6 Ağustos 2015 Perşembe

BİLİM BİLİM DEDİKLERİ...



BİLİM

Yıllardır bilimin içindeyim. Bugüne kadar Bilim bana her şeyden kuşku duymayı öğretti, böylece ben başka şeylerden kuşku duyarken kendinden kuşku duymayacaktım... Yemezler! Artık büyüdüm ve senin gibi kuşkularla dolu bir şeye kuşkusuz bakmıyorum. Şu vakitten sonra bilimden kuşku duyduğum kuşkusuz... 

Artık bilimin ötesinde düşünmenin zamanı gelmiştir. Bilim insanların körü körüne inandığı bir din olmaktan çıkmalıdır. Bugüne kadar insanlığın bir adım önünde giden bilim gerilemeye hatta kendi kendini çürütmeye başlamıştır. Bundan 50 yıl sonra çok daha farklı bir düşünce sistemiyle düşünüyor olacağız... Bilim insanlığın peşinden gelecek artık... Bunca zaman bizi peşinden sürüklediği yeter...

İnsanlık olarak yıllardır bilime inandık. Bilim uğruna sayısız hatalar yaptık. İnsanlığımızdan çıktık, koyun gibi ne dediyse itaat ettik. Yeme dedi yemedik, içme dedi içmedik. Budur dedi, budur dedik. Ondan gelen her şeyi hiç düşünmeden kabul ettik. Gelişme ilerleme uğruna neler kaybettik neler... Kandırıldık! Yeri geldi, uyutulduk, uyuşturulduk, düşüncelerimiz bile yönlendirildi. Algılarımız yönetildi. Özgürce düşünemedik. Belli kalıpların içine hapsedildik. (Siyah ve beyaz, sıfır ve bir, iyi ve kötü, ya hep ya hiç gibi, sanki bunlardan birini seçmek zorundaymışız gibi. İçinde ya da dışında olmalıymışız gibi...) Aradaki renk ve değerleri yok saydık. Bizi biz yapandan uzaklaştık. Aynı nedenler aynı şartlar altında aynı sonuçları doğurmalıydı. Bu katı kurallar bizi körleştirdi, kalplerimizi ve beyinlerimizi taşlaştırdı. Sezgi yeteneğimiz kayboldu. Sağlıklı düşünemez, hissedemez, göremez duyamaz anlayamaz, algılayamaz olduk. Hep bir somutlaştırma çabası içindeydik. Anlamayı ve algılamayı kolaylaştırmanın tek yolu her şeyi somutlaştırmak zannediyorduk. Somut olarak göremediğimiz hiç bir şeyi bilimsel olarak nitelendirmiyorduk. Zaten bilimsel olmayan bir şeyin de hiç bir değeri yoktu. İnsan soyut alemin genişliğinden ve sonsuzluğundan, çözüm yollarının çeşitliliğinden habersizdi. Burada her şey daha hızlı hareket ediyordu. Soyut olan enerji somut olan maddeden daha dinamikti. Derken aramızdan birileri bilimden sıyrılıp düşünmeyi  denedi. Bu arada insanlığın körü körüne inandığı bilim de tökezlemeye başlamıştı. Bilim yanılıyordu sürekli. Sonuçlar tahmin ettiği gibi çıkmıyordu artık. Olayları etkileyen başka değişkenler de vardı. Bilim bunları göremiyordu, eksikti çünkü. Çünkü bilim bilim dedikleri insanın uydurduğu bir şeydi. İnsan yaradılışındaki mükemmellik ve yaratma güdüsünden hareketle kendi gibi mükemmel bir şey yaratma derdindeydi. Böylece bilimi icat etti. Bu icadının evrensel olduğu ya da olması gerektiğini iddia etti fakat iddiasında yanıldı. Geç de olsa insanlık bunun farkına vardı. Arkasından koştuğu bilimin önüne geçti ve ötesinde düşünmeye başladı. Artık gelişim çok daha hızlı olacak...

(Denemelerimden alıntı. 2010 yılında yazmış olduğum bir yazının düzeltilmiş halidir)