kazanır. Hz. Muhammed
  • Bilginler, Nebilerin varisleridir. Hz. Muhammed
  • İnsanların en hayırlıları, ahmak, aptal diye adlandırılmadıkça kıyamet kopmaz.Hz. Muhammed
  • Kıyamet günü herkes birbirinden davacı olur. Hatta tokuşan koyunlar bile.Hz. Muhammed
  • Öğrenmek, zaten bildiğini fark etmektir. Yapmak, onu bildiğini göstermektir.Richard Bach
  • Vecdin ilimde erimesi, ilmin vecd içinde kaybolmasından yeğdir. Cüneyd-i Bağdadi
  • Afetleri en iyi bilen, afetlere düçar olandır. Cüneyd-i Bağdadi
  • Şu göğsümde saklı duran birçok ilim var. Ah! Onları taşıtacak erler bulabilsem.Hz. Ali
  • İstesem sırf fatiha suresinin tefsiriyle yetmiş beygiri yüklerim. Hz. Ali
  • Ne sazdan, ne sözden, ne evladdan, ne de güzel yüzden zevk aldım, Sazı severim, aşkımı söylerse; sözü severim, yine onu söylerse, manayı söylemeyen güzeli ne yapayım?. Su içmek isteyen bir kimse için boş kadeh ne işe yarar?. Fakat kadeh temiz, berrak ve latif olursa elbette suyun zevkini arttırır. Kenan Rifai
  • Sen insana ulaşmadan Allah (c.c.)’ı nasıl arıyorsun?. Muhammed İkbal
  • Allah (c.c.)ım! İnsanlar seni verdiğin nimetler yüzünden severler; bense seni verdiğin belalar yüzünden severim. Hallac-ı Mansur
  • Ben ve Hallac aynı şey idik. Ne var ki o sır’rı açığa vurdu ben sakladım. Şibli
  • Nokta, tüm çizgilerin esasıdır. Hallac-ı Mansur
  • Muhakkak ki kulak, göz, kalp, bunların her biri kendi fiillerinden mesul tutulacaklardır. Hz. Muhammed
  • Rüyalar ,gecelerin akvaryumudur. Victor Hugo
  • Kıyamet ile ben işte şu iki parmak gibi yakın olarak ba’s olundum. Hz.Muhammed
  • Kim bir kardeşini, bir günah sebebi ile ayıplarsa, o günahı işlemedikçe o kimse ölmez. Hz.Muhammed
  • Bir iş yapmak istediğin zaman, Allah (c.c.) sana o işten kurtuluş gösterinceye kadar, yahut Allah (c.c.) sana bir çıkış kapısı yaratıncaya kadar yavaş ve temkinli davran. Hz.Muhammed
  • Cehennem kızarıncaya kadar 1000 yıl yakıldı. Sonra beyazlaşıncaya kadar yine 1000 yıl yakıldı. Sonra kararıncaya kadar 1000 yıl daha yakıldı. Şimdi o, zifiri karanlık gece gibi, kapkaranlıktır. Hz. Muhammed
  • Dikkat edin, sizden biri kardeşinin verdiği hediyeyi reddetmesin. Eğer bir şey de bulursa, ona mukabelede bulunsun. Nefsin yed-i kudretinde olana yemin ederim ki, bana bir (koyun) kolunun ucu hediye edilse kabul ederim. Ve eğer bir kol için davet edilsem ona icabet ederim. Hz. Muhammed
  • Allah (c.c.)! Size haram ettiği şeyde şifa halketmedi. Hz. Muhammed
  • İyilik yap ehli olana da, olmayana da, ehline isabet ederse yerini bulur. Etmez ise ehli sen olursun. Hz. Muhammed
  • Zamanı gelmiş bir fikrin karşısına dikilme gücüne hiçbir ordu sahip değildir.V.Hugo
  • Cenabı Hakk’ın kaza ve kaderinden sonra, ümmetinin ekserisinin ölümleri gözdendir. Hz. Muhammed
  • İnsanlar din hakkında yazar, savaşır, ölürler de din için yaşamasını bilmezler. Colton
  • Kamil aklın en büyük hazinesi dindir. Bu sebeple insanın dini aklıdır. Aklı olmayanın dini de yoktur.  Hz. Muhammed


1 yorum: