Vatan hainliği yalnızca devleti yıkmaya çalışıp, düşmanla
işbirliği yapmak değildir. Vatan sizden hizmet beklerken bu hizmeti yerine
getirmemek de, görevini kötüye kullanmak da vatan hainliğidir. Bir devlet
memurunun “bu gün git yarın gel zihniyeti, salla başı al maaşı davranışı”
vatana ihanettir. Bir idarecinin personelleri arasında ayrımcılık ve
adaletsizlik yapması da vatana ihanet sayılır. Çalışan insanın ayağına taş
koymak, önünü kesmek, asılsız iftiralarla aşağı çekmeye çalışmak da ne devlet
memurluğuna ne de idareciliğe yakışır. Kapasitesiz ve niteliksiz kişilerin bir
yerlere getirilmesi, işin ehil olmayana verilmesi, mevki ve makamların
torpille, tecrübesiz ve konuyla alakasız kişilere hibe edilmesi de bir çeşit
vatan hainliğidir. Bir ülkede yetenekli insanların önü açılmıyorsa,
yeteneklerini sergileyebilecekleri ortamlar oluşturulmuyorsa, kapasitelerinin
altında çalışmaya zorlanıyorlarsa, bu ülkenin ileri gidemeyeceği ve hıyanet
içinde olduğu kesindir. Günümüzde yetenekli ve nitelikli insanların bir yerlere
gelmesi o kadar zor ki! Bu kişilerin öncelikle kendilerine engel olmaya çalışan
insanlarla savaşması, yavaşlatma ve yerinde saydırma duvarını kırması, yalan, riya,
dedikodu, iftira, psikolojik baskı vb. bir sürü olumsuz duygu düşünce ve
davranış ortamından kurtulması gerekmektedir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen
kişi yıkılmadım ayaktayım diyebiliyorsa, benliğini ve öz değerlerini koruyarak
bu çarkın dişlileri arasından sıyrılabiliyorsa ne mutlu ona ki büyük bir zafer
kazanmış demektir. İşte bu zafer vatan hainliğine karşı kazanılmış bir
zaferdir. Pes etmeyin kardeşlerim. Vatan bizden hizmet beklerken, vaz geçmeyin,
geri çekilmeyin… Korkmayın! Hainlere ve hainliğe tüm benliğinizle karşı çıkın.
Artık bitsin bu hıyanet, bitsin bu rezalet… Haydi kardeşlerim vatan bizden
hizmet bekler, durmayalım, koşalım…