4 Eylül 2013 Çarşamba

YANLIŞLARIN CEZASI DOĞRULARI SİLMEK OLMAMALI

ÖSYM SBS deki yanlış cevapların doğru cevapları etkilemeyeceğini açıklamış. Bunca yıl neden etkiledi? 3 yanlış bir doğruyu neden götürdü? Soruyu çözmeye çalışmak, emek ve zaman harcamak, uğraşmak, ter dökmek suç muydu? Bir anlık dalgınlık veya işlem hatasının bedeli doğru sorularımızdan silinerek mi ödetilmeliydi? Yıllarca her girdiğimiz sınavda bu ağır bedelleri ödedik. Bir nevi cezalandırıldık. Hata yapmaktan korkan bireyler olarak yetiştirildik. Ben bu sorunun cevabını biliyorum ama ya yanlışsa.. YA YANLIŞSA korkusu bizi boş bırakmaya sevk etti. Anneler babalar aman yanlış yapacağına boş bırak evladım dedi. Pes et. Vazgeç. Deneme dedi. Gözümüzü öyle korkuttular ki daha önce karşılaşmadığımız sorulara bakma gereği bile duymadık. Belki de küçük bir seziş yöntemi, fikir yürütmeyle kolayca çözülebileceklerdi. Böyle böyle girişimcilik ruhumuzu öldürdüler. Ya doğruysa ne olacak? Boş bıraktığım sorunun aklımdan geçen cevabı ya doğruysa bunun hesabını kim verecek? Belki işaretlediğimde binlerce kişinin önüne geçeceğim, daha çok istediğim bir üniversitede veya daha çok istediğim bir bölüm de okuyacağım. Kim bilir kaç kişiler bu saçma sapan uygulamanın kurbanı oldu. Yaptığımız yanlış soruların cezasını doğrularımızdan vererek çektik. Hata yapma korkusunu taşıyan özgüveni düşük girişimcilikten uzak bireyler olarak yetiştik. Nihayet doğru bir karar vermişler. Bütün sınavlar aynı şekilde olmalı ( KPSS, YGS, LYS...).Yanlış doğruyu neden götürsün? Bilenle bilmeyeni bu şekilde ayıramayız. Doğru cevabı bildiği halde işaretleme cesareti olmayan yanlış yaparım korkusuyla sınav stresi yaşayan o kadar çok sistem mağduru var ki! Yanlışlar doğruyu götürdüğünde   insanları bu cesaretten alıkoyarız. Sınav öncesi bir de bu konuda baskı yaparsak sınava girenin bilinçaltına: Hata yaparsan ölürsün! Geleceğin mahvolur! mesajını yerleştirmiş oluruz. Attığın adıma dikkat et, aman yanlış yapma, sakın yanlış yapma, yanlış yapacağına, hiç bir şey yapma, demiş oluruz. Dediler de! Yıllarca soruyu boş bırakmak marifet sayıldı. İki şık arasında kalınca bile boş bırakmamız önerildi. İnsan makine değil her verdiği cevaptan emin olamayabilir, zihinsel olarak doğruluğundan emin olduğu cevaplar olabileceği gibi, sezgileriyle de doğruyu bulabilir. Bizler bu şekilde insanların sezgilerini köreltmiş, zihinsel ve mantıksal becerilerini ön plana çıkarmış, doğruyu bulmanın bilişsel yöntemler dışında başka bir şekilde yapılamayacağını dayatmış oluruz. Oysa doğruyu bulmanın başka yolları da vardır. Bu şekilde davranmak bireylerin bu yolları keşfetmesini engeller. Duygu ve sezgilerinin gelişmesini önler. İnsan çok yönlü bir varlık, tek yönlü beslersek ve bu tek yöne göre seçim yaparsak hata ederiz. Hata yapma korkusuyla yaşayan insan bir adım ileri gidemez. İlerlemek gelişmek istiyorsak hata yapama korkusunu ortadan kaldırmalı, düşünme, sezme, harekete geçme konusunda insanımızın özgür olabileceği ortamların oluşturulmasını sağlamalıyız. Geleceğe yapacağımız en iyi yatırım eğitimdir. Eğitimin kalitesinin artırılması da devletin ve milletin birinci görevidir.